Edirne ve Türkiye’de ortalama her 8-10 yılda bir kuraklık kendini hissettiriyor.
Bu yıl da hem sıcaklardan dolayı hem de yağışların az olmasından dolayı kuraklık kendini yine gösterdi.
Üretici kan ağlıyor, ayçiçekler bile sulamaya tabi tutuldu. Tabi imkanı olan…
Hal böyle olunca suyun değeri yine arttı tabi, bol olunca hiç kimsenin dikkat etmediği ama azalınca önemini çok iyi anladığımız su yaşam kaynağımız.
Hem bizim hem doğanın yeryüzündeki her şey su ile hayat buluyor.
Su olmadığında sebze ve meyve yiyemeyiz. Zaten enflasyon hat safhada bir de üretimde su sorunu olunca fiyatlar tavan yapıyor.
O yüzden su ile ilgili verimli kullanabilmek ve ileride kuraklıkla yüzleştiğimizde hazırlıklı olabilmek için ne yapılabiliyorsa yapacağız.
Edirne’de Meriç’in suyu bir nebzede olsun birikti o bile çiftçiye çare oldu, can suyu oldu.
Cuma günü kuraklık karşısında ne yapılabilir diye Valilik önderliğinde bir komisyon toplandı ve yapılan toplantıda Meriç nehrinden biraz su salımı kararı çıktı.
Komisyon Meriç nehrindeki hidroelektrik santrali seddesi önünde biriken 2,5 milyon metreküp suyun 600 bin metreküpünün salımı kararını aldı.
Su salınımıyla son ölçümlerde debisi saniyede 42 metreküp olarak ölçülen Meriç'in debisinin kısa sürede artması öngörülüyor.
Orada çok küçük bir sedde yapıldı ve biraz su birikti ve o su bile çiftçiye çare oldu.
Suyun önemi olmayınca alışılıyor bol bol akarken bir yere biriktirmek aktarmak gerekir.
Aksi taktirde çiftçi üretim yaptığı yaz aylarında su bulamaz, üretim yapamaz, bu bereketli topraklar bile bize çare olamaz.
Suyu boşuna akıtmamak gerekir, bu suları bir şekilde birikmesi gerekir. Gelişmiş ülkelerde yağmur suları bile biriktiriliyor.
Meriç nehri hem elektrik üretiyor, hem de imkan olduğunda üretim için çiftçi için su salımı da yapılabiliyor.
Bence aynı çalışma Tunca’da da yapılabilir. Hem su tutumu olur hem de az da olsa oradan da bir elektrik üretimi sağlanır.
Aynı şekilde Tunca’nın dar olan kısmında Meriç’le birleşmediği alanda bir lastik savakla hem de Meriç gibi geniş alan da değil dar alanda bir sedde ile bu iş çözülebilir.
Hem üreticiye su lazım olduğunda kurak dönemlerde çare olur, hem de Tunca’nın şehir merkezindeki kötü görüntüsü ortadan kalkmış olur.
Edirnemizde dağlık alan olmadığından su tutmayı ya da baraj olayını yapamıyoruz. Ama demokrasi de çareler tükenmemeli… Su hayattır… susuz kalmayın… sağlıcakla kalın…