Aşılama oranı arttığı halde vaka sayıları neden yükseliyor? Vaka sayılarının düşmemesi, hatta son günlerde iyice artıp otuz bine dayanması akıllarda soru işaretlerine yol açıyor. Ülkemizde şu an toplam yapılan aşı sayısı 103.647.827. İki doz aşısını olanlar ise 41.245.601 kişi. Peki vaka sayılarında azalma neden gerçekleşmiyor?
Toplumda şöyle bir yanılgının vuku bulduğuna şahit oluyorum. Aşı olan vatandaşların bir kısmı oldukları aşılara güvenerek maske kullanımını azaltıp, sosyal mesafe kurallarını hiçe saymaya başladılar. Aşı olanların enfekte olmayacağına dair yanlış bir görüş oluştu. Bilim insanları böyle bir şeyin olmadığını, aşının enfekte olmayı engellemediğini ısrarla söylüyor. Aşı kavramını iyi anlayabilmek gerekli bu noktada. Aşı ile bağışıklık kazanmak adına yapılan zayıflatılmış hastalık virüsü vücuda enjekte edilir ki vücut bağışıklık sistemi ile yanıt verebilsin. Bu amaçla hastalık yapma yetisi azaltılmış hastalık etkeni insan vücudu ile tanıştırılmış olur. Dolayısıyla aşı, enfekte olmanızı engellemez fakat hastalığa karşı bağışıklık kazanmanızı ve hastalığı daha kolay atlatabilmenizi sağlar. İstatistiklere baktığımızda da aşılamanın ölüm ve yoğun bakım oranını düşürdüğünü görebiliriz. Dolayısıyla aşı olsak da maske kullanımına, sosyal mesafeye ve hijyene dikkat etmekten asla vazgeçmememiz gerekli. Aşı karşıtı yapılan propagandalara hiçbir anlam veremiyorum zaten. Hayatlarını bilime adamış bunca bilim insanı bilimsel somut verilerle aşının gerekliliğini anlatırken bilimi reddedip buna karşı olmanın akıl karı olmadığı görüşündeyim.
Vaka artışını okulların yüz yüze eğitime başlamasıyla da ilişkilendirebiliriz. Bilhassa küçük sınıf öğrencilerinin pandemi koşullarına uygun hareket etmeleri kolay olmuyor. Sosyal mesafe kavramını da okullarda uygulamak kısmen mümkün. Dolayısıyla vaka artışını bu durum da büyük ölçüde etkiliyor.