Koronavirüs vakalarının çok yüksek seyrettiği bir dönemden sonra azalan vakalar bir nebze de olsa ülkece rahat bir nefes almamızı sağladı. Fakat tehlike hala geçmiş değil elbette ki. Normalleşme dönemimizin de tedbirli ve kontrollü olması vakaların artması yerine azalması için oldukça önemli. Maske kullanımını, sosyal mesafeyi ve bilhassa hijyeni hayatımızda eksik etmememiz gerekli.
Bir süredir koronavirüs salgınıyla mücadelemizi aşı ile devam ettiriyoruz. Öncelerde yavaş ilerleyen aşılama şuan bir hayli ivme kazanmış durumda. Ülkemize giren aşı miktarı arttıkça aşılama hızı da artmış oldu ve dolayısıyla aşılanan kişi sayısı gün geçtikçe hızlı bir şekilde artar hale geldi. Dünyanın en gelişmiş ülkelerinden olan İsrail, aşılamayı en hızlı bitiren devletlerden biri. İsrail’de aşılama tamamen bitti, nüfusun %60dan fazlası mRNA aşısı(Biontech) ile aşılandı ve normalleşmeye çoktan geçtiler. Şu anda İsrail’de vakalar neredeyse sıfır. Kapalı alanlarda maske takma zorunluluğu da kaldırıldı. Türkiye’de de salgının kontrol altına alınması, vakaların sürekli düşüşe geçmesi alınan tedbirlerin yanı sıra aşılamanın minimum %70 oranına geldiğinde mümkün olacağını söylüyor uzmanlar. Dolayısıyla bu noktada aşılama sürecini sağlıklı bir şekilde sürdürmek önemli. Prof. Dr. Mehmet Ceyhan sosyal mecralarda Covid-19 aşılamasına ilişkin yapılan olumsuz paylaşımları ve aşı karşıtlığını kötü niyetli yaklaşım olarak değerlendiriyor ve bu görüşlerin cehalet, yanlış değerlendirme, istatistik bilimini hiç kullanmama kaynaklı olduğunu söylüyor.
Hem bireysel hem de toplumsal alınan tedbirlerde ısrarcı ve özenli olmayı sürdürüp, sıramız geldiğinde de aşı olmaya devam ettiğimiz takdirde koronavirüs salgınından kurtulmak çok uzak olmayacaktır.