Nisan ayını severim. İlkbaharın gelişini tüm sıcaklığıyla hissettiğim ilk bahar ayıdır. Hayatımda nisan ayını hep coşkuyla anımsarım. Bu ayın içinde doğduğum için doğum günü kutlamalarım zihnimde ağır basıp belleğimi neşelendirir, beni de nisana olumlu şartlar sanırım. Özellikle çocukluk dönemlerimizde coşkusuyla, şirinliğiyle, neşesiyle ve kutlamalarıyla iz bırakan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı da bu ayın ışıltılarından biri. Ancak bugün 10 Nisan Polis Bayramı için yazıyorum.
En temel ihtiyaçlarımızdan olan güvenlik ihtiyacımızı büyük bir özveri ve fedakarlıkla karşılayan kıymetli polislerimize ne kadar teşekkür etsek az. Bayramlar ve özel günlerde dahi yoğun saatler çalışan polislerimizin emekleri tartışılamaz. Emeklerinin karşılığını almak, yılda 1 gün bile olsa güzel bir şekilde hatırlanmak mühim. Çok yoğun ve ağır şartlarda canla başla çalıştıkları hiçbir zaman göz ardı edilmemeli. Polise hak ettiği değer maddi ve manevi olarak verilmeli. Çalışma koşulları olabildiğince iyileştirilmeli. Mesleki deformasyonun ve yıpranmışlığın fazla oluşu dikkate alınarak bu noktada çeşitli çalışmalar yapılmalı. Polise hak ettiği değer kazandırılıp, toplumdaki itibarı zedelenmemeli. Aksine yükseltilip korunmalı. Polisin toplum içinde itibarsızlaştırılması ve yetkisizleştirilmesi söz konusu olduğunda bunun sıkıntısını halk olarak hepimiz çekeriz. Ciddi bir güvenlik zafiyeti oluşur. Buna mahal verilmemeli!
Uzun lafın kısası, başta devletimize şerefiyle 33 yıl hizmet etmiş olan babam emekli Başpolis Şahin Gündüz olmak üzere, tüm emniyet mensuplarının Polis Haftası’nı gönülden kutlarım. Hep var ol şerefli Türk Polis Teşkilatı!