Etkisinin büyüklüğü tartışılmaz olan Covid-19 küresel salgınıyla uzun zamandır baş etmeye çalışıyoruz. Her anlamda son derece yıkıcı olan bu virüs, tüm dünyayı sarstı, hala da sarsmaya devam ediyor. Yaşanan kayıplar, salgının elbette ki en acı bilançosu. Fakat bu salgın hastalık, yaşamaya devam eden insanları ekonomik, sosyal ve psikolojik anlamda da bir hayli olumsuz etkiledi. Örneğin karantina uygulamaları, belli aralıklarla devam eden sokağa çıkma yasakları, seyahat kısıtlamaları, birtakım ,işyerlerinin kapatılması, insanların bu ölümcül salgına yakalanma korkusuyla kendilerini sosyal hayattan izole etmeleri de küresel ekonomi için bir tehdit oluşturdu.
Yaşadığımız bu zor süreçte duygularımızın sıklıkla değiştiği gibi, düşüncelerimizin de bu noktada farklılık kazandığını söylemek mümkün. Pek çok konuda farkındalık kazandık. Bilhassa hijyen hususunda büyük bir farkındalık oluştuğunu söylemek mümkün. Ufak bir örnek daha vermek gerekirse, zamanın ve dolayısıyla içinde bulunduğumuz anın kıymetini idrak edebilmenin bile ne kadar önemli olduğunu fark ettik. Aslında bu basit olduğu kadar zor bir işti… Günlük rutinlerimizin bile bize aslında ne kadar iyi geldiğini, o rutinlerden uzaklaşmak zorunda kaldığımızda anladık. Peki, her şey gerçekten de pandemi nihayete erdiğinde dilediğimiz gibi olacak mı? Yoksa biz kendimizi dinlediğimizi unutup, yine hayatın içerisindeki meşgalelerle haşır neşir olurken kapatacak mıyız gözlerimizi, kulaklarımızı? Umarım, bu meşakkatli süreci sağlıkla atlatır, sonrasında cevabını kendimize en olumlu şekilde vermiş oluruz…
Biraz da koronavirüs salgınının farklı bir etkisinden bahsetmek istiyorum. Lügatimize daha önceden anlamlarını bilmediğimiz yeni kelimeler sokmuş oldu koronavirüs salgını. Bunlardan en sık kullandığımız sözcük şüphesiz ki ‘’Pandemi’’. Bir hastalığın tüm dünya yüzeyi gibi çok geniş bir alana yayılmasına verilen ad olduğunu ne yazık ki öğrenmiş olduk. İngilizcede zirve manasındaki peak sözcüğünün Türkçe okunuşu da yine haznemizdeki bir diğer yeni sözcük. Bu bağlamda pik, hastalığın yayılma hızının zirveye ulaşması anlamını taşımış oldu. Sosyal mesafe kavramı ise, en sık kullandığımız sözcükler arasındaki yerini aldı. Virüsün bir diğer kişiye bulaşma ihtimalini azaltmak amacıyla iki veya daha fazla kişi arasındaki fiziksel mesafeyi uzun tutmak, yakınlaşmamak, yani sosyal mesafeyi korumak en önemli tedbirlerimizden biri haline geldi. Filyasyon sözcüğü de pek çoğumuzun yeni öğrendiği bir sözcük oldu. Hastalığın yayılma zincirini takip etmek manasındaki bu sözcük de pandemi sürecinde dilimize pelesenk olmuş durumda. Elbette daha bir çok sözcük mevcut hayatımıza yeni giren. Entübe,karantina,immün,semptom da bunlardan sadece bazıları. Bu sözcükleri bir an evvel hayatımızdan çıkarmak temennisiyle…