Prof. Dr. Beksaç, “Her yeni parçanın bulundukça tescil edilmesi çok önemli, ama sadece tescil edilmekle kalmamalı bilinçli çalışmalar yapılması lazım. Edirne surları bu çalışmalara layık olan yerler. Surların ortaya çıkarılarak bütünün tescil edilmesi, bilinçli olarak ele alınması lazım.” Dedi.
Edirne Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunca, temel seviyesinde toprak veya yapıların altında kalan sur duvarının bulunduğu alanın koruma altına alınmasına karar verildi. Bu arada, kalıntıların izinsiz kazı sonrası ortaya çıktığı belirtildi.
ROMA ORDUGAHININ KALE İZLERİ
Kaynaklara göre, Roma İmparatoru Hadrianus milattan sonra 124 yılında kenti ziyareti sonrası, burada büyük ve muntazam bir sur yapılması emrini verdi. Roma ordugahı haline gelen Hadrianapolis Kalesi, kare planlı inşa edildi. Doğu Roma ve Osmanlı dönemlerinde onarım ve eklentilerle surlar varlığını 19. yüzyıl başlarına kadar sürdürdü. Sur duvarlarının önemli kısmı 1866-1870'te Vali Hurşit Paşa tarafından resmi yapılarda kullanılmak üzere söktürüldü. 1905'teki yangın sonrası Belediye Başkanı Dilaver Bey tarafından yeniden inşa edilen bölgede, kalan sur duvarlarının bir kısmı da tasfiye edildi.
“SUR KALINTILARI BAZI BİNALARIN ALTINDA MEVCUDİYETİNİ KORUYOR”
Trakya Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Engin Beksaç, Edirne surları ile ilgili pek çok bölüm daha önceki kazılarda ortaya çıktığını fakat şuan da hala bazı yerlerin altında sur kalıntılarının olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Engin Beksaç, “Edirne M.S ikinci yüzyıl başlarında kurulan bir şehir yani kurucusu Adrian bugün bile Edirne isminin kökeninde yatan Adrian’ın ismi Edirne surları ile ilgili pek çok bölüm daha önceki kazılarda ortaya çıktığı gibi şuan da hala bazı yerlerin altında duruyor. Kaçak kazılarda ortaya çıkacak şekilde mevcudiyetini koruyor. Biz Edirne surlarının kalıntılarını tam olarak tespit etmiş değiliz. Her geçen gün başka noktalarda da surların çıkacağından eminiz. Dikkat edilmesi gereken nokta, bu surların gerçek niteliğini koruyacak şekilde davranabilmek. Daha önceki yıllarda ister Zindanaltın da olsun ister Makedonya kulesi altında olsun surların bazı kısımları çıkarıldı. Ama surların devamı olan kesimler şuan da da bazı binaların altında mevcudiyetini koruyor. Hatta bazı kesimlerde bunların izlerini bulmak hala mümkün. Yeterince bilinçli bir çalışma yapılmadığı için de biz surun etrafını tam olarak tayin edemiyoruz.” Dedi.
“ŞEHRİN TURİZMİ AÇISINDAN DA BÜYÜK BİR ÖNEM TAŞIYOR”
Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Engin Beksaç, Genişliği ve boyutlarını bilindiğini belirterek, Edirne Kalesi Trakya’daki en önemli kalelerden olduğunu mevcudiyetinin korunması arkeolojik açıdan olduğu kadar şehrin turizmi açısından da büyük bir önem taşıdığına değindi.
