Canalp, “Kürsüler, konuşmacılar ve dinleyiciler arasında bir duvardır. Bu yüzden öğretmenlerimiz gibi yürüyerek, doğrudan sizinle konuşacağım aranızda olarak. Üniversitelerimizde bölümlerimizin ismi de kürsüdür. Oysaki kürsü aramızda bir engeldir.” Dedi.
Edirne Lisesinde düzenlenen UEDFOR- II. Ulusal Eğitimde Dönüşüm Forumu, Edirne Valisi Ekrem Canalp, EYUDER Genel Başkanı Dr. Adem Çilek, MEF Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Özcan, protokol üyeleri ve eğitimcilerin katılımlarıyla gerçekleşti. Ulusal Eğitimde Dönüşüm Forumu, Eğitimde Dijital Dönüşüm, Kodlama, Robotik, Akıl ve Zeka Oyunları, Özel Yetenekliler Eğitimi, Tasarım ve Beceri Odaklı Eğitin, Drama ve Oyunlaştırma Atölyeleri gibi birçok alanda eğitimcilerin paylaşımda bulunacağı renkli bir platform olarak katılımcılarıyla buluştu. Açılış konuşmalarında
Edirne Valisi Ekrem Canalp’in kürsü yerine eğitimcilerin arasında dolaşarak konuşma yapması dikkat çekti. Canalp’in bu anlatım şekli eğitimcilerden büyük alkış aldı. Programlar, alanında uzman akademisyen ve eğitmenlerin sunumlarıyla Edirne Lisesi’nde 12 Haziran'a kadar devam edecek. Forumda konuşma gerçekleştiren Edirne Valisi Ekrem Canalp, dönüşümün hayatın her alanında olduğunu söyledi.
“EĞİTİMİ YENİDEN TASARLAMAK ZARURİDİR”
Hayatta sürekli değişim ve dönüşümün yaşanmak zorunda olduğunu belirten Canalp, “Daha yakın olduğunuz zaman aslında aradaki pek çok mesafe de ortadan kalkar ve iletişim güçlenir. Bugünkü konumuz eğitimde dönüşüm. Dönüşüm dediğimiz şey hayatın her alanında mevcuttur. Çerçeveyi biraz daha genişletirsek reform diyebiliriz. Türkiye’de kamu yönetimi reformu tartışmaları hiçbir zaman bitmedi. Eğitimde reform tartışmaları da hiçbir zaman bitmedi. Yapmış olduğumuz tartışmalar dünyada da hep devam eden tartışmalardır. Kamu yönetimlerinin bu tartışmalara ihtiyacı vardır. Bu bağlamda eğitimi yeniden tasarlamak zaruridir. Yıllardır değişmeyen şey yoktur bu hayatın gerçekliğine aykırıdır. Sürekli değişimi ve dönüşümü yaşamak zorundayız. Bu dünyada kaçınılmaz bir şeydir. Eğitimde dönüşümde de; kurumsal ve bireysel olarak iki dönüşümü anlamamız gerekiyor. Kurumsal değişimde ve yapısal dönüşümde binalar, koşulları mevcuttur. Örneğin, nüfus müdürlükleri binasında değişiklikler yaptık. Çünkü insanların da hizmetten beklediği şeyler değişti. Bu beklentileri karşılamak için dönüşüm gerçekleştirdik. Eğitim söz konusu olduğu zaman da bunun benzerlerini yaşıyoruz. Bizim mezun olduğumuz liselerdeki donanım yeterlilikleri ile şuanki donanım aynı değil, aynı olsa tüm dünyadan 30-40 sene geriden ilerlerdik. Donanım ihtiyaçlarını bugünün ihtiyaçlarına göre yeniden ele almamız gerekiyor. Edirne’de de koşulları iyileştiriyoruz. 