“Kılıçdaroğlu İmamoğlu’na ceza kararı çıktığında Almanya’daydı. Tıpkı Meclis’te sansür yasası çıkarken ABD’de olduğu gibi.” Bekir Ağırdır
Türkiye’nin 200 yıllık modernleşme tarihine bakıldığında, halkın bir değişim sancısı içinde, isteyerek, çaba göstererek yani yeni dünyanın gereklerine yerine getirmek yerine, bunu “halk” adına kadar veren ve uygulayan devlet oldu.
Osmanlı’nın son zamanlarında başlayan değişime Türkiye Cumhuriyeti’nde de bu zihni adımlar takip edildi. Devlet buyurdu “halk” buna ayak uydurdu.
Bu halktan kopuş hali Demokrat Parti’nin tek parti cumhuriyetine karşı “yeter söz milletindir” sloganıyla son buldu; ama iktidara geldiklerinde eleştirdikleri tek partinin birçok politikasını hayata geçirdi. Halka rağmen. (Demokrat Parti’nin siyasi hayatını merak edenler Cem Eroğlu’nun Demokrat Parti; Tarihi ve İdeolojisi kitabına göz atabilir.)
İktidardan inen Halk Partisi, Karaoğlan’ın ortanın solu diyerek son kez iktidara gelen 1977 CHP’sinden bu yana iktidar olamadı.
Halkın ve yeni çağın sorunlarını çözme anlamında büyük strateji üretemediler hiç.
***
İstanbul seçimlerini “iki” kez kazanan, ANAP’lı ailenin CHP’li çocuğu Ekrem İmamoğlu’na ceza geleceği öngörülürken, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Almanya’daydı.
Kılıçdaroğlu’nun dava günü Almanya ziyaretini gerçekleştirmesi yukarıdaki unsurların bir çıktısı olarak iktidar partisi AK Parti’nin devletin bütün olanaklarına sahip olduğunu unuttuğunu daha doğrusu rakibini hiç ama hiç tanıyamadığını gösteriyor.
Tanısaydı, bu tarz şeylere en azından refleks gösterebilirdi.
Kılıçdaroğlu’nun hatasını İmamoğlu, çözümün adresinin meydanlar olduğunun bilincine vararak davanın karar günü insanları Saraçhane’ye çağırarak vermişti.
İYİ Parti lideri Meral Akşener de bu hamleyi başarılı bir şekilde değerlendirerek Türkiye’nin “birlikte” daha iyi ve daha güzel olacağını belirtirken, "halka" rağmen atılan adımların sonuçsuz kalacağını göstermiş oldu.
Söz konusu durumla ilgili Bekir Ağırdır ise 18 Aralık 2022 Oksijen’deki İmamoğlu kararı hangi siyasi aktörü nasıl etkiler? yazısı bize gerçekçi bir manzara sunuyor.
“Her ne kadar bu yurt dışı gezilere teknoloji ve finansal gelişmeleri izlemek benzeri açıklamalar yapılıyor olsa da bu denli hareketli, ülkelere, ilgili kurumlara ziyaret hevesinin ülkenin içindeki bilim dünyasını, teknoloji dünyasını, entelektüel kapasitesini kapsamadığı kamuoyunun dikkatinden kaçmıyor.”
Kılıçdaroğlu’nun ekmeğin 6 lira olduğu, dövizin 20 lira civarında seyrettiği, mazot fiyatlarının 20 ile 25 lira arasında seyrettiği, kira fiyatlarının yüzde 100 ile 300 arasında zamlandığı bir dönemde türban yasağı çıkışı halkla bütünleşmediğinin, rakibini hiç tanımadığını gösterir.
***
Buradan hareketle, genelde olan siyasi anlayışın mutlaka yerele bir yansıması olur inancına sahip olduğum için bu hususa dikkat edilmesi gerektiğini, halka rağmen bir şeylerin gerçekleşmesinin imkânsız olduğunu savunuyorum.
Örnek vermek gerekirse öğrenci şehri Edirne’ye çocuklarımıza uygun fiyatla sıcak yemek veren, örneğini İstanbul’da gördüğümüz Kent Lokantalarının kazandırılması, Ankara’da kampüste öğrencilere sıcak çorba servisinin burada da hayata geçirilmesi, konaklama sıkıntısı yaşayan öğrencilerimize uygun fiyatlarla yararlanabileceği yurtların yapılması, öğrencilerin Edirne’de istedikleri yere 1 liraya gideceği abonman uygulaması (CHP’li Mersin Büyükşehir Belediyesi bu uygulamayı hayata geçirdi.) öğrencilerin çamaşırlarını yıkayacağı kitap kahve keyfi yapacağı çamaşır kafeler, vatandaşa kış mevsimi için yakıt desteği, faturaları ödemede Edirnelilere kolaylıkların sağlanması gibi örnekler bu bütünleşmenin bir örneği olacağı ve CHP’nin geleceği açısında halkla bütünleşmesi anlamında önemli olduğuna dair inancımı korumaktayım.
Böyle bir değişim yaşandığı takdirde Türkiye’nin Edirne’nin kimliklere sıkışmış politik manzaradan uzaklaşarak birlikte olma gücünün daha anlamlı olacağı duygusunu hissedip, bu uğurda eyleme geçmesiyle sonuçlanırken geleceğe dair iyimser bir havanın yaratılmasını sağlayacaktır.
Not: Edirne basınına uzun süre emek veren bir kardeşiniz olarak beni “Bizde yazı yazar mısın?” sözleriyle davet eden Tamer Yavuz’a teşekkür ederek, gündemin olağan akışına uyarak Edirnelilere "merhaba" diyorum.
Kaynak:
Bekir Ağırdır: İmamoğlu kararı hangi siyasi aktörü nasıl etkiler? https://t24.com.tr/yazarlar/bekir-agirdir/imamoglu-karari-hangi-siyasi-aktoru-nasil-etkiler,37892 adresinden erişim sağlandı.