Haber: Birol ÇAKAN
Edirne İl Millî Eğitim Müdürü Dr. Önder Arpacı, sevgili gençler 531 yıl önce burada 2’ci Beyazid Camisi ve Külliyesinde Evliya Çelebi burada "hastalara deva, dertlilere şifa, divanelerin ruhuna gıda ve def'i sevda olmak üzere" on adet hanende ve sazende gulam(genç) ayrıldığı, bunların üçü hanende, biri neyzen, biri kanuni, biri musikari, biri cengi santuri, biri udi olup haftada üç gün hastalara büyük kubbenin altında musiki faslı verdiklerini; neva, rast, dügah, çargah ve suzinak makamlarını çaldıklarını bildirmektedir. Mevsim çiçeklerinin (gül, karanfil, sümbül, reyhan ve misk-i rum) koku ve renklerinde de tedavi yapıldığını yazmaktadır.Binanın her tarafından dinlenebilen bu konserler kadar; su sesi ve güzel kokulardan yararlanarak ruh hastalarının tedavisi yoluna gidilirdi. Bu noktada önemli sayılan bir olgu; aynı yılarda Avrupa'da delilik denilen hastalık durumlarında hastanın "Şeytandır" gerekçesiyle yakılmasıdır. Aslında hastane her türlü hastanın kabul edildiği bir yerdi ve tedavi parasızdı. Örneğin burası, göz tedavisi için de önemli bir merkezdi.Bu hastanede, zincire vurulması gereken akıl hastalarına, paslı demirin olumsuz etki yapma olasılığı düşünülerek bu demir aksam altın ve gümüşle yaldızlanmıştır Sultan II.Beyazid Külliyesi Hastane kadrosunda 1 baştabip, 2 tabip, 2 göz uzmanı, 2 operatör, 1 eczacı bulunmaktaydı.Külliye son dönemde, Trakya Üniversitesine devredilmiş ve üniversite tarafından düzenlenerek Kültür Bakanlığının ve Ruh Hastaları Redaptasyon Derneğinin de katkılarıyla Müzeye dönüştürülmüştür. Sağlık Müzesi adıyla anılan söz konusu oluşum; Avrupa’da geçtiğimiz yıllarda "Yılın Müzesi" ödülünü almış olup, Yabancılar tarafından en çok ziyaret edilen tarihi mekanımız haline gelmiştir. Bu gün burada ki sempozyum da sizler kendi kendinize çözüm yolları bulmanız çok önemli,bizler çok duyarlı olmalıyız insanlığımızı kaybetmemeliyiz.İnsan psikolojisi toplumsal psikolojiyi okumamız gerekiyor.”dedi
Uzman Klinik Psikolog İmren Mercan Ceylan ise “Ergenlik ve gençlik, kesintisiz devam eden, çocukluktan çıkıp yetişkinliğe gidilen yolda, uzunca kalınan bir ara istasyondur. Ergenlik, gelişim ve değişim en çarpıcı olduğu yılları oluşturur. Çok hızlı bir değişim ve hızlı gelişim getirdiği sarsıntılar sebebiyle, herkesin gözünde büyüttüğü bir dönemdir. Gençlik ise, ergenlikten kazanılmış olan bu değişimden gelen yeni yetilerin, becerilerin ve özelliklerin pekiştirdiği, kullanıma girdiği ve yerini bulduğu bir dönemdir. Kişinin bu dönemdeki değişimi ve davranış biçimleri hayatının geri kalanında kalıcı izler bırakabilir. Bu sempozyumda ana temanın ergenlik olarak belirlenmesi, psikolojik açıdan bakıldığında önemli bir döneme karşılık gelmesinden dolayıdır. Bu sempozyum paylaşım odaklı sorunların konuşulduğu ve çözüm önerilerinin getirdiği bir sempozyum olacak” şeklinde konuştu.