Edirne'de bir çok sanata ve sanatçıya ilham kaynağı olacak eserler var ve kent turizminin ana kaynağını oluşturuyorlar. Bunların başında Mimar Sinan'ın muhteşem eseri UNESCO Dünya mirası listesine girmiş Selimiye Camii geliyor. Tabi bunun yanında Osmanlının her dönemine şahitlik etmiş yapılarıyla her zaman ön planda olmuş camilerimiz. Asıl bahsetmek istediğim konu bu yukarıda anlattıkalrım değil, kentimzde sanata ve sanatçıya olan değerden bahsetmek istiyorum. Atatürk'ün meşhur lafını da sanatçıya verdiği vurgulamak adına yazamadan geçemeyeceğim; "Efendiler!. Hepiniz mebus olabilirsiniz, vekil olabilirsiniz, hatta reisicumhur olabilirsiniz, fakat sanatkâr olamazsınız hayatlarını büyük bir sanata vakfeden bu çocukları sevelim..."
İşte bu sözerle sanatçıya gereken değeri özetlemiş büyük önder Musta Kemal Atatürk. Kentimizde yine yazımın başında dediğim gibi bu güzel eserlerden ilham alan sanatçılar; adlarına şarkılar yazmış, resmetmiş, kendi gözlemleriyle fotoğraflamışlar. Sanatçı kendi tarzıyla kendi penceresinden anlatmış bu güzelim eserleri. Demem o ki; Şanslı insanlarız, her türden güzelliklerimiz var etrafımızda ve bu çevrede güzelliklerin içinde hayatımızı daim ettiriyoruz. Yüce Allahın bize bahşetmiş olduğu doğal güzelliklerimizi de unutmuyorum, çok güzel bir coğrafyadayız. Sonuç olarak kentte kendi yağı ile kavrulmaya çalışan sanat icra eden kişilere kurumlar gereken değeri verilmelidir. Sözlerim yanlış anlaşılmasın, Edirne Valiliği, Edirne Belediyesi ve Kültür Turizm Müdürlüğü dışında kimsenin değer verdiği ya da destek olduğu yok. Halk olarak da duyarlı olduğumuzu düşünmüyorum. Çok az bir kesim sanatla ilgilieniyor ve önem veriyor. Onlar da işin içinde olan kişlerin yakınlarıdır :)
Bir toplumun kalkınması için en önemli saç ayaklarından biridir Sanat. O yüzden vatandaş olarak ya da kurumlar olarak sanatın yanında olmalıyız. Toplumda özümsenmeli, benimsenmelidir. Tarih, turizmin ve ticaretin yanında sanat da olmalıdır ve toplum olarak destekelnemesi gerektiğini düşünüyorum. kalın sağlıcakla...