İnternetin her geçen gün hayatımıza biraz daha hakim olduğunu ve internetten edindiğimiz bilgilerin, günlük hayatta karşılaştığımız gerçek kişilerden edindiğimiz bilgilerden daha etkili olduğunu görüyoruz.
Bu konu üzerine verilecek en güzel örnek, içerisinde bulunduğumuz dönemde başlayan ve birçok kaynaktan bizzat şahit olduğumuz ve okuduklarımıza sorgulamadan inandığımız Rusya-Ukrayna savaşından verilebilir.
Yazılı basın içerikleri birkaç farklı gözün onayından ve teyit mekanizmasından geçerek paylaşıldığı için yalan yanlış haber olasılığı çok düşük oluyor ama ne yazık ki dijital yayınlarda durum böyle değil. Kaynağın belli olmadığı, sırf etkileşim almak uğruna görseller üzerinden oynamaların yapıldığı birçok haber her dakika telefonumuza düşüyor.
Haliyle bilgi karışıklığı ve çarpıtılan gerçekler de insanların üzerine korkunun ve karamsarlığın çökmesine sebep oluyor.
Yalnızca savaş haberlerinde değil ülkemizde olup biten her şey için yalan haberlerden sıyrılmak, bizim her zaman en doğru bilgiyi almamıza ve en doğru karara yönelmemize olanak sağlayacaktır.
Bunun için de bir haberi okurkenöncelikle haberin amacına, içeriğin ve varsa görselin oluşturulma tarihe, referans verdiği kaynaklara ve sayfanın orijinalliğine bakmanız gerekmektedir. Elbette bunları kontrol etmek de tek başına haberin doğruluğunu onaylamak için yeterli olmayacaktır.
Bunların haricinde sizi gerçekliği konusunda şüpheye düşüren bilgileri en az 3 farklı kaynaktan okumanızı öneririm. Videolu içerikleri ise başka kaynaklardan aratabilir, bilgileri teyit etmek için kurulmuş güvenilir sitelerden haberin gerçek yüzünü öğrenebilirsiniz.
Yalan haberler gerçeklik algısıyla oynadığı için bizi doğru yolumuzdan alıkoyarlar, paniğe sürüklerler ve sağlıklı karar vermemizin önüne geçerler. Bu yüzden sakin kalmalı, doğruluğundan emin olmadığımız bilgiye hemen inanmamalı ve onu diğer kişilere yaymamalıyız.