Osmanlı’nın Başkenti olan Edirne, Dünyaya medeniyetin yayıldığı şehir diyebiliriz. Çünkü Osmanlı’nın en görkemli yıllarında başkent olarak dünyanın sayılı şehirleri arasındaydı. Dünyaya hükmeden Osmanlının başkenti olmanın ayrıcalığını 92 yıl sürdü, ta ki İstanbul fethedilene kadar. İstanbul’u fetheden komutanın doğduğu şehir unvanını her zaman taşıyan Edirne, daha sonrada Osmanlı’nın sarayları arasında kutlamaların ve düğünlerin yapıldığı yer olarak anıldı. Edirne, Osmanlının zayıflamasıyla balkan topraklarındaki egemenliğini yitirmesiyle sınır şehri konumuna kadar geldi ve birçok kez işgaller yaşadı. Son olarak Mondros Mütarekesinin ardından 2 yıl işgal altında kalmıştır. Daha hiç kimse hiçbir şeyin farkında değilken direnişin ilk kıvılcımı olan Trakya Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’ni kurulmuş ve 2 yıl işgal altında kalan Edirne, 24 Kasım 1922’de; 97 yıl önce Türk Milleti’nin bağrından çıkmış olan Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından son kez kurtarılarak gerçek sahiplerine; Türk Milleti’ne, Edirnelilere teslim edilmiştir. Mudanya Ateşkes Mütarekesi’yle 25 Kasım 1922 yılında bir daha terk edilmemek üzere ebedi Türk Yurdu olarak adını tarihe yazdırmıştır.
Edirne’nin verdiği direnişin ardından düşman bozguna uğratılmıştır. 97 yıldan beri bu zaferi kutlamanın heyecanını yaşarken, başkomutan Atatürk’ü ve aziz şehitlerimizi sevgi ve saygıyla anıyoruz. Kurtuluş bayramımızı kutlamanın sevincini 97 yıl sonra da olsa aynı sevgi ve saygıyla kutlarken, her şeyden önemlisi yad ederken şehit kanıyla sulanmış bu vatan topraklarının önemini bir kez daha yaşamış oluyoruz. Gençlerimize de bu vatanın nasıl kazanıldığını bu kutlanan kurtuluş bayramlarında daha iyi idrak ettiklerini düşünüyorum.