Haber-Fotoğraf: Umut IŞIK
Trakya Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Ergoterapi Bölüm Başkanı Öğretim Üyesi Dr. Özgü İnal Trakya Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanlık Toplantı Salonunda ‘Yutma Bozuklukları’ konulu bilgilendirme toplantısı düzenledi.Yemek yemenin bireyin sosyal yaşama katılımı ve yaşam kalitesi için çok önemli olduğunun altını çizen İnal, insan vücudunda sağlığın sürdürülmesinde yemek yeme ve yutmanın hayati rol oynadığını dile getirdi.
İnal, “Yenilen besin maddelerinin ağızdan mideye geçmesi yutma olarak tanımlanır. Yutma anne karnından itibaren başlayan hayati bir fonksiyondur. Normal yutma 1-2 sn gibi çok kısa bir sürede olup, gün içerisinde 400-600 kez tekrarlanır. Hem istemli hem de istemsiz süreçleri içerir. Yutma; belli bir zaman içinde dudaklar, dil, ağız tabanı, yumuşak damak, yutak, gırtlak, yemek borusu ve solunum kaslan gibi birçok anatomik yapının koordineli çalışması ile oluşur. Yutma bozukluğu yani disfaji; besinlerin ağız boşluğundan mideye geçişi sırasında yaşanan tüm problemleri kapsar. Literatürde oranlar farklılık göstermekle birlikte; normal gelişim gösteren bebek ve çocuklarda beslenme ve yutma bozuklukları oranı yüzde 25-40 iken, bu oran gelişimsel problemi olan çocuklarda yüzde 80'e kadar çıkabilmektedir. Erişkinlerde de bu durum benzerlik göstermektedir. 65 yaş üstü bireylerde ise herhangi bir hastalıktan bağımsız olarak yutma bozukluğu görülme oranı yüzde 15 düzeyindedir.
Yutma bozukluğuna neden olan problemler besinin mideye geçişinde gecikme ya da yanlış bir yol izleyerek soluk borusuna kaçması (aspirasyon) şeklinde olabilir. Böyle bir durumda besinler yemek borusu yerine ciğerlere ulaşır. Bu oldukça tehlikeli, hayati ve bireyin yaşamım kaybetmesine yol açabilen bir durumdur. Yutma sırasında hepimiz ara sıra yediklerimizi aspire edebiliriz. Sağlıklı bir kişi, yedikleri soluk borusuna kaçtığında refleks olarak öksürür ve boğazını temizleyebilir. Ancak yutma bozukluğu olan bireyler aspire ettiklerini anlayamaz ya da aspire ettiğinde öksüremezler. Bu durum ise bireylerin genel sağlık ve yaşam kalitesini olumsuz yönde etkiler ve bazen de bireyin hayatını kaybetmesine neden olabilir” dedi.
“YUTMA BOZUKLUĞU HER YAŞ GRUBUNDA BİRÇOK FARKLI SEBEPLE OLUŞABİLİR”
Yutma bozukluklarının birçok nedeni olabileceğini söyleyen İnal, “Bu sebepler tek başına var olabildiği gibi altta yatan bir başka probleme bağlı olarak da gelişebilir. Yutma bozukluğunun nedenleri arasında erken doğum, emme-yutma-solunum koordinasyonunun bozulması, duyusal ve motor gelişimin yeterli olmaması, büyüme geriliği, özellikle baş ve boyun bölgesini etkileyen doğumsal anomaliler, SerebralPalsİ, İnme ve demans gibi nörolojik hastalıklar, apraksi (anlamlı ve amaçlı hareketlerin yapılmasında bozukluk) gibi nörolojik durumlar, solunum ve sindirim yolundaki anatomik anomaliler, genetik hastalıklar, baş-boyun tümörleri, radyoterapi ve kemoterapi tedavileri, gastroözefagealreflü ve diş kayıpları bulunur. Bunlara ek olarak fizyolojik yaşlanma ve davranışsal nedenler de yutma bozukluğuna yol açabilir” dedi.
