Edirne’de gurbetçiler kısmen gelseler de bir çoğu dönüş yolculuğunda bunuyor. Tabi bunların bazıları hem gelirken, hem de giderken merkeze uğrayarak hem ciğer yiyorlar hem de tarihi camilerimizi geziyorlar. Tabi gurbetçilerimizin yoğun geldiği dönemde, Bulgar turistlerin Edirne’ye hatta Türkiye’ye gelişleri azalmıştı. Gurbetçilerin sınır kapılarındaki yoğunluk azaldı ama ne hikmetse komşu artık eskisi kadar Edirne’yi ziyaret etmiyor. Bizim paramız değerliyken bizler Bulgaristan’a her fırsatta gidiyorduk. Ama onların paraları 10 kat artmasına rağmen bir de kimlikle ülkemize giriş imkanı bulmuşken onlar hala bizim ülkemize nazlanarak geliyorlar. Bunun sebebi ne olabilir? Şapkamızı önümüze koyup düşünmeliyiz. Bize göre para avantajları çok. Bazı röportajları görüyorum, komşu ülke vatandaşları, “tamam bizim paramız size göre değerlendi ama sizin ülkenizde çok pahalı” şeklinde yorumlarını okuyoruz. Bizim de ticaret anlamında çeki düzen vermeliyiz, fiyatlarımızı hakkaniyetli ve etik kar marjı ile satmalıyız. Aksi takdirde kimse enayi değil, 5 liralık ürüne 7,5 lira vermek istemez. Her ne olursa olsun. Yaklaşık 40 yıl önce gurbetçilerin Edirne’ye gelişlerinde, ticarette yapılan hataların yaraları yeni yeni sarılıyor ki o gurbetçilerin çocukları temkinli de olsa Edirne’mize uğruyorlar. O yüzden ticari ahlak çerçevesinde hareket etmeli ve en ufak bir şikayette o esnaflar en ağır şeklinde cezalandırılmalıdır. Kalın sağlıcakla…