Prof.Dr. Yorulmaz korona virüste evde kalma kuralının önemine dikkat çekerek birçok korona virüs pozitif vakada hastalık belirtisi olmadığını ve bu grubun korona virüste en tehlikeli grup olduğunun altını çizdi.
Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan günlük ve toplam vaka sayısı, yapılan test sayısına bağlı olarak ortaya çıkan sayı olduğunu söyleyen Yorulmaz, test sayısı arttıkça vaka sayısının da doğal olarak arttığını dile getirdi. “Bu nedenle açıklanan vaka sayısı, gerçekte o gün mevcut vaka sayısının tamamı değildir. Buna ek olarak testler; hastaneye ateş, solunum güçlüğü, öksürük gibi şikâyetlerle başvuranlar, bunlardan yapılan test sonucu pozitif çıkmış olanlar ile temas edenler ve bilinen hastalardan da hastalığın takibi amaçlı olarak yapılmaktadır. Yapılan testin de örneklerin uygun biçimde alınmasından, uygun biçimde ve zamanında laboratuara ulaştırılmasına kadar ortaya çıkabilecek tüm hatalar nedeniyle tüm hastaları doğru biçimde belirleyemediği, doğru belirleme oranlarının yüzde 60’lara kadar düşebildiği bildirilmektedir. Yani eğer tüm bu süreçler uygun biçimde yürütülmemişse test, gerçekte hasta olan her yüz kişiden 40 tanesini sağlam gibi gösterebilmektedir” dedi.
“GİZLİ TEHLİKE BELİRTİSİ OLMAYAN HASTALAR”
Korona virüs testi pozitif çıkan yada öksürük, ateş, nefes darlığı gibi şikayeti olanlardan uzak durarak kendimizi koruyabildiğimizi söyleyen Yorulmaz, bu tür şikayeti olmadan virüs taşıyanlardan haberdar olmayıp alışverişte, otobüste veya bir sokakta karşılaşabilineceğini belirtti.
Yorulmaz, “Bu nedenle gerçekte hasta olduğu halde, test sonucu sağlam gibi görünen, ancak şikâyetleri ile de korona virüsten kuşkulanılmayan kişiler toplumda bulunabilmektedir. Buna ek olarak yapılan araştırmalar, hastaneye başvuracak ciddiyette hastalık belirtisi gösterenlerin en az 4 katı kadar kişinin ya hafif şikâyetleri olduğu ya da hiçbir şikayetinin olmadığı halde, virüsü başka insanlara bulaştırma riski taşıdığını göstermektedir. Üstelik aksıran, öksüren, hasta olduğu belli olan insanlardan uzak durarak, kendimizi korumak için önlem almaya çalışmamız daha kolayken, hastalık belirtileri dikkat çekmeyecek kadar az ya da hiç belirtisi olmayan insanlar için hiçbirimiz bir önlem almayı düşünmeden bir arada bulunabilir, alışverişte karşılaşabilir, aynı toplu taşıma aracı ile yolculuk yapabiliriz. Bu nedenle de, aslında bu grup korona virüsü bulaştırmada en tehlikeli gruptur. Vaka sayısının azaldığı bilgisi, böyle uzun zaman daha çok evde kalmak, dışarı çıkabilen grup için maske kullanmak, alışılmış pek çok davranıştan uzak kalmak gibi nedenlerle, insanlarımızın daha önceki titizliği göstermeyebileceği, bazı önlemleri gevşetebileceği kaygısı doğurmaktadır. Böyle bir durumda pek çok bilim adamının da uyardığı gibi ikinci bir vaka artışı dalgasını ortaya çıkarabilecek, daha uzun süre bu sorunla mücadele etmek gibi bir sorunu da beraberinde getirecektir” dedi.
“SALGININ SONA ERMESİ BULAŞTIRICI SAYISININ SIFIRA İNMESİ DEMEK DEĞİL”
Korona virüs salgının sona ermesinin hasta ve bulaştırıcı hasta sayısının sıfıra inmesi demek olmadığını söyleyen Yorulmaz, “Hükümetin 31 Mayıs itibarı ile okulların açılması, sorunun önemli ölçüde azalması açısından bugün korunma önlemlerinin önemini daha da artırmaktadır” dedi.
Yorulmaz, “Yani salgının sona ermesi durumunda da daha az sayıda da olsa, hastalığı bulaştırabilme riski taşıyan insanlarımız olacaktır. Gene bilim insanlarının virüsün mutasyon geçirerek, daha önce edinilmiş bağışıklıktan da kurtulabileceği konusunda kaygılar da ortadadır. Aşı ya da kesin tedavi için ilacın keşfinin de bugünden yarına olamayacağı bilim adamlarının açıklamalarından anlaşılmaktadır. Aşı keşfedilse de tüm insanlara yetecek miktarda üretimi bu salgından korunmada yeterli olmayacak gibi görünmektedir. Hem evde uzun zamandır kalmakta olan 65 yaş ve üstü ile 20 yaş altı grup için dışarı çıkma isteğinin artması hem de havaların ısınması ile hepimizin dışarıda daha fazla kalma isteği olsa da sorun henüz ortada durmaktadır. Tüm bu nedenlerle hem bugün hem de bazı kısıtlılıklar kaldırılsa bile hem kendimizi hem ailemizi korumak üzere tavsiye edilen önlemleri titiz biçimde uygulamak son derece önemlidir. Biraz daha sabırlı olmak, bu öldürücü de olabilen hastalığa yakalanmaktan çok daha doğru olacaktır” dedi.
