Bildiğimiz gibi 24.02.2022 tarihinde Rus Lider Putin’in vur emriyle Ukrayna’nın işgali başladı ve halen devam etmekte.
Savaşın resmen başlamasıyla birlikte Ukrayna’da sıkı yönetim ve seferberlik ilan edilmişti. Ukrayna'da birçok kent bombalandı. Bazı siviller ülkeden kaçmak için sınıra akın etti ve ülkeyi terk etti. Kalanlar ise sığınaklara sığındı. Tüm dünya olup biteni endişe içinde izlerken ABD ve Batı ülkeleri ise Rusya'ya yaptırım uygulayacaklarını açıkladı. Kreşleri, okulları, hastaneleri, doğumhaneleri, yetimhaneleri, sivillerin evlerini bombalamaktan çekinmeyen Rusya çok sayıda yıkıma, ölüme ve tahribata neden oldu. Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelenskiy ise kanının son damlasına kadar savaşacağını, Kiev’den ayrılmayacağını, devletini ve bağımsızlığını korumaktan asla vazgeçmeyeceğini belirterek halkının yanında savaşmayı sürdürdü. Savaşın ilerleyen günlerinde Rusya, Ukrayna’daki yaklaşık üç bin askeri tesisi imha etti. Rus bombardımanı aynı zamanda Çernobil'de bir radyoaktif atık deposuna çarptı. Füzelerin depoyu patlatmasının ardından radyasyon seviyelerinde anormal bir artış tespit edildi.
Savaşın devam eden şu anki kısmında ise Rusya, Ukrayna'da ilk defa Kinjal hipersonik füzesi kullandığını açıkladı. Rusya Savunma Bakanlığı Ukrayna'nın Luhansk bölgesindeki toprakların yüzde 90'ının ele geçirildiğini bildirirken, Ukrayna da Rus ordusunun 14 bin 400 askerini, 95 uçağını, 115 helikopterini ve 466 tankını kaybettiğini açıkladı.
Sosyolojik olarak bu savaştan çıkarılacak dersler çok fazla elbette. Bağımsız bir ülkeyi kanlı bir işgalle yok etmek, 2. Dünya Savaşı’nın karanlığını tüm dünyaya bir kez daha yaşatmak Rusların alnından silinmeyecek bir kara leke olarak kalacak gibi gözükmekte. Rus toplumu da kendi hataları ile yüzleşecektir, uluslar arası toplumdan soyutlanmama için adımlar atacaktır diye umuyorum. Bilhassa yaptırımlar neticesinde ekonomik olarak çöken Rusya’nın kamuoyu baskısıyla Putin’i masaya doğru itmesini ummaktayım. Ukrayna’daki yıkım ise tek taraflı değildir elbette. ABD ise ekonomik yaptırımlar ile Rusya’nın zayıflamasını istiyor ve amaç ediniyor. Biz Türk milleti ise hiçbir masumun canı yanmasın isteriz, her zaman mazlum olanın yanında yer alırız. Ancak aynı zamanda meseleye yalnızca Türkiye’nin menfaatleri çerçevesinde yaklaşmamız gerektiğini de unutmamamız gerekir.