Prof. Dr. Engin Beksaç, “Elimizde belirli plan ve ölçümlerde var. Ama bunlar tam olarak şuandaki görülebilir kısımları değil. Çok sayıda görünmeyen kısım ve bölgeler var. Hatta ayakta olup da görüntü dışında kalan yerlerde mevcut. Edirne surlarının korunması gerçekten çok önemli. Edirne Kalesi Trakya’daki en önemli kalelerden biri mevcudiyetinin korunması arkeolojik açıdan olduğu kadar şehrin turizmi açısından da büyük bir önem taşıyor. Fakat ne yazık ki, şehrin turizmi için hedeflenen amaçlar arasında surlar hiçbir zaman yer almadı. Ve buna göre de bilinçli bir çalışma yapılmadı. Yapılmış olan bütün çalışmalar kurtarma çalışmaları şeklinde çalışmalarda karşımıza çıkan surlar planlı programlı bir şekilde çalışmasının yapılması gerekiyor. Ve bunların dikkatle ele alınması gerekiyor. Yapılan çalışmalarda biz çok sayıda gömü ve mezarlarla da karşılaştık. Mezarlar arasında çok enteresan buluntular da vardı. Edirne’de tarihinden çok büyük kalıntılar vardı. Bunların hiç biri bilinçli olarak çalışılmadı. Ne yazık ki, Edirne surları tarihi önemine yakışacak çalışma ve tanıtmaya da hedef olmadı. Bu nedenle her yeni parçanın bulundukça tescil edilmesi çok önemli ama sadece tescil edilmekle kalmamalı bilinçli çalışmalar yapılması lazım. Ve bunu yapacak kişilerinde sıradan kişilerinde olmaması lazım. Her arkeolog’um diyen kişinin her sanat tarihçisiyim diyen kişinin de çalışabileceği konular değil bunlar maalesef Edirne surları bu şekilde kaldı. Bunların dikkatle ele alınıp çalışılması lazım.” İfadelerine yer verdi.
“BİLİNÇLİ OLARAK ELE ALINMASI LAZIM”
Roma döneminden kalma surların kültür varlıkları koruma bölge kurulunca koruma altına alınması hakkında açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Engin Beksaç, koruma kurulunca koruma altına alınarak birinci derece tescile dahil edilmesi büyük önem taşıdığını söyledi. Prof. Dr. Beksaç, “Gerçekten kurulu kutlamak gerekiyor. Ama bu tam olarak bilinçli yapılmadığı için kurulda bunu parça parça tescil ediyor. Bilinçli bir çalışma yapılması lazım. Bunu yapacak kişinin de ben yapacağım diye ortaya atılacak her kişi tarafından olmaması lazım. Bu bir grup çalışması eski çağ tarihçilerinin atılıp ben yapacağım diyeceği bir çalışma değil. Yani Edirne’yi bilmeyen bir kişinin ben bunu yapacağım demesiyle olmuyor. Benim arkamda bilmem ne ülkesi var diyen kişiyle de olmuyor. Bu maalesef bilinçli bir şekilde yapılması gereken bir çalışma. Ben şehir arkeologuyum diye ortaya çıkacak adamlar ile hele hiç yapılacak bir konu değil. Genellikle büyük grup, heyet ve ekiplerle ele alınacak bir çalışmadır. Bunun bilinçli olarak yapılması lazım. Bu ekibin içerisinde arkeolog da olacak, sanat tarihçide, mimar da olacak yani çok sayıda insanın olması gerekiyor. Tarihçi işi değil. Hele hele yerel tarihçinin yapacağı bir konu değil. Ama maalesef bugüne kadar kaç yıldır surları herkes ele alır bir parçası çıktığında tescillenir ama kalır. Parça parça tescilli bir sur var. Hepsi de birinci derece tescilli bir kısmını biz tescilledik daha önce ama hepsi bilinçsiz şekilde parça parça kaldı. Doğru düzgün bir çalışması yapılmadı. Esasında bu surlar büyük çalışmaların yapılması gereken alanlar ve Edirne surları bu çalışmalara layık olan yerler. Yıllar önce Edirne’ye gelen pek çok yabancı arkadaşım oldu. Sur parçalarını gördüklerinde çok şaşırtıcı bir şekilde karşıladılar çünkü hiç biri varlığından bile haberdar değildiler. Sadece Edirne’de 3-5 kişinin gözleminde kaldı. Şuanda pek çok bölge çöplük bunların korunması, tanıtılması, temizlenmesi lazım. 3-5 kişinin eline bırakılmaması lazım. Bilinçli olarak ele alınması lazım. (Haber – Fotoğraf: Umut IŞIK / AA)
Edirne Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunca, temel seviyesinde toprak veya yapıların altında kalan sur duvarının bulunduğu alanın koruma altına alınmasına karar verildi. Bu arada, kalıntıların izinsiz kazı sonrası ortaya çıktığı belirtildi.
