Edirne'de uzun zaman sonra eskisi kadar olmasa da hafta sonu bir komşu yoğunluğu yaşandı. Önümüzdeki günlerde daha da olması bekleniyor. Umarız ki bu gelişler, büyük yoğunluklar oluşturmadan devam eder. Kent esnafımız da inşallah fiyatlar konusunda dersini almıştır. Çünkü yanıbaşımızda Çorlu ve İstanbul var. Tüm zamanlarını burada geçirecekken neden başka yerlere gitsinler. Yani dengeli olsun anlamında diyorum komşu istediği yere gider, ama bize gelenler de olur açısından. Yoksa herkesin dengelereri bozuluyor. Fiyatlandırma dengeleri, çok para kazanma dengeleri anlamında şaşabiliyoruz. Bu da kent turizmine zarar veriyor.
Türkiye'nin gündeminde deprem, doğal afetler ve öte yandan da seçim heyecanı başladı. Partiler aday adaylarını bir bir açıklamaya başladı. Seçim heyecanı deerken siyasi partiler kendi içlerinde daha çok heyecan yaşıyor. Vatandaş açısından hayat normal akıyor. Yaşam savaşı olağanca hızıyla devam ediyor. Halk evine ekmek götürme derdinde. Nitekim şu an et dışında öyle anormal bir durum söz konusu değil. Umarız yine ayı şekilde devam eder.
Bulgar Ortodoks Sveti Georgi Kilisesi rahibi Aleksandır Çıkırık 62 yaşında vefat etti. Vasiyeti üzerine görev yaptığı kilisenin bahçesine gömüldü. Kilisede Pazar günü yapılan cenaze törenine katıldım. En çok dikkatımı çeken ise Rahip Çıkırık'ın mahallede çok sevilen biri olduğuna bizzat şahit oldum. Özellikle mahalle komşuları kadınlar, eşini hiç yalnız bırakmayarak taziye ziyaretlerinde bulundu. Öte yandan resmi makamlar da aynı şekilde Çıkırık'ın cenazesinde yer aldı. Biz işimiz gereği kendisiyle hem haber anlamında ya da fotoğraf çekimi ile ilgili kiliseye ne zaman gitsek bize her konuda yardımcı olmuştur. Bizim içinde iyi biriydi. Geride kalan ailesine sabırlar dilyoroum.
Öte yandan yağışlı bir haftayı geride bıraktık. Yaklaşık 2 gün çok güzel yağmur yağdı. Yani çok güzel derken tarım toprakları açısından yavaş yavaş yağması iyi oldu. Yeterli mi? hayır. Barajların dolması açısından yeterli değil. Umarız Nisan ayı yağışlı geçer ve yemyeşil bir bahar havasıyla ve barajlar dolu olarak yaza karşılarız. Nedense her 4-5 yılda bir bu kurak geçen yılı konuşuyoruz ve gündemimizi oluşturuyor. Bunu konuşmak istemiyorsak, boşa akan nehirleri bir şekilde tutmalıyız ya da başka arazilere aktararak oradada biriktirebiliriz. Çünkü arazi yapısının nehir kenarlarında dağlık yerine düz olması su tutumunu zorlaştırıyor. Bu yüzden giden valimizin şehir merkezinde nehrin kenarlarına beton bloklar yaparak, önününe lastik savaklarla suyu tutma projesi vardı. Bu proje ile ilgili son durum nedir bilmiyoruz ama araya deprem girdi, en son yapılıyordu. Umarız bir an önce yapılır ve günümüzde hem suyun tutulduğu hem de elktrik enerjinin üretildiği bir tesis kentimize kazandırılmış olur. Hepsi bize lazım hem enerji, hem de su. Kalın sağlıcakla...