Türkiye’nin kaderini değiştirecek, herkesin merakla beklediği büyük seçime sayılı günler kaldı. Önümüzdeki hafta sonu tüm vatandaşlarımız hem milletvekillerini hem cumhurbaşkanını seçmek için sandık başında oylarını kullanacaklar. Oy kullanmak herkesin vatandaşlık görevidir. Bir oydan bir şey olmaz düşüncesi ile oy kullanmamayı tercih etmek, oldukça yanlış bir bakış açısıdır. Her bir oyun önemi büyüktür. Sınavlarda bir puan bile birçok şeyi değiştirip, kritik bir belirleyici olabiliyorken, seçimlerde de bir oy bile belirleyici olabilir. Bu sebeple oy kullanmaktan asla kaçınmayalım.
Peki demokratik bir toplumda seçim nasıl yapılmalı? Doğru, adil bir seçim nasıl olmalı? Öncelikle oy sayımı vicdanlı ve adil yapılmalı elbette. Seçimde görev alan tüm personellerin şeffaf, tarafsız ve adaleti gözetecek şekilde görevlerini yapmalarının elzem olduğu unutulmamalıdır. Örneğin okur yazar olmayan ve engeli bulunan vatandaşlarımıza oy kullanımı esnasında yardımcı olacak personelin tarafsız olamayacağı düşüncesi ile böyle bir uygulama söz konusu olmayacaktır. YSK, 14 Mayıs’ta yapılacak Cumhurbaşkanı Seçimi ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi’ne ilişkin açıklama yaparken, okuma yazma bilmeyen seçmenlere oy verme esnasında kimsenin yardım etmeyeceği, seçmenin kendi oyunu kendi kullanacağını da belirtti.
Demokratik ve adil bir seçimde kazanan ve kaybeden tarafların seçim sonrası nasıl davrandığı da mühimdir. Kazanan taraf, karşı tarafı rencide ve tahrik etmeden, sevincini ölçülü bir şekilde yaşayarak kaliteli bir duruş sergilemeli. Kaybeden taraf ise süreci analiz edip, neden kaybettiğine ilişkin değerlendirmelerde bulunmalıdır.
İnşallah hakedenin kazandığı bir seçim olur.
Hayırlısı olsun inşallah