ROMA ORDUGAHININ KALE İZLERİ
Kaynaklara göre, Roma İmparatoru Hadrianus milattan sonra 124 yılında kenti ziyareti sonrası, burada büyük ve muntazam bir sur yapılması emrini verdi. Roma ordugahı haline gelen Hadrianapolis Kalesi, kare planlı inşa edildi. Doğu Roma ve Osmanlı dönemlerinde onarım ve eklentilerle surlar varlığını 19. yüzyıl başlarına kadar sürdürdü. Sur duvarlarının önemli kısmı 1866-1870'te Vali Hurşit Paşa tarafından resmi yapılarda kullanılmak üzere söktürüldü. 1905'teki yangın sonrası Belediye Başkanı Dilaver Bey tarafından yeniden inşa edilen bölgede, kalan sur duvarlarının bir kısmı da tasfiye edildi.
“SUR KALINTILARI BAZI BİNALARIN ALTINDA MEVCUDİYETİNİ KORUYOR”
Trakya Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Engin Beksaç, Edirne surları ile ilgili pek çok bölüm daha önceki kazılarda ortaya çıktığını fakat şuan da hala bazı yerlerin altında sur kalıntılarının olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Engin Beksaç, “Edirne M.S ikinci yüzyıl başlarında kurulan bir şehir yani kurucusu Adrian bugün bile Edirne isminin kökeninde yatan Adrian’ın ismi Edirne surları ile ilgili pek çok bölüm daha önceki kazılarda ortaya çıktığı gibi şuan da hala bazı yerlerin altında duruyor. Kaçak kazılarda ortaya çıkacak şekilde mevcudiyetini koruyor. Biz Edirne surlarının kalıntılarını tam olarak tespit etmiş değiliz. Her geçen gün başka noktalarda da surların çıkacağından eminiz. Dikkat edilmesi gereken nokta, bu surların gerçek niteliğini koruyacak şekilde davranabilmek. Daha önceki yıllarda ister Zindanaltın da olsun ister Makedonya kulesi altında olsun surların bazı kısımları çıkarıldı. Ama surların devamı olan kesimler şuan da da bazı binaların altında mevcudiyetini koruyor. Hatta bazı kesimlerde bunların izlerini bulmak hala mümkün. Yeterince bilinçli bir çalışma yapılmadığı için de biz surun etrafını tam olarak tayin edemiyoruz.” Dedi.
“ŞEHRİN TURİZMİ AÇISINDAN DA BÜYÜK BİR ÖNEM TAŞIYOR”
Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Engin Beksaç, Genişliği ve boyutlarını bilindiğini belirterek, Edirne Kalesi Trakya’daki en önemli kalelerden olduğunu mevcudiyetinin korunması arkeolojik açıdan olduğu kadar şehrin turizmi açısından da büyük bir önem taşıdığına değindi.
