Cumartesi günü ADD genişletilmiş üye toplantısı yapıldı ve ben de katıldım
orada kapitalizm ile ilgili Atatürk’ün Hakimiyet-i Milliye Gazetesi, 23 Temmuz
1920’de yayınlanan muhteşem yazısını sizlerle paylaşmak istedim.
En Büyük Düşman
En büyük düşman, düşmanların düşmanı ne falan ne de filan
millettir; bilakis bu, adeta her tarafı kaplamış ve saltanat halinde
bütün dünyaya hakim olan "kapitalizm' afeti ve onun çocuğu olan
emperyalizmdir. Artık bütün dünyanın anlamış olduğu bu hakikat
bizde de tamamen idrak ediliyor. Bugünlerde başımıza musallat
edilen Yunan, bütün düşman aleminin parçasından başka birşey
değildir. Daha doğrusu, kapitalizm saltanatının mazlum milletlere
karşı gönderebileceği son kuvvet, son ordudur! Nitekim bundan evvel
üzerimize ordular saldırmış olan düşmanlar yine böyle kapitalizm
saltanatının ordularından başka birșey değildi. Moskof orduları, italya
orduları, Bulgar ve Yunan orduları, kısacası bütün düşmanlarımız
tamamen "kapitalizm" tarafından ayaklandırılırlardı. Bir zamanlar,
tarihin eski devirlerinde dünya birtakım despot hükümdarların
istibdatları altında ezilirdi. Sonraları milletler bu istibdatı yıktılar.
Fakat bu defa da onun yerine paranın, sermayenin zulmü geçti.
Sermaye, bugűne kadar dünyada yapılmış olan būtün fenalıkların
yegane etkeni, yegane mesulü idi; bugün de odur. Kapitalizm sade
falan ve filan milletin düşmanı değildir. Bilakis bütün dünyanın, bütün
milletlerin müșterek düşmanıdır: Milletleri birbirine düşüren kuvvet
o, kardeş kanları döktüren fesatlardan ondan, dünyayı kaplayan
sefaletin müsebbibi, özetle bütűn insanlığı inleten zulmün yegane
zalimi odur. Bu zalimin muvaffak olmak için, arada sırada müracaat
ettiği muharebeler, yegâne kuvvetleri, yegâne silahları değildir.
Bankalar, sendikalar, onun en kuvvetli silahlarıdır. Ve milletleri,
bilhassa bu silahlarla mağlup eder. Memleketimize bakınız: Rejiler,
Duyunu Umumiye'ler, kapitülasyonlar, imendiferler, limanlar,
gemiler, bankalar, ticaret evleri, bűtūn bu müesseseler, Avrupa
kapitalizminin bizi mahvetmek için senelerden beri kullandığı iblisane
bir makinenin parçalarıdır. Sade bizim memleketimizde değil, bütün
dünya zulūm altında ezilecek, sefalet arşa çıkacak, insan felaketten
felakete yuvarlanacaktır. Bize bugūn sinır itibariyle dünyanin en güzel,
en hayale sığmaz barış șartlarını verseler, kapitalizm dolabı şeklinde kaldığı
takdirde mahvimiz memlekette bugünkü muhakkaktır.
Hatta değil böyle, bu șeytan makinesinin dörtte biri bile
mevcut olsa, bizim için hayat imkanı yine tasavvur edilemez.
Zenginlerimizi dolandıran o, fukaramızı soyan o, mal ve mülkümüzü
çalan, haysiyet ve namusumuzu mahveden, bizdeki faziletleri şeytan
gibi birer birer iknaya çalışan, bizi birbirimize düşüren hep odur. Şu
halde kendimizi kurtarmak için, evvela bizim, sonra da bütün
dünyanın şu melun kapitalizm afetinden kurtulması lazım gelir. Bunda
sade biz saf menfaattar değiliz, kapitalizm sade bizim gibi zayif
milletler arasında değil, bilakis bizzat kapitalist memleketlerde de
aynı derecede tahripkar, insanlık düşmanıdır. Hatta ingiltere'de, hatta
Fransa'da ve Amerika'da da böyledir. Ve oralarda da kapitalizm altında
Zulmü ispetle bunun edenlere istifade usulünden inleyenlerin miktarlanı
yüzbinlerce kere ziyadedir. Bu halde kapitalizmin düşmanı yalnız biz değil,
bütün dünya onun düşmanıdır. Bütün dünya bizimle beraber demektir.
Dünyayı tanıyanlar, dünya işlerini bilenler, bütün açıklık ve katiyetiyle
görüyorlar ki, bu hakikat bütün dünyada artık anlaşılmıştır.
Kapitalizm halihazırda Lehistan'da ve Anadolu'da son kurşununu
atmakla meșguldür, bundan sonra kullanılacak silah kalmıyor,
iş bu kuwvetleri yenmektedir. Türkler, bu hakikati anlayınız,
anlamayanlar varsa onlara da anlayanlar öğretsinler.
Mustafa Kemâl Atatürk,
Hakimiyet-i Milliye Gazetesi, 23 Temmuz 1920