“YUTMA BOZUKLUKLARININ BİRÇOK BELİRTİSİ VARDIR”
Yutma bozukluklarının belirtileriyle ilgili bilgi veren İnal, “Bu belirtiler bebeklerde ve küçük çocuklarda genellikle zayıf emme veya emmenin olmaması, beslenmede güçlük, büyüme geriliği, besin reddi, dil itme refleksinin devam etmesi, salya akmasının büyüme İle birlikte azalmaması, öğürme ve besin reddi şeklindedir. Tüm yaş gruplan için ise; yutma ile ilgili anatomik kaslarda zayıflık, çiğneme problemi, yutma için uzun süre harcanması, besinin ağızdan dışarıya akması, dökülmesi ya da ağzın içinde birikmesi, farklı kıvam ve dokulardaki besini yemekte zorluk, tıkanma, yemek yerken ya da sonrasında öksürme, ıslak ses kalitesi, kilo kaybı ve tekrarlı akciğer enfeksiyonlarıdır” dedi.
“YUTMA BOZUKLUKLARI TEDAVİ EDİLEBİLİR”
Yutma bozukluklarına müdahalede öncelikle yutmanın hangi aşamasında problem olduğunu doğru saptamak gerektiğini söyleyen İnal, bu amaçla konuda uzman kişiler tarafından subjeküf ve objektif yöntemler kullanılarak kapsamlı bir değerlendirme yapılması gerektiğini söyledi.
İnal, “Yutma bozukluğunun nedeni belirlendikten sonra ise uygun müdahale programı planlanmalıdır. Cerrahi olmayan müdahaleler arasında egzersiz (örn. ilgili bölgenin hareket açıklığım sağlamak, kas kuvvetini arttırmak, ağız içi duyusunun arttırmak), vücudun anatomik pozisyonunu değiştirerek yutma sırasında güvenliği arttırmak (postüralkompansasyonlar ve manevralar), kıvam değişiklikleri yapmak, uygun ekipman seçimi yapmak (öm. beslenme sırasında kullanılacak araç gereç seçimi veya optimal duruşun desteklenmesi için uygun tekerlekli sandalyenin seçimi) ve davranışsal müdahaleler bulunur. Tüm bu müdahalelerin bu konuda uzman kişiler tarafindan yapılması gerekmektedir” diye konuştu.
Trakya Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Ergoterapi Bölüm Başkanı Öğretim Üyesi Dr. Özgü İnal Trakya Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanlık Toplantı Salonunda ‘Yutma Bozuklukları’ konulu bilgilendirme toplantısı düzenledi.Yemek yemenin bireyin sosyal yaşama katılımı ve yaşam kalitesi için çok önemli olduğunun altını çizen İnal, insan vücudunda sağlığın sürdürülmesinde yemek yeme ve yutmanın hayati rol oynadığını dile getirdi.
İnal, “Yenilen besin maddelerinin ağızdan mideye geçmesi yutma olarak tanımlanır. Yutma anne karnından itibaren başlayan hayati bir fonksiyondur. Normal yutma 1-2 sn gibi çok kısa bir sürede olup, gün içerisinde 400-600 kez tekrarlanır. Hem istemli hem de istemsiz süreçleri içerir. Yutma; belli bir zaman içinde dudaklar, dil, ağız tabanı, yumuşak damak, yutak, gırtlak, yemek borusu ve solunum kaslan gibi birçok anatomik yapının koordineli çalışması ile oluşur. Yutma bozukluğu yani disfaji; besinlerin ağız boşluğundan mideye geçişi sırasında yaşanan tüm problemleri kapsar. Literatürde oranlar farklılık göstermekle birlikte; normal gelişim gösteren bebek ve çocuklarda beslenme ve yutma bozuklukları oranı yüzde 25-40 iken, bu oran gelişimsel problemi olan çocuklarda yüzde 80'e kadar çıkabilmektedir. Erişkinlerde de bu durum benzerlik göstermektedir. 65 yaş üstü bireylerde ise herhangi bir hastalıktan bağımsız olarak yutma bozukluğu görülme oranı yüzde 15 düzeyindedir.