10 şart varsa onunu da iyileştirmeniz gerekir biri eksik olursa hiçbiri olmaz. İşleyişi de değiştirmezseniz istediğiniz noktaya gidemezsiniz. Yapısal değişimin yanında işleyişi de değiştirmeniz gerekir. Okullarımızda şuanda yeni bir sistemi ortaya koyuyoruz. Her okulu kendi başarıları içerisinde her hafta takip ediyoruz. Başarılını, ilerleyişlerini veya aşağıya doğru eğilimlerini takip edeceğiz. İzleyemezseniz siz üretemiyor olursunuz bu herkes için geçerli. İzlememiz, değerlendirebilmemiz de gereklidir. İnşallah diğer vilayetlerimizde de bu uygulamalar hayata geçirilecektir. Diğer taraftan bireysel dönüşüm de vardır. Kurumları, işleyişleri dönüştürseniz de bireysel anlamda dönüşüm yapamazsanız çok başarılı olmaz. Bunu da sağlamak zorundayız. Meslek hayatımda duyduğum en mükemmel cümle şuydu: “Biz meslek hayatımıza üniversite mezunu olarak başlarız ama ilkokul mezunu olarak emeli oluruz.” Çok çarpıcıydı. Yani, biz kendimizi yenilemediğimiz sürece unuturuz, ortaya çıkan bilgileri takip etmezsek geri kalırız. Bu söz öğretmenlik mesleği için de geçerlidir. Biz bireysel olarak kendimizi yenileme ihtiyacı hissetmiyorsak emin olun geçen her yıl geriye doğru gideriz. Bu etkinlik, geri gidişi tersine çevirecek etkinlikten birisidir. Bu kapıdan giren girdiği gibi çıkmayacak, mutlaka dönüşüme uğrayacaktır.” Şeklinde konuştu.
“UZUN VADEDE EĞİTİM SİSTEMİ DÜZENLEMELİYİZ”
Forumun Açılış konuşmasını gerçekleştiren EYUDER Genel Başkanı Dr. Adem Çilek, eğitimi bir memleket meselesi haline getirip uzun vadede eğitim sisteminin düzenlenmesi gerektiğini vurguladı. Çilek, “Türkiye’nin 81 ilinden ve Azerbaycan’dan misafirlerimizi ağırladığı için Sayın Valimize teşekkür ederim. Bizler de bu çalıştayın eğitim sistemine katkı sağlaması için elimizden geleni yapacağız. Buradan çıkan raporları icra makamında olanlara sunacağız. Bizim bir derdimiz var, bizim sloganımız net; ‘işimiz eğitim, gücümüz eğitim.’ Biz söylenmeyenleri söyler, yazılmayanları yazar, dile getiririz. Bizim bugün derdimiz eğitim. Eğitim seviyesi yükseldikçe sorun ve sıkıntılarımızdan daha çok bahsediyoruz. Fakat sorumluluğun bir kısmını biz STK’lar olarak üzerimize alıyoruz. Diyoruz ki; 13 yıldır 81 ilde,40 ülkede, 600 ilçede temsilcisi bulunan EYUDER olarak, artık elimizi taşlın altına koyabileceğimiz farklı modelleri sunmalıyız. Bu taşlardan bir tanesi de eğitimcilerin bir meslek odasının olmasıdır. Meslek odasında ayrışmadan sadece eğitimin sorunlarını ve çözümlerini masaya koyan ve sorumlulukları alan meslek kuruluşuna ihtiyacımız var. Türkiye’de en çok icra edilen meslek grubuyuz fakat bir meslek odamız yok. Bütün yakındığımız sorunlar, eleştirdiğimiz problemlerin çözümlerin kendiliğinden çözülecek bir sistemin getirme organizasyonunun meslek odalarından geçtiğini düşünüyorum. Dünya kovid ile mücadele ediyor bunun bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Çünkü eleştirilere rağmen Kovid sıfır noktasında buluştuğumuz bir yer oldu. Biz bu noktada artık ‘okullar açılmalı mı açılmamalı’ sorusundan ziyade, en az 30 yıllık vizyonumuzu ortaya kurup eğitimi bir memleket meselesi haline getirip uzun vadede eğitim sistemi düzenlemeliyiz. Bunun için biz eğitimciler olarak da sürekli bunları dile getireceğiz. Sahada da var gücümüzle çalışacağız” dedi.
