Metaverse yani Türkçe adıyla öte evren ya da başka bir deyişle sanal dünya, son zamanlarda adını sıkça duyduğumuz bir kavram.
Neredeyse herkesin üzerine yorum yaptığı, kahvedeki amcaların “gavurlar yeni icat çıkartıyor yavv” dediği Metaverse en basit tanımıyla şimdilik bir oyun aslında.
Sanal gerçeklik gözlüğünün, internetin, kripto paraların, emlakçılığın, eğitimin ve daha birçok kavramın gelişmiş versiyonlarının bir araya gelmesiyle oluşan ultra gelişmiş ve muhtemelen ilerleyen zamanlarda daha da gelişecek olan sanal bir yapı.
Eskiden okulda dikkatimiz dağıldığında hocalarımız bize, “Bedenin burada ama aklın başka yerde” derdi. Metaverse bu kalıba üçüncü bir kapı daha açarak aklımızın, gözlerimizin ve bedenimizin üç farklı yerde olabilme ihtimalini sunuyor.
Örneğin bedeniniz Keşan’da, aklınız İstanbul’da; gözleriniz ise Metaverse sayesinde New York, Brooklyn’de. New York sokaklarını görüyor, hatta ilerleyen teknoloji sayesinde sanal gerçeklik dünyasında dokunduğunuz bir kaldırım taşını hissedebiliyorsunuz bile. Oradan biriyle konuşabiliyor hatta eğitim bile görebiliyorsunuz.
Ya da daha önce hiç gitmediğiniz Peri Bacaları’nı bu teknoloji sayesinde oturduğunuz yerden sanal bir gerçeklikle ziyaret edebiliyorsunuz.
Tabi bahsettiğimiz kavram yalnızca bir yerleri ziyaret etmek ile kısıtlanmıyor, herkesin hayali olan “ışınlanma” kavramına da bir zemin hazırlıyor aslında.
En özetle Metaverse, olmadığın bir yerde oluyormuşsun gibi olmak. Tabi “olmak” kavramının da değişkenlik gösteren bir yapı olduğunu düşünürsek işler biraz karışır. Her neyse, gavurlar yapıyor gerçekten.
gavurlar değil aslında bu evrene yandaş olan Roblox oyununa baktığımızda oyuna en çok katkıda bulunan ilk 10 ülkenin içinde yer alıyoruz. Eğer olanaklar sağlanırsa belki de kalkınmada yardımcı olabilecek bir güce sahip olabilir.