Haber: Hatice ÖZSOY
Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan günlük ve toplam vaka sayısı, yapılan test sayısına bağlı olarak ortaya çıkan sayı olduğunu söyleyen Yorulmaz, test sayısı arttıkça vaka sayısının da doğal olarak arttığını dile getirdi. “Bu nedenle açıklanan vaka sayısı, gerçekte o gün mevcut vaka sayısının tamamı değildir. Buna ek olarak testler; hastaneye ateş, solunum güçlüğü, öksürük gibi şikâyetlerle başvuranlar, bunlardan yapılan test sonucu pozitif çıkmış olanlar ile temas edenler ve bilinen hastalardan da hastalığın takibi amaçlı olarak yapılmaktadır. Yapılan testin de örneklerin uygun biçimde alınmasından, uygun biçimde ve zamanında laboratuara ulaştırılmasına kadar ortaya çıkabilecek tüm hatalar nedeniyle tüm hastaları doğru biçimde belirleyemediği, doğru belirleme oranlarının yüzde 60’lara kadar düşebildiği bildirilmektedir. Yani eğer tüm bu süreçler uygun biçimde yürütülmemişse test, gerçekte hasta olan her yüz kişiden 40 tanesini sağlam gibi gösterebilmektedir” dedi.
“GİZLİ TEHLİKE BELİRTİSİ OLMAYAN HASTALAR”
Korona virüs testi pozitif çıkan yada öksürük, ateş, nefes darlığı gibi şikayeti olanlardan uzak durarak kendimizi koruyabildiğimizi söyleyen Yorulmaz, bu tür şikayeti olmadan virüs taşıyanlardan haberdar olmayıp alışverişte, otobüste veya bir sokakta karşılaşabilineceğini belirtti.
Yorulmaz, “Bu nedenle gerçekte hasta olduğu halde, test sonucu sağlam gibi görünen, ancak şikâyetleri ile de korona virüsten kuşkulanılmayan kişiler toplumda bulunabilmektedir. Buna ek olarak yapılan araştırmalar, hastaneye başvuracak ciddiyette hastalık belirtisi gösterenlerin en az 4 katı kadar kişinin ya hafif şikâyetleri olduğu ya da hiçbir şikayetinin olmadığı halde, virüsü başka insanlara bulaştırma riski taşıdığını göstermektedir. Üstelik aksıran, öksüren, hasta olduğu belli olan insanlardan uzak durarak, kendimizi korumak için önlem almaya çalışmamız daha kolayken, hastalık belirtileri dikkat çekmeyecek kadar az ya da hiç belirtisi olmayan insanlar için hiçbirimiz bir önlem almayı düşünmeden bir arada bulunabilir, alışverişte karşılaşabilir, aynı toplu taşıma aracı ile yolculuk yapabiliriz. Bu nedenle de, aslında bu grup korona virüsü bulaştırmada en tehlikeli gruptur. Vaka sayısının azaldığı bilgisi, böyle uzun zaman daha çok evde kalmak, dışarı çıkabilen grup için maske kullanmak, alışılmış pek çok davranıştan uzak kalmak gibi nedenlerle, insanlarımızın daha önceki titizliği göstermeyebileceği, bazı önlemleri gevşetebileceği kaygısı doğurmaktadır. Böyle bir durumda pek çok bilim adamının da uyardığı gibi ikinci bir vaka artışı dalgasını ortaya çıkarabilecek, daha uzun süre bu sorunla mücadele etmek gibi bir sorunu da beraberinde getirecektir” dedi.
“SALGININ SONA ERMESİ BULAŞTIRICI SAYISININ SIFIRA İNMESİ DEMEK DEĞİL”
Korona virüs salgının sona ermesinin hasta ve bulaştırıcı hasta sayısının sıfıra inmesi demek olmadığını söyleyen Yorulmaz, “Hükümetin 31 Mayıs itibarı ile okulların açılması, sorunun önemli ölçüde azalması açısından bugün korunma önlemlerinin önemini daha da artırmaktadır” dedi.
Yorulmaz, “Yani salgının sona ermesi durumunda da daha az sayıda da olsa, hastalığı bulaştırabilme riski taşıyan insanlarımız olacaktır. Gene bilim insanlarının virüsün mutasyon geçirerek, daha önce edinilmiş bağışıklıktan da kurtulabileceği konusunda kaygılar da ortadadır. Aşı ya da kesin tedavi için ilacın keşfinin de bugünden yarına olamayacağı bilim adamlarının açıklamalarından anlaşılmaktadır. Aşı keşfedilse de tüm insanlara yetecek miktarda üretimi bu salgından korunmada yeterli olmayacak gibi görünmektedir. Hem evde uzun zamandır kalmakta olan 65 yaş ve üstü ile 20 yaş altı grup için dışarı çıkma isteğinin artması hem de havaların ısınması ile hepimizin dışarıda daha fazla kalma isteği olsa da sorun henüz ortada durmaktadır. Tüm bu nedenlerle hem bugün hem de bazı kısıtlılıklar kaldırılsa bile hem kendimizi hem ailemizi korumak üzere tavsiye edilen önlemleri titiz biçimde uygulamak son derece önemlidir. Biraz daha sabırlı olmak, bu öldürücü de olabilen hastalığa yakalanmaktan çok daha doğru olacaktır” dedi.
Haber: Hatice ÖZSOY
bu kimin hocası buğğğğğğğğğğğğğğğğğğ