Yarın (20 Ocak Cuma) birinci eğitim-öğretim dönemi sona eriyor. Milyonlarca öğrenci eğitime on beş gün ara vererek tatile giriyor. Peki öğrenciler bu tatil sürecini nasıl değerlendirmeli?
Öğrencilerin yaşları ve sınıfları göz önüne alınarak bir program yapılabilir. Örneğin, sınav grubu öğrencilerin (8. ve 12. sınıf) programı daha yoğun, ders ve test odaklı olmalıyken, ara sınıflar ve küçük yaş grubu öğrenciler için onları boğmayacak ama okulda dönem içinde edindikleri bilgileri de tekrar edecekleri ve bu bilgiyi pekiştirecekleri bir program yapılmalı. Derslerin içeriklerine ve türlerine göre çalışma metotları belirlemek de son derece önemli. Örneğin, edebiyat ve tarih gibi sözel dersler daha çok okumaya, tekrara ve ezbere dayalıyken, matematik ve fen bilimleri gibi sayısal dersler de daha çok soru çözme pratiğine dayalıdır. Keza, analitik zeka ile doğru orantılı olan yabancı dil dersleri de tekrar, pratik ve ezber ile bir çalışma gerektirir. Dolayısıyla öğrenciler on beş gün boyunca tamamen derslerden uzak kalırsa bazı bilgileri unutma sorunu yaşayabilir. Tekrar etmek ve bu bağlamda bilgileri canlı tutmak önemlidir. Ama bu, öğrencileri on beş günlük bu tatilde de sürekli derse boğmak demek değildir. Onların da yorulduğunu, dinlenme ve eğlenme hakları olduğunu da göz ardı etmemek gerekir. Dinlenmeleri, yeterli uykuyu almaları, güzel beslenmeleri, aileleriyle vakit geçirip paylaşımda bulunmaları, keyifli olmaları da onların ruh ve beden sağlığı açısından elzemdir.
Tüm öğrencilere ve daima emek veren, fedakar öğretmenlere iyi tatiller!