Son bir aydır gerçekleşmesinden korktuğum her şey başıma geldi. Kötü olaylar başıma geldikçe daha çok korktum, bu korku yeniden başıma kötü olayların gelmesine sebep oldu. Adeta bir kısır döngü içerisine girdim ve bu durum için kendimi suçlamaktan başka bir şey yapamadım. Tüm hafta boyunca “Acaba bu kadar korkmasaydım bunlar yine başıma gelir miydi?” diye düşündüm durdum.
Aklımdaki soruların cevabını bulmak için her zaman olduğu gibi internette biraz gezinmeye koyuldum ve korktuklarımızın başımıza gelmesi ile ilgili birkaç bilgi edindim.
Ben bu durumun her zaman bir söylenti olduğunu düşünürdüm. Fakat korktuğumuz şeylerin başımıza gelmesi bir söylenti değil, bir bilinçaltı oyunuymuş. Bilimde de adına “ters çaba kuralı” deniyormuş.
Ters çaba kuralı, beynimizin sürekli olarak düşündüğü şeyleri olmaması gereken değil de, olması gereken olarak algılamasından kaynaklanıyormuş. Yani bir şeyin gerçekleşmemesini istediğimiz zamanlarda ona o kadar çok odaklanıyormuşuz ki; bilinçaltımız o yoğun düşünceyi arzumuz sanıyor, gerçekleşmesi için de tüm ihtimalleri önümüze sunuyormuş.
Edindiğim bilgilere göre bu duruma verilecek en güzel örneklerden birisi kesinlikle uyku. Şimdi ertesi gün çok önemli bir işimizin olduğunu ve erkenden uyumamız gerektiğini düşünelim. Gece yatağa gireriz, yarın yapılacak işlerimizi hesaplar ve sonra da sımsıkı gözlerimizi kapatıp “hemen uyumam gerek” diye düşünürüz. Ama bir türlü uyuyamaz, aksine sabahki halimizden daha dinç oluruz. Bu durum hepimizin başına gelmiştir. İşte böyle gecelerde gözümüze bir türlü uyku girmemesinin sebebi ters çaba kuralı olarak bilinmektedir.
Aynı şekilde “bir şeyi kırk kez söylersen olur”, “iyi düşün iyi olsun” gibi cümlelerin hepsi de aynı kapıya çıkmaktadır. Yani atalarımız da iyi düşünmenin ve evrene iyi enerji yollamanın insana getirilerinden bahsetmiş yıllar önce.
Özet olarak çok korktuğumuz şeyler maalesef başımıza gelmekle yükümlüdür. Biz hiç istemediğimizi düşünsek de beynimiz bu yoğun düşünceye maalesef karşı koyamaz.
Benim önerim ise klişe olacak fakat her zaman iyi düşmekten geçiyor. Ne olursa olsun, bazen imkansız gelse de hayatın yaşamaya değer olduğu ve korkunun akıl katili olduğunu unutmamanızı öneririm.
Korkusuz ve mutlu bir hayat ümidiyle…