Prof. Dr. Engin Beksaç, “Elimizde belirli plan ve ölçümlerde var. Ama bunlar tam olarak şuandaki görülebilir kısımları değil. Çok sayıda görünmeyen kısım ve bölgeler var. Hatta ayakta olup da görüntü dışında kalan yerlerde mevcut. Edirne surlarının korunması gerçekten çok önemli. Edirne Kalesi Trakya’daki en önemli kalelerden biri mevcudiyetinin korunması arkeolojik açıdan olduğu kadar şehrin turizmi açısından da büyük bir önem taşıyor. Fakat ne yazık ki, şehrin turizmi için hedeflenen amaçlar arasında surlar hiçbir zaman yer almadı. Ve buna göre de bilinçli bir çalışma yapılmadı. Yapılmış olan bütün çalışmalar kurtarma çalışmaları şeklinde çalışmalarda karşımıza çıkan surlar planlı programlı bir şekilde çalışmasının yapılması gerekiyor. Ve bunların dikkatle ele alınması gerekiyor. Yapılan çalışmalarda biz çok sayıda gömü ve mezarlarla da karşılaştık. Mezarlar arasında çok enteresan buluntular da vardı. Edirne’de tarihinden çok büyük kalıntılar vardı. Bunların hiç biri bilinçli olarak çalışılmadı. Ne yazık ki, Edirne surları tarihi önemine yakışacak çalışma ve tanıtmaya da hedef olmadı. Bu nedenle her yeni parçanın bulundukça tescil edilmesi çok önemli ama sadece tescil edilmekle kalmamalı bilinçli çalışmalar yapılması lazım. Ve bunu yapacak kişilerinde sıradan kişilerinde olmaması lazım. Her arkeolog’um diyen kişinin her sanat tarihçisiyim diyen kişinin de çalışabileceği konular değil bunlar maalesef Edirne surları bu şekilde kaldı. Bunların dikkatle ele alınıp çalışılması lazım.” İfadelerine yer verdi.
“BİLİNÇLİ OLARAK ELE ALINMASI LAZIM”
Roma döneminden kalma surların kültür varlıkları koruma bölge kurulunca koruma altına alınması hakkında açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Engin Beksaç, koruma kurulunca koruma altına alınarak birinci derece tescile dahil edilmesi büyük önem taşıdığını söyledi. Prof. Dr. Beksaç, “Gerçekten kurulu kutlamak gerekiyor. Ama bu tam olarak bilinçli yapılmadığı için kurulda bunu parça parça tescil ediyor. Bilinçli bir çalışma yapılması lazım. Bunu yapacak kişinin de ben yapacağım diye ortaya atılacak her kişi tarafından olmaması lazım. Bu bir grup çalışması eski çağ tarihçilerinin atılıp ben yapacağım diyeceği bir çalışma değil. Yani Edirne’yi bilmeyen bir kişinin ben bunu yapacağım demesiyle olmuyor. Benim arkamda bilmem ne ülkesi var diyen kişiyle de olmuyor. Bu maalesef bilinçli bir şekilde yapılması gereken bir çalışma. Ben şehir arkeologuyum diye ortaya çıkacak adamlar ile hele hiç yapılacak bir konu değil. Genellikle büyük grup, heyet ve ekiplerle ele alınacak bir çalışmadır. Bunun bilinçli olarak yapılması lazım. Bu ekibin içerisinde arkeolog da olacak, sanat tarihçide, mimar da olacak yani çok sayıda insanın olması gerekiyor. Tarihçi işi değil. Hele hele yerel tarihçinin yapacağı bir konu değil. Ama maalesef bugüne kadar kaç yıldır surları herkes ele alır bir parçası çıktığında tescillenir ama kalır. Parça parça tescilli bir sur var. Hepsi de birinci derece tescilli bir kısmını biz tescilledik daha önce ama hepsi bilinçsiz şekilde parça parça kaldı. Doğru düzgün bir çalışması yapılmadı. Esasında bu surlar büyük çalışmaların yapılması gereken alanlar ve Edirne surları bu çalışmalara layık olan yerler. Yıllar önce Edirne’ye gelen pek çok yabancı arkadaşım oldu. Sur parçalarını gördüklerinde çok şaşırtıcı bir şekilde karşıladılar çünkü hiç biri varlığından bile haberdar değildiler. Sadece Edirne’de 3-5 kişinin gözleminde kaldı. Şuanda pek çok bölge çöplük bunların korunması, tanıtılması, temizlenmesi lazım. 3-5 kişinin eline bırakılmaması lazım. Bilinçli olarak ele alınması lazım. (Haber – Fotoğraf: Umut IŞIK / AA)