Türk lirası gelişmiş ülkelerin para birimleri karşısında sürekli değer kaybediyor. Bu kaybediş epeydir son bulmadığı gibi, aksine katlanarak devam ediyor. Türk lirasının bu değersizliği de haliyle Türk vatandaşlarının hayatlarını epey olumsuz etkiliyor. Artan konut, araç, gıda, tekstil vb. fiyatları hayatı zorlaştırmaya devam ediyor. Geçim sıkıntısı, ülkemizin en belirgin problemlerinden olma özelliğini sürdürüyor.
Bir paranın nasıl değer kaybettiğini basitçe açıklamak gerekirse, ülkelerin yurtdışına ihraç ettiği ürünlerin bedeli, yurtdışından ithal edilen ürünlerden düşük olduğunda; örneğin 6 milyon dolarlık ürün satıp 20 milyon dolarlık ürün alındığında 14 milyon dolar cari açık ortaya çıkar. Tabii ki bu rakamlar sadece bir örnek. 2021 yılının Nisan ayında 18.8 milyar dolar değerinde ürün satılmışken 21.9 milyar dolar ürün alınmış. Aradaki fark olan 3.1 milyar dolar ise bizim cari açığımızdır. Bu dengenin bozulması Merkez Bankası dolar rezervinin azalmasına sebep olur ve dolar karşısında liranın değer kaybına neden olur. Özetle, aldığınız sattığınızdan çoksa ve ticaret yaptığınız paranın stoğu azalıyorsa o para kıymetlenmeye başlıyor. Şimdi de bu değer kaybedişin nedenlerine değineyim. Ülke gündemindeki her hareketlilik ve ekonomik güvensizlik ortamı Türk lirasının değerini değiştirmeye fazlasıyla yetiyor. Siyasi faktörlerin yanı sıra ekonomik ve sağlık gibi etmenler de burada rol oynuyor. Örneğin, Türkiye’nin uzun zamandır mücadele ettiği Covid-19 salgını döviz kaynaklarını ve dolayısıyla turizm sektörünü ciddi şekilde etkilemiş oldu. Türk lirası için risk teşkil eden unsurlar arasında yerini alıyor haliyle. Türk lirasının Dolar, Euro ve Sterlin üzerindeki güncel durumuna bir göz atacak olursak, şu anda 1 ABD Doları eşittir 8,59 Türk lirası. 1 Euro da eşittir 10,46 Türk lirası iken, 1 İngiliz Sterlini eşittir 12,12 Türk lirasıdır.
Para biriminin fazla değerlendiği durumlar faizlerin düşmesine neden olabilir. Merkez Bankası ekonominin bu durumlarında dengeyi enflasyon oluşturmaya çalışarak kurar. Fakat enflasyonun dozunda olması gerekir elbette ki. Yüksek enflasyon karşısında tüketicinin alım gücü zayıflayacağından, dar gelirli ve sabit gelirli bireyler bu durumdan daha fazla etkilenir. Gelir dağılımındaki eşitsizlik artar, fiyat artışlarında da dengesizlik olur. Yüksek enflasyonun olduğu durumda ulusal paranın alım gücü düştükçe yabancı para birimlerine tercihler artar. Bu da Türk lirasını son derece olumsuz etkilemiş olur.