Geçtiğimiz yıllarda kadınların medyadaki ve çalışma ortamlarındaki konumu üzerine uzun bir araştırma yapmıştım. O dönem karşılaştığım sonuçlar beni çok üzmüş, biraz da kızdırmıştı. Çünkü kadınların iş ortamında neredeyse yok sayıldığını; medyada ise genellikle ya şiddet haberleriyle ya da karşı cinsle herhangi bir konuda kıyaslanırken varolabildiğini görmüştüm.
Bu durum çok acı çünkü Türkiye’de nüfusunun %49,9'unu kadınlar, %50,1'ini erkekler oluşturuyor. Ama kadınlar neredeyse bu toplumda yokmuş gibi davranılıyor.
Geçtiğimiz yıllarda yaptığım araştırmalardan dolayı üzgün olsam da bu yıl en sevdiğim gün olan “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” için yeniden verilere bakmaya ve okumaya koyuldum. Özellikle son bir yıl içerisinde belli konularda farkındalık oluşturduğumuzu biliyordum ama medyaya bu kadar güzel yansıdığını, sesimizi böyle güzel, bu kadar çok duyurduğumuzu düşünmemiştim.
Eskiden kıyaslarla dolu haberler, şimdilerde birçok yazıda yerini kadınların başarı hikayelerine, haklarına, hep göz ardı edilen sorunların çözümüne bırakmış. Ne mutlu.
2022 yılında hala çözülmeyen kadın hakları üzerine konuşmak ve bir nebze çözüldüğü için sevinmek bile acı verici olsa da durumun her geçen gün biraz daha iyileşmesi, hiç iyileşmemesinden daha iyidir her zaman.
Dilerim ki son yıllarda oluşan farkındalık her geçen yıl artarak devam eder. İçerisinde “kadın” kelimesinin geçtiği her haber acısız, başarı ve mutluluk dolu olur.
Tüm kız kardeşlerimin, annelerin, ablaların, her kadının ve 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kalbinde hisseden herkesin kadınlar gününü kutluyorum. İyi ki varız!