Haber-Fotoğraf: Umut IŞIK
Daha önce kendi şirketinde yazılım uzmanlığı yapan ve ekonomik sorunlar nedeniyle pazarcılık yapmaya karar veren Bahtiyar Adıgüzel, “Biz kozmetik ürünleri satıyoruz pazarda. Türkiye’de ünlü bir markanın ismi ile hafızalara kazınmış olmasını değerlendirdik. Bizde algıda seçicilik, renk ve kendi ismimizle bunu hayata geçirdik. Görenlere hem bir espirisi olsun hem dikkat çeksin hemde vurgulayıcı olsun. Sonuçta bu bize pozitif olarak yansıyor. Grafis isminin tescili için başvurduk. Logomuzda ünlü markanınki sine göre 7 adet farklılık var. Bu sadece bir algı oyunu. İnsanlar orijinal ismini söylüyor hayır Grafis diyoruz. Pardon çok akıllıca diyor onlarda. Bu da bizim işimize olumlu etkisi oluyor. Şirketimizin ismi Grafis kozmetik olarak geçiyor. Ben 2 yıldır pazarcılık yapıyorum” dedi.
“KENDİME AİT BİR YAZILIM ŞİRKETİM VARDI”
Kendine ait yazılım şirketini ekonomik sıkıntılar nedeniyle pazarcılık yaparak ticaret atıldığını söyleyen Adıgüzel, “Süleyman Demirel Üniversitesi Turizm Otel İşletmeciliği mezunuyum. Ben kendi mezun olduğum işi yapmak istemedim. Turizmi bıraktığımda aç kalmadığım sürece bir daha turizme dönmeyeceğim dedim ve dönmedim de. Yapacağım bir şey kalmazsa, sandıktan diplomayı çıkartırım giderim bir otelde restaurantta çalışırım. Daha önce yazılım işleri ile uğraşıyordum. 4-5 yıl yazılımla uğraştım. Hatta kendi yaptığımız mobil uygulamayı Google ilk 10’a seçti. Ama ekonomik şartlar maalesef bizi buraya getirdi. Kendime ait bir yazılım şirketim vardı. Ortaklarımla anlaşamadım maddi manevi sebeple bıraktım. Aslında benim grafik tasarım, yazılımcılığa hevesim vardı. Battık çıktık, battık çıktık. Ortaklarım sayesinde şirketten ayrıldım. Ya inşaatçılık yapacağım dedim ya pazarcı olacağım dedim. İnşaatı da denedim olmadı, pazarcı oldum.”şeklinde konuştu.
“HER TÜRLÜ KATMA DEĞER YARATABİLİYORUZ”
Her türlü katma değeri sağladığını söyleyen Adıgüzel, “Bu yaştan sonra öğrenip yapabileceğim bir iş olmadığı için bir arkadaşım vesilesi ile pazarcı oldum. Eskişehir, İzmit, İstanbul pazarları geziyoruz sürekli. Aslen Kocaelili’yim. Ben oturup sadece burada bağırmadan da çalışabilirim. Ben 4-5 saat bu tezgâhı hazırlamaya uğraşıyorum. Sadece malı tezgâhı koyup fatura da alabilirim. O zaman bu sana artı bir şey kazandırmıyor. Örneğin bir dil kursundan broşürcü bir arkadaş geldi. Nasıl dağıtacağını düşünürken ver ben hallederim dedim. Broşürünün yanında 150 lira hediye indirim çeki vermişler. Bende gelen müşterilere buradan alış veriş yapana 150 lira indirim çeki hediye diyorum. Şaşırıyorlar, herkesin poşetine ekliyorum. Her türlü katma değer yaratabiliyoruz. Bu insanın bakış açısı ile alakalı insan yeter ki istesin. Ulus pazarı diğer illerde ki pazarlardan fakrlı olarak, komşu ülkenin vatandaşları geldiği için, onların parasal durumları Türkiye’ye geçtiklerinde daha kazandıkları için burada daha rahat alış veriş yapabiliyorlar. O sebeple Türkiye’de ki pazarlara nazaran Edirne Ulus Pazarı statü olarak biraz daha farklı. Kocaeli’nden gelmemize ramen kazanç sağlıyoruz. Bazı illerde büyük pazarlar var ama Ulus Pazarı saece Edirne Halkı’na hizmet eden bir Pazar olsaydı normal pazarlardan farkı kalmazdı. Farkı Yunan ve Bulgar vatandaşların gelip alış veriş yapabilmelerinden kaynaklanıyor” dedi.
