Türk Ocakları Edirne Şube Başkanı Yakup Öz yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi. Dede Korkutların, Satuk Buğraların, Kâşgarlı Mahmudların, Yusuf Has Haciplerin torunu, hakkında bilimsel çalışmalar yapılmış dünyaca meşhur ozanımız Abdürrehim Heyit, ataları gibi cenk yolunda şahadet şerbetini içtiği TC Dışişleri Bakanlığınca teyit edilmişti. Dün bu tepkilerden sonra Çin hükümeti Abdürrehim Heyit’in sağ olduğuna dair video paylaştı. Çin hükümeti bağımsız bir kurulu kendisiyle derhal görüştürmelidir. Abdurrahim Heyit İnşallah hayattadır. Büyük ozanımızın tek suçu, Türk ve Müslüman olmak; Türk milletinin duygularını besteleriyle terennüm etmekti. Her Türk gibi ölüme ve işkenceye meydan okudu. Allah'a, vatana, milletine ve bayrağa hep güvendi. Abdurehim Heyit Çin işgalinin geçici olduğuna, Uygurların hak ve özgürlüklerine kavuşacaklarına yürekten inanıyor, bunu sesiyle, sazıyla sürekli seslendiriyor, Çin hükümetinin giderek yoğunlaşan zulmüne, insanlık dışı uygulamalarına karşı halkının moralinin, direncinin en yüksek seviyede olmasına büyük katkı yapıyordu:
Doğu Türkistan Türklerini, Uygurları mankurtlaştırmakta kararlı olan, çağımızın en vahşi emperyalist gücü durumundaki Çin yönetimi, Uygur milli direnişinin sembol isimlerinden biri olan Heyit’i susturmakta kararlıydı; O’nu da esir kampına koyarak amacına ulaşmak istedi. Ancak bu vahşi yöntemlerle 150 yıldır sürüp gelen Uygur milli direnişini, Doğu Türkistan’ın özgürlük mücadelesini ezip söndürmeleri mümkün değildir. Uygurlar Türkiye dahil, Müslüman dünyasının ilgisizliğine, Çin’in adeta ‘dokunulmaz’ hale gelmesine yahut getirilmesine rağmen mankurtlaşmamakta kararlıdırlar. Tarih ileride Uygurların canları pahasına verdikleri bu özgürlük direnişini anlatırken hak hukuk gibi evrensel değerleri dillerinden düşürmeyen batı toplumunun ve Müslüman dünyasının bu utanç verici suskunluğunu mutlaka belirtecektir.
Çim yaptığı zulüm ve işkenceleri bilgi çarptırmasıyla örtbas etmeyi hedeflemektedir. Çin işkence ve ölüm kamplarında öldürdüğü Türklerin hesabını vermeli ve haksız yere hapiste tutulanların hepsi serbest bırakılmalıdır. Çin hapiste tuttuğu Türkleri Aileleriyle görüştürmelidir.
Türk Ocakları olarak Türk milletinin ‘Kızıl Elma’sının olgunlaşmaya vardığının ve büyük ‘Türk Yüzyılı’ şafağının attığının bilincindeyiz. Bu sebeple büyük Türk ozanı Abdürrehim Heyit'in Doğu Türkistan'dan Avrupa'ya kadar bütün Türk dünyasının ve Türk milletinin ‘Sembolü olarak ‘ ikabul edilmesini istiyoruz.
Türkiye'deki STK'leri, siyasi partileri, hassasiyet gösteren bütün vatandaşlarımızı ve bütün Türk dünyasını Çin'deki soykırıma karşı tepkilerini yükseltmeye çağırıyoruz. Uluslararası toplumun ve Birleşmiş Milletlerin artık Çin'deki söz konusu insan hakları ihlallerinin bitmesi ve çağdaş Nazi toplama kamplarının kapatılmasına yönelik daha ciddi tedbirler alması ve yaptırımlar uygulaması için girişimde bulunmalarının vaktinin çoktan geçtiğini, açıkça ifade ediyoruz.
Hiç kimse unutmamalıdır ki, Doğu Türkistan'da Türk varlığı ilelebet devam edecektir.” (Haber Merkezi)
Doğu Türkistan Türklerini, Uygurları mankurtlaştırmakta kararlı olan, çağımızın en vahşi emperyalist gücü durumundaki Çin yönetimi, Uygur milli direnişinin sembol isimlerinden biri olan Heyit’i susturmakta kararlıydı; O’nu da esir kampına koyarak amacına ulaşmak istedi. Ancak bu vahşi yöntemlerle 150 yıldır sürüp gelen Uygur milli direnişini, Doğu Türkistan’ın özgürlük mücadelesini ezip söndürmeleri mümkün değildir. Uygurlar Türkiye dahil, Müslüman dünyasının ilgisizliğine, Çin’in adeta ‘dokunulmaz’ hale gelmesine yahut getirilmesine rağmen mankurtlaşmamakta kararlıdırlar. Tarih ileride Uygurların canları pahasına verdikleri bu özgürlük direnişini anlatırken hak hukuk gibi evrensel değerleri dillerinden düşürmeyen batı toplumunun ve Müslüman dünyasının bu utanç verici suskunluğunu mutlaka belirtecektir.
Çim yaptığı zulüm ve işkenceleri bilgi çarptırmasıyla örtbas etmeyi hedeflemektedir. Çin işkence ve ölüm kamplarında öldürdüğü Türklerin hesabını vermeli ve haksız yere hapiste tutulanların hepsi serbest bırakılmalıdır. Çin hapiste tuttuğu Türkleri Aileleriyle görüştürmelidir.
Türk Ocakları olarak Türk milletinin ‘Kızıl Elma’sının olgunlaşmaya vardığının ve büyük ‘Türk Yüzyılı’ şafağının attığının bilincindeyiz. Bu sebeple büyük Türk ozanı Abdürrehim Heyit'in Doğu Türkistan'dan Avrupa'ya kadar bütün Türk dünyasının ve Türk milletinin ‘Sembolü olarak ‘ ikabul edilmesini istiyoruz.
Türkiye'deki STK'leri, siyasi partileri, hassasiyet gösteren bütün vatandaşlarımızı ve bütün Türk dünyasını Çin'deki soykırıma karşı tepkilerini yükseltmeye çağırıyoruz. Uluslararası toplumun ve Birleşmiş Milletlerin artık Çin'deki söz konusu insan hakları ihlallerinin bitmesi ve çağdaş Nazi toplama kamplarının kapatılmasına yönelik daha ciddi tedbirler alması ve yaptırımlar uygulaması için girişimde bulunmalarının vaktinin çoktan geçtiğini, açıkça ifade ediyoruz.
Hiç kimse unutmamalıdır ki, Doğu Türkistan'da Türk varlığı ilelebet devam edecektir.” (Haber Merkezi)