TÖS Yönetim Kurulu adına yapılan açıklamada; “24 Kasım Atatürk, eğitimi bir milli savunma meselesi olarak gördüğünü Atatürk devrimleri ile oluşan iki bakanlığın başın milli ifadesinin geldiğini belirtildi. Açıklamada şu ifadeler kullanıldı; “Atatürk, eğitimde rasyonel düşünceyi, eğitimin kişiye uygulamada sağlayacağı yararları göz önüne sererken, bilimin tek yol gösterici olması gereği üzerinde durmuş, bu yöntemle özgür düşünceye sahip, yaratıcı, barışçıl, üretici demokrat insanların yetiştirilebileceği görüşündedir ki; bu amaç ve yöntem bilgi toplumuna ulaşmanın en kısa, en sağlıklı yoludur. Mustafa Kemal Atatürk’e göre; bunu sağlamak için, öncelikle bilmezliğin ortadan kaldırılması, halka okuma-yazmanın yanı sıra ulusunu, yurdunu, dünyasını tanıtacak kadar tarihi, coğrafi ve ahlaki bilgiler verilmesi ve matematik esaslarının öğretilmesi gerekmektedir. Atatürk, “bir ulusun gerçek kurtuluşunun eğitim işlerinde başarılı olmakla”, olabileceğini savunmuş ve “eğitim programlarının toplumsal yaşantımızın gerçeklerine ve yaşadığımız çağın gereklerine bağlı olması” konusu üzerinde durmuştur.
Laik, bilimsel, karma yani çağdaş eğitim, Atatürk Devrimi’nin en önemli dayanağıdır. Eğitimin, laik ve bilimsel olması yaşamsal değerdedir. Büyük Atatürk, “Öğretmenler, Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister.” Derken işaret ettiği husus budur.
Emperyalizme karşı verilen kurtuluş savaşının en buhranlı dönemlerinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi çalıştırılmıştır, açık tutulmuştur. Ayrıca, öğretmenlerle toplantılar da gerçekleştirilmiştir. Bir yandan kurtuluş savaşı sürerken diğer yandan ulusal gelecek için öğretmenlerle bir araya gelinmiştir. Atatürk Devrimi ile oluşturulan bakanlıklardan ikisinin başına ‘milli’ ifadesi konulmuştur. Milli Eğitim ve Milli Savunma. Atatürk, eğitimi bir milli savunma meselesi olarak görmektedir. Eğitimdir ki bir milleti ya özgür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır ya da esaret ve sefalete terk eder.
Osmanlı’nın yıkılışını ve sona erişini eğitim sistemindeki yanlışlar ve gericilik hızlandırmıştır. Birbirini anlamayan bilimden ve çağdaşlıktan kopuk eğitim sistemi nedeniyle bir imparatorluk batmıştır.
Bugün, Cumhuriyet düşmanı zihniyet eliyle laik, bilimsel ve karma eğitim çökertilmiştir. Laik ve bilimsel eğitimden yana tavır alan öğretmenlerimiz siyasi baskılara ve hukuk dışı uygulamalara maruz kalmaktadır. Maddi ve manevi sıkıntılar içinde mücadele veren eğitim emekçisi öğretmenlerimize borcumuz vardır. Dünya tarihinde, hiçbir liderin kara tahta başına geçerek, milletini aydınlatmak için çaba harcadığını göremeyiz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk bir istisnadır. Böyle bir Liderin yolunda yürüyor olmanın gururunu yaşıyoruz.
TÖS olarak, Ulusumuzun kurtarıcısı, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün Millet Mekteplerinin Başöğretmenliğini kabul etmesinin 93. Yıldönümünde tüm Öğretmenlerimizin öğretmenler gününü içtenlikle kutluyoruz.” (Haber Merkezi)
Laik, bilimsel, karma yani çağdaş eğitim, Atatürk Devrimi’nin en önemli dayanağıdır. Eğitimin, laik ve bilimsel olması yaşamsal değerdedir. Büyük Atatürk, “Öğretmenler, Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister.” Derken işaret ettiği husus budur.
Emperyalizme karşı verilen kurtuluş savaşının en buhranlı dönemlerinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi çalıştırılmıştır, açık tutulmuştur. Ayrıca, öğretmenlerle toplantılar da gerçekleştirilmiştir. Bir yandan kurtuluş savaşı sürerken diğer yandan ulusal gelecek için öğretmenlerle bir araya gelinmiştir. Atatürk Devrimi ile oluşturulan bakanlıklardan ikisinin başına ‘milli’ ifadesi konulmuştur. Milli Eğitim ve Milli Savunma. Atatürk, eğitimi bir milli savunma meselesi olarak görmektedir. Eğitimdir ki bir milleti ya özgür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır ya da esaret ve sefalete terk eder.
Osmanlı’nın yıkılışını ve sona erişini eğitim sistemindeki yanlışlar ve gericilik hızlandırmıştır. Birbirini anlamayan bilimden ve çağdaşlıktan kopuk eğitim sistemi nedeniyle bir imparatorluk batmıştır.
Bugün, Cumhuriyet düşmanı zihniyet eliyle laik, bilimsel ve karma eğitim çökertilmiştir. Laik ve bilimsel eğitimden yana tavır alan öğretmenlerimiz siyasi baskılara ve hukuk dışı uygulamalara maruz kalmaktadır. Maddi ve manevi sıkıntılar içinde mücadele veren eğitim emekçisi öğretmenlerimize borcumuz vardır. Dünya tarihinde, hiçbir liderin kara tahta başına geçerek, milletini aydınlatmak için çaba harcadığını göremeyiz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk bir istisnadır. Böyle bir Liderin yolunda yürüyor olmanın gururunu yaşıyoruz.
TÖS olarak, Ulusumuzun kurtarıcısı, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün Millet Mekteplerinin Başöğretmenliğini kabul etmesinin 93. Yıldönümünde tüm Öğretmenlerimizin öğretmenler gününü içtenlikle kutluyoruz.” (Haber Merkezi)