Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen ve büyük yıkımların yaşandığı deprem felaketinin üzerinden 1 aydan fazla bir süre geçti.
Ülke olarak hepimiz elimizden ne geliyorsa yapmaya çalıştık. Gönüllü vatandaşlar yardım kampanyalarında gece gündüz kolilerin hazırlanmasına yardım etti. İmkanı olanlar maddi ve manevi bütün desteklerini verdi. Devlet ve millet el ele yaraların sarılması, daha hızlı sarılması için var gücüyle mücadele etti, etmeye de devam ediyor.
Bundan sonraki süreçte bizim yapmamız gereken en önemli şey ise oradaki depremzede vatandaşlarımızı unutmamamız gerekiyor.
Bence onların da en büyük endişesi o dur. Yaraların tamamen iyileşene kadar depremzede vatandaşlarımızın yanında olmalıyız. O insanlara yardım yaparken hatırlamamız gereken en önemli şey “benim de başıma gelebilirdi” düşüncesi olmalıdır.
Yerel ve ulusal medyada yer alan haberde Edirne’de ev yemekleri işleten bir esnafın dükkanını kapatarak, deprem bölgesine destek için gittiğini gördüm. Hem gururlandım, hem de duygulandım. Yaptığı açıklamada ise “benim dükkanımın kapalı kalması önemli değil, oradaki insanlara yardım etmem gerektiğini düşündüm” diyor. Helal olsun.
Bu süreçte belediyeler ve valiliklere de çok büyük görevler düştü. Edirne özelinde bakmak gerekirse, belediyemiz ve valiliğimiz tüm imkanlarıyla yaraları sarmaya devam ediyor.