“ORTAK İDEALİMİZ BAŞARILI VE ERDEMLİ ÇOCUKLAR YETİŞTİRMEK”
MEF Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Özcan, ideallerinin başarılı ve dürüst nesiller yetiştirmek olduğunu söyledi. Özcan, “Bizim derdimiz çocuklarımız ve çocuklarımızın iyi yetişmesidir. Hep iyi okulda okusun, mutlu olsun vs isteriz. Hatta dünyayla yarışsınlar isteriz. Millet olarak hayallerimiz büyük. Ama tek istediğimiz bu değil, çocuklarımız dürüst, iyi bir insan, vatansever olsun istiyoruz. Yani başarılı ve erdemli çocuklar istiyoruz ortak idealimiz bu. Fakat bu nasıl olacak? Öğrenecekler ve biz öğreteceğiz. Hem aileleri hem eğitimciler. Çocuklar 12 yıl okulda zaman geçiriyorlar. Bizler 12 yıl içinde onlara gerçekten başarılı ve erdemli olmaları için ne gerekiyorsa onları yapmamız gerekiyor. Aile çok önemli fakat aileler arasında da çok farklılıklar var. Ailelerin katkısı çok büyük fakat sorumluluğu onlara atamayız iş yine biz eğitimcilere düşüyor. Türkiye’de gerçekten öğretmenlerimiz çok çalışkan ve fedakarlar. İyi ki varlar teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu. (Haber-Fotoğraf: Ali KARAMAN)
Edirne Lisesinde düzenlenen UEDFOR- II. Ulusal Eğitimde Dönüşüm Forumu, Edirne Valisi Ekrem Canalp, EYUDER Genel Başkanı Dr. Adem Çilek, MEF Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Özcan, protokol üyeleri ve eğitimcilerin katılımlarıyla gerçekleşti. Ulusal Eğitimde Dönüşüm Forumu, Eğitimde Dijital Dönüşüm, Kodlama, Robotik, Akıl ve Zeka Oyunları, Özel Yetenekliler Eğitimi, Tasarım ve Beceri Odaklı Eğitin, Drama ve Oyunlaştırma Atölyeleri gibi birçok alanda eğitimcilerin paylaşımda bulunacağı renkli bir platform olarak katılımcılarıyla buluştu. Açılış konuşmalarında
Edirne Valisi Ekrem Canalp’in kürsü yerine eğitimcilerin arasında dolaşarak konuşma yapması dikkat çekti. Canalp’in bu anlatım şekli eğitimcilerden büyük alkış aldı. Programlar, alanında uzman akademisyen ve eğitmenlerin sunumlarıyla Edirne Lisesi’nde 12 Haziran'a kadar devam edecek. Forumda konuşma gerçekleştiren Edirne Valisi Ekrem Canalp, dönüşümün hayatın her alanında olduğunu söyledi.
“EĞİTİMİ YENİDEN TASARLAMAK ZARURİDİR”
Hayatta sürekli değişim ve dönüşümün yaşanmak zorunda olduğunu belirten Canalp, “Daha yakın olduğunuz zaman aslında aradaki pek çok mesafe de ortadan kalkar ve iletişim güçlenir. Bugünkü konumuz eğitimde dönüşüm. Dönüşüm dediğimiz şey hayatın her alanında mevcuttur. Çerçeveyi biraz daha genişletirsek reform diyebiliriz. Türkiye’de kamu yönetimi reformu tartışmaları hiçbir zaman bitmedi. Eğitimde reform tartışmaları da hiçbir zaman bitmedi. Yapmış olduğumuz tartışmalar dünyada da hep devam eden tartışmalardır. Kamu yönetimlerinin bu tartışmalara ihtiyacı vardır. Bu bağlamda eğitimi yeniden tasarlamak zaruridir. Yıllardır değişmeyen şey yoktur bu hayatın gerçekliğine aykırıdır. Sürekli değişimi ve dönüşümü yaşamak zorundayız. Bu dünyada kaçınılmaz bir şeydir. Eğitimde dönüşümde de; kurumsal ve bireysel olarak iki dönüşümü anlamamız gerekiyor. Kurumsal değişimde ve yapısal dönüşümde binalar, koşulları mevcuttur. Örneğin, nüfus müdürlükleri binasında değişiklikler yaptık. Çünkü insanların da hizmetten beklediği şeyler değişti. Bu beklentileri karşılamak için dönüşüm gerçekleştirdik. Eğitim söz konusu olduğu zaman da bunun benzerlerini yaşıyoruz. Bizim mezun olduğumuz liselerdeki donanım yeterlilikleri ile şuanki donanım aynı değil, aynı olsa tüm dünyadan