Yutma bozukluğuna neden olan problemler besinin mideye geçişinde gecikme ya da yanlış bir yol izleyerek soluk borusuna kaçması (aspirasyon) şeklinde olabilir. Böyle bir durumda besinler yemek borusu yerine ciğerlere ulaşır. Bu oldukça tehlikeli, hayati ve bireyin yaşamım kaybetmesine yol açabilen bir durumdur. Yutma sırasında hepimiz ara sıra yediklerimizi aspire edebiliriz. Sağlıklı bir kişi, yedikleri soluk borusuna kaçtığında refleks olarak öksürür ve boğazını temizleyebilir. Ancak yutma bozukluğu olan bireyler aspire ettiklerini anlayamaz ya da aspire ettiğinde öksüremezler. Bu durum ise bireylerin genel sağlık ve yaşam kalitesini olumsuz yönde etkiler ve bazen de bireyin hayatını kaybetmesine neden olabilir” dedi.
“YUTMA BOZUKLUĞU HER YAŞ GRUBUNDA BİRÇOK FARKLI SEBEPLE OLUŞABİLİR”
Yutma bozukluklarının birçok nedeni olabileceğini söyleyen İnal, “Bu sebepler tek başına var olabildiği gibi altta yatan bir başka probleme bağlı olarak da gelişebilir. Yutma bozukluğunun nedenleri arasında erken doğum, emme-yutma-solunum koordinasyonunun bozulması, duyusal ve motor gelişimin yeterli olmaması, büyüme geriliği, özellikle baş ve boyun bölgesini etkileyen doğumsal anomaliler, SerebralPalsİ, İnme ve demans gibi nörolojik hastalıklar, apraksi (anlamlı ve amaçlı hareketlerin yapılmasında bozukluk) gibi nörolojik durumlar, solunum ve sindirim yolundaki anatomik anomaliler, genetik hastalıklar, baş-boyun tümörleri, radyoterapi ve kemoterapi tedavileri, gastroözefagealreflü ve diş kayıpları bulunur. Bunlara ek olarak fizyolojik yaşlanma ve davranışsal nedenler de yutma bozukluğuna yol açabilir” dedi.
“YUTMA BOZUKLUKLARININ BİRÇOK BELİRTİSİ VARDIR”
Yutma bozukluklarının belirtileriyle ilgili bilgi veren İnal, “Bu belirtiler bebeklerde ve küçük çocuklarda genellikle zayıf emme veya emmenin olmaması, beslenmede güçlük, büyüme geriliği, besin reddi, dil itme refleksinin devam etmesi, salya akmasının büyüme İle birlikte azalmaması, öğürme ve besin reddi şeklindedir. Tüm yaş gruplan için ise; yutma ile ilgili anatomik kaslarda zayıflık, çiğneme problemi, yutma için uzun süre harcanması, besinin ağızdan dışarıya akması, dökülmesi ya da ağzın içinde birikmesi, farklı kıvam ve dokulardaki besini yemekte zorluk, tıkanma, yemek yerken ya da sonrasında öksürme, ıslak ses kalitesi, kilo kaybı ve tekrarlı akciğer enfeksiyonlarıdır” dedi.
“YUTMA BOZUKLUKLARI TEDAVİ EDİLEBİLİR”
Yutma bozukluklarına müdahalede öncelikle yutmanın hangi aşamasında problem olduğunu doğru saptamak gerektiğini söyleyen İnal, bu amaçla konuda uzman kişiler tarafından subjeküf ve objektif yöntemler kullanılarak kapsamlı bir değerlendirme yapılması gerektiğini söyledi.
İnal, “Yutma bozukluğunun nedeni belirlendikten sonra ise uygun müdahale programı planlanmalıdır. Cerrahi olmayan müdahaleler arasında egzersiz (örn. ilgili bölgenin hareket açıklığım sağlamak, kas kuvvetini arttırmak, ağız içi duyusunun arttırmak), vücudun anatomik pozisyonunu değiştirerek yutma sırasında güvenliği arttırmak (postüralkompansasyonlar ve manevralar), kıvam değişiklikleri yapmak, uygun ekipman seçimi yapmak (öm. beslenme sırasında kullanılacak araç gereç seçimi veya optimal duruşun desteklenmesi için uygun tekerlekli sandalyenin seçimi) ve davranışsal müdahaleler bulunur. Tüm bu müdahalelerin bu konuda uzman kişiler tarafindan yapılması gerekmektedir” diye konuştu.