Daha önce kendi şirketinde yazılım uzmanlığı yapan ve ekonomik sorunlar nedeniyle pazarcılık yapmaya karar veren Bahtiyar Adıgüzel, “Biz kozmetik ürünleri satıyoruz pazarda. Türkiye’de ünlü bir markanın ismi ile hafızalara kazınmış olmasını değerlendirdik. Bizde algıda seçicilik, renk ve kendi ismimizle bunu hayata geçirdik. Görenlere hem bir espirisi olsun hem dikkat çeksin hemde vurgulayıcı olsun. Sonuçta bu bize pozitif olarak yansıyor. Grafis isminin tescili için başvurduk. Logomuzda ünlü markanınki sine göre 7 adet farklılık var. Bu sadece bir algı oyunu. İnsanlar orijinal ismini söylüyor hayır Grafis diyoruz. Pardon çok akıllıca diyor onlarda. Bu da bizim işimize olumlu etkisi oluyor. Şirketimizin ismi Grafis kozmetik olarak geçiyor. Ben 2 yıldır pazarcılık yapıyorum” dedi.
“KENDİME AİT BİR YAZILIM ŞİRKETİM VARDI”
Kendine ait yazılım şirketini ekonomik sıkıntılar nedeniyle pazarcılık yaparak ticaret atıldığını söyleyen Adıgüzel, “Süleyman Demirel Üniversitesi Turizm Otel İşletmeciliği mezunuyum. Ben kendi mezun olduğum işi yapmak istemedim. Turizmi bıraktığımda aç kalmadığım sürece bir daha turizme dönmeyeceğim dedim ve dönmedim de. Yapacağım bir şey kalmazsa, sandıktan diplomayı çıkartırım giderim bir otelde restaurantta çalışırım. Daha önce yazılım işleri ile uğraşıyordum. 4-5 yıl yazılımla uğraştım. Hatta kendi yaptığımız mobil uygulamayı Google ilk 10’a seçti. Ama ekonomik şartlar maalesef bizi buraya getirdi. Kendime ait bir yazılım şirketim vardı. Ortaklarımla anlaşamadım maddi manevi sebeple bıraktım. Aslında benim grafik tasarım, yazılımcılığa hevesim vardı. Battık çıktık, battık çıktık. Ortaklarım sayesinde şirketten ayrıldım. Ya inşaatçılık yapacağım dedim ya pazarcı olacağım dedim. İnşaatı da denedim olmadı, pazarcı oldum.”şeklinde konuştu.
“HER TÜRLÜ KATMA DEĞER YARATABİLİYORUZ”
Her türlü katma değeri sağladığını söyleyen Adıgüzel, “Bu yaştan sonra öğrenip yapabileceğim bir iş olmadığı için bir arkadaşım vesilesi ile pazarcı oldum. Eskişehir, İzmit, İstanbul pazarları geziyoruz sürekli. Aslen Kocaelili’yim. Ben oturup sadece burada bağırmadan da çalışabilirim. Ben 4-5 saat bu tezgâhı hazırlamaya uğraşıyorum. Sadece malı tezgâhı koyup fatura da alabilirim. O zaman bu sana artı bir şey kazandırmıyor. Örneğin bir dil kursundan broşürcü bir arkadaş geldi. Nasıl dağıtacağını düşünürken ver ben hallederim dedim. Broşürünün yanında 150 lira hediye indirim çeki vermişler. Bende gelen müşterilere buradan alış veriş yapana 150 lira indirim çeki hediye diyorum. Şaşırıyorlar, herkesin poşetine ekliyorum. Her türlü katma değer yaratabiliyoruz. Bu insanın bakış açısı ile alakalı insan yeter ki istesin. Ulus pazarı diğer illerde ki pazarlardan fakrlı olarak, komşu ülkenin vatandaşları geldiği için, onların parasal durumları Türkiye’ye geçtiklerinde daha kazandıkları için burada daha rahat alış veriş yapabiliyorlar. O sebeple Türkiye’de ki pazarlara nazaran Edirne Ulus Pazarı statü olarak biraz daha farklı. Kocaeli’nden gelmemize ramen kazanç sağlıyoruz. Bazı illerde büyük pazarlar var ama Ulus Pazarı saece Edirne Halkı’na hizmet eden bir Pazar olsaydı normal pazarlardan farkı kalmazdı. Farkı Yunan ve Bulgar vatandaşların gelip alış veriş yapabilmelerinden kaynaklanıyor” dedi.