sen, sonsuz bir gelecek gibi durdun gecenin içinde
her şey yerli yerindeydi
sen geldin, dağıttın, gittin
sen bunun için yaratılmıştın
kabahat sende değildi, ellerin böyleydi
kabahat senin değildi, kalbin başka yerindeydi
sana ellerimi uzattım, cücük bir beyin geçti elime
kabahat senin değildi, yaratılışın böyleydi
sonra düşündüm
düşündüm evet, senin bilmediğin bir şey bu!
benim ellerimde papatyalar vardı
sen sonbahardın, kabahat senin değildi
kiralık bir aşktan ödünç almıştım seni
kimsesiz çocuklar büyüttüm sol gömlek cebimde
sen hünersiz ellerinle her şeyleri berbat ettin
diyorum ya, kabahat senin değildi,
kimliksiz bir gece yarısı büyüttüm ikimiz için
seni ilkin tanıyamadım, sonradan çıkardım
ne var ne yoksa mahvetmek için vardın
çok yabancısıydım ben bu işlerin
her şeylerin farkına sonradan vardım
seni aldım kenara ayırdım, kabahat senin değildi
ben böyleydim, her şeye çabuk kanardım
aşka ve sevdaya meylim varmış,
evet, vardı, kabahat benim değildi.
sana da bu sebepten inandım, kabahat senin değildi.
ben bütün kabahatleri yüklendim bir başıma
aldım iklimleri ayıkladım bir başıma
başıma gelmeyen kalmadı bir başıma
ne kadar yalan varsa göğüsledim bir başıma
kabahat senin değildi.
gelmiş geçmiş bütün yalanlara inandım
şiir yalan söyleme sanatıymış, öyle dediler
aldım söylediğin yalanları dizdim alt alta
elimden bu kadarı geldi, kabahat senin değildi.