Haber: Özge BAYKAL
Son zamanlarda gıda fiyatlarının yükselmesinin ardından tanzim satışların da başlamasıyla birlikte Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, tanzim satışlarda yeni bir dönem başladığını ifade ederek çiftçiye ilaç, gübre ve tohum konusunda tanzim satış geleceğini vatandaşlara duyurmuştu.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun tanzim satışla ilgili “Çiftçiye ilaç, gübre ve tohumda da tanzim satış geliyor” ifadelerinde bulunmasının ardından Edirneli Çiftçi Erdal Akgün, “Tanzim satış alanları ne kadar faydalı olabilir. Kesinlikle gübre, tohum ve ilaçların çiftçiye hiçbir faydası olmayacaktır. Çare arayacaklarsa eğer 1 litre herhangi bir ilaç 300 TL ise eğer Tarım Kredi Kooperatifine verecekler talimatı ’’benim çiftçime bunu 100 TL’ye ver’’ diyerek açığı kapatacaklar. Gübre ve tohuma tanzim satışın çare olacağını düşünmüyorum. Çünkü çiftçide peşin para yok. Tanzim satış mağazası bana bu ürünü verip 10 ay sonrası ödeme imkânı sağlayabilecek mi? Bence sağlayamayacak. Böyle bir durum içerisindeyiz. Tanzim satış mağazaları çok geride kalan bir uygulamadır. Savaş dönemlerinde ve ülkenin kötü ortamlarında yapılmış uygulamalardır. Tanzim satış noktalarını açmalarına hiç gerek yok. Ziraat Odaları, Tarım Kredi Kooperatifleri desteklenmelidir. Yüzde 200-300 zam gören ilaçlar var. Şimdiye kadar neredeydiler. Şimdiden sonra ise neyi verecekler merak ediyorum ” dedi.
“EDİRNE – KARS ÇİFTÇİSİNİN ARASINDA HİÇBİR FARK YOK”
Bakan Çavuşoğlu’nun 17 yıldır çiftçiye verilen desteğin Cumhuriyet tarihinde hiçbir zaman olmadığını belirtmesi üzerine Akgün, “Biz yaşadıklarımızdan ötürü asla ve asla bunlara inanmıyoruz” diyerek sitemde bulundu. Ardından konuşmalarına devam eden Akgün, “Çiftçinin yanında olarak Cumhuriyet tarihinin en büyük desteğini verdiklerini söylüyorlar. Bugün Trakya topraklarının neredeyse yarısı satıldı. Çiftçi ülkenin her tarafında bitap durumda, Edirne çiftçisiyle Kars çiftçisinin arasında hiçbir fark yok. Orası da bitiyor, burası da. Yapılan zamlarla çiftçiye hiç faydası olmayan bir olayı gerçekleştirdiler. Çiftçiye kazandıracak olan olayların tamamını engellediler. Çiftçi kazanmıyor, aracı kazanıyor. Çiftçinin zaten yüzde 70’i veya 80’i Tarım Kredi Kooperatifi’nden tohumunu, gübresini ve mazotunu alıyor. Bu Tarım Kredi Kooperatifleri için, Ziraat Bankalarına verilecek olan bir talimatla çiftçi rahata erebilir. Şuan da hükümetin yapmış olduğu havanda su dövmekten öteye gitmiyor” dedi.
“ÇİFTÇİ TABAN FİYATIYLA DESTEKLENMELİ”
Çiftçilerin destek göremediklerini belirten Akgün, ‘devlet kendi çıkardığı kanunları bile uygulamıyor’ ifadelerinde bulundu. Akgün, “Gayrı safi milli hâsılanın yüzde 1’ i Türk çiftçisine destek olarak verilir dendiği halde bu destek 0.55’ i asla ve asla geçmedi. Hiçbir zaman yüzde 1 olmadı. Biz destek verdik diyorlar. Biz onlardan destek istemiyoruz. Bunu defalarca söyledik. Biz çiftçinin taban fiyatıyla desteklenmesini istiyoruz. Asıl gerçek destekleme budur. Şuan maalesef ki böyle bir şey yok. Çiftçi en 40-50 kat fakirleşti. İnsanlar toprağından koparıldı. 50-100-150 dönüm tarla ve 4-5 tane hayvanla çiftçilik mi olur. Dün nasıl olduysa bugün yine olur. Çiftçilere para kazandıramadıkları sürece asla ve asla bu dertlere derman olamazlar. Ülkemizde neredeyse hayvancılık bitme noktasına geldi. Süt 1 TL iken bir çuval yem 17-20 TL arasındaydı. Daha sonra bir çuval yem 85-90 TL arasında oldu. Bunu görmedi hiç kimse” dedi.
“TÜRK HAYVANCILIĞI AYAĞA KALKAMAZ”
Sıfır faizli hayvancılık kredisi verdiler, bu krediyi alan hiçbir çiftçide hayvan kalmadı diyen Akgün, “Üreten insanlara devlet alıp hayvan bağışlasa Türk hayvancılığı artık ayağa kalkamaz, Türkiye şuan bu durumdadır” dedi. Akgün Ardından şunları kaydetti:
“ Bu insanlar ay çiçeği ekimi için bütün hazırlıklarını yaptı. Çiftçinin yüzde 80’ i ay çiçeği tohumunu gerek Trakya Birlik’ ten gerek Tarım Kredi Kooperatifi’nden gerekse Ziraat Odaları’ndan borçlanarak aldı. İşimiz gerçekten çok zor. Çiftçi ve köylü kesimi en çok da vatanına, milletine ve bayrağına bağlı olan saf tertemiz insanlardır. Bu insanlar sabahın 5’ inde kalkarak eşiyle çocuğuyla ineğini sağıp ülke ekonomisine katkıda bulunan insanlardır. 3 – 5 tane inek bakarak çocuklarını doktor, avukat, öğretmen yapan çiftçileri biliyorum. İçi yanan çiftçi ve üreticiyi dinlemedikleri sürece çözüm yolu bulunamaz.”
Son zamanlarda gıda fiyatlarının yükselmesinin ardından tanzim satışların da başlamasıyla birlikte Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, tanzim satışlarda yeni bir dönem başladığını ifade ederek çiftçiye ilaç, gübre ve tohum konusunda tanzim satış geleceğini vatandaşlara duyurmuştu.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun tanzim satışla ilgili “Çiftçiye ilaç, gübre ve tohumda da tanzim satış geliyor” ifadelerinde bulunmasının ardından Edirneli Çiftçi Erdal Akgün, “Tanzim satış alanları ne kadar faydalı olabilir. Kesinlikle gübre, tohum ve ilaçların çiftçiye hiçbir faydası olmayacaktır. Çare arayacaklarsa eğer 1 litre herhangi bir ilaç 300 TL ise eğer Tarım Kredi Kooperatifine verecekler talimatı ’’benim çiftçime bunu 100 TL’ye ver’’ diyerek açığı kapatacaklar. Gübre ve tohuma tanzim satışın çare olacağını düşünmüyorum. Çünkü çiftçide peşin para yok. Tanzim satış mağazası bana bu ürünü verip 10 ay sonrası ödeme imkânı sağlayabilecek mi? Bence sağlayamayacak. Böyle bir durum içerisindeyiz. Tanzim satış mağazaları çok geride kalan bir uygulamadır. Savaş dönemlerinde ve ülkenin kötü ortamlarında yapılmış uygulamalardır. Tanzim satış noktalarını açmalarına hiç gerek yok. Ziraat Odaları, Tarım Kredi Kooperatifleri desteklenmelidir. Yüzde 200-300 zam gören ilaçlar var. Şimdiye kadar neredeydiler. Şimdiden sonra ise neyi verecekler merak ediyorum ” dedi.
“EDİRNE – KARS ÇİFTÇİSİNİN ARASINDA HİÇBİR FARK YOK”
Bakan Çavuşoğlu’nun 17 yıldır çiftçiye verilen desteğin Cumhuriyet tarihinde hiçbir zaman olmadığını belirtmesi üzerine Akgün, “Biz yaşadıklarımızdan ötürü asla ve asla bunlara inanmıyoruz” diyerek sitemde bulundu. Ardından konuşmalarına devam eden Akgün, “Çiftçinin yanında olarak Cumhuriyet tarihinin en büyük desteğini verdiklerini söylüyorlar. Bugün Trakya topraklarının neredeyse yarısı satıldı. Çiftçi ülkenin her tarafında bitap durumda, Edirne çiftçisiyle Kars çiftçisinin arasında hiçbir fark yok. Orası da bitiyor, burası da. Yapılan zamlarla çiftçiye hiç faydası olmayan bir olayı gerçekleştirdiler. Çiftçiye kazandıracak olan olayların tamamını engellediler. Çiftçi kazanmıyor, aracı kazanıyor. Çiftçinin zaten yüzde 70’i veya 80’i Tarım Kredi Kooperatifi’nden tohumunu, gübresini ve mazotunu alıyor. Bu Tarım Kredi Kooperatifleri için, Ziraat Bankalarına verilecek olan bir talimatla çiftçi rahata erebilir. Şuan da hükümetin yapmış olduğu havanda su dövmekten öteye gitmiyor” dedi.
“ÇİFTÇİ TABAN FİYATIYLA DESTEKLENMELİ”
Çiftçilerin destek göremediklerini belirten Akgün, ‘devlet kendi çıkardığı kanunları bile uygulamıyor’ ifadelerinde bulundu. Akgün, “Gayrı safi milli hâsılanın yüzde 1’ i Türk çiftçisine destek olarak verilir dendiği halde bu destek 0.55’ i asla ve asla geçmedi. Hiçbir zaman yüzde 1 olmadı. Biz destek verdik diyorlar. Biz onlardan destek istemiyoruz. Bunu defalarca söyledik. Biz çiftçinin taban fiyatıyla desteklenmesini istiyoruz. Asıl gerçek destekleme budur. Şuan maalesef ki böyle bir şey yok. Çiftçi en 40-50 kat fakirleşti. İnsanlar toprağından koparıldı. 50-100-150 dönüm tarla ve 4-5 tane hayvanla çiftçilik mi olur. Dün nasıl olduysa bugün yine olur. Çiftçilere para kazandıramadıkları sürece asla ve asla bu dertlere derman olamazlar. Ülkemizde neredeyse hayvancılık bitme noktasına geldi. Süt 1 TL iken bir çuval yem 17-20 TL arasındaydı. Daha sonra bir çuval yem 85-90 TL arasında oldu. Bunu görmedi hiç kimse” dedi.
“TÜRK HAYVANCILIĞI AYAĞA KALKAMAZ”
Sıfır faizli hayvancılık kredisi verdiler, bu krediyi alan hiçbir çiftçide hayvan kalmadı diyen Akgün, “Üreten insanlara devlet alıp hayvan bağışlasa Türk hayvancılığı artık ayağa kalkamaz, Türkiye şuan bu durumdadır” dedi. Akgün Ardından şunları kaydetti:
“ Bu insanlar ay çiçeği ekimi için bütün hazırlıklarını yaptı. Çiftçinin yüzde 80’ i ay çiçeği tohumunu gerek Trakya Birlik’ ten gerek Tarım Kredi Kooperatifi’nden gerekse Ziraat Odaları’ndan borçlanarak aldı. İşimiz gerçekten çok zor. Çiftçi ve köylü kesimi en çok da vatanına, milletine ve bayrağına bağlı olan saf tertemiz insanlardır. Bu insanlar sabahın 5’ inde kalkarak eşiyle çocuğuyla ineğini sağıp ülke ekonomisine katkıda bulunan insanlardır. 3 – 5 tane inek bakarak çocuklarını doktor, avukat, öğretmen yapan çiftçileri biliyorum. İçi yanan çiftçi ve üreticiyi dinlemedikleri sürece çözüm yolu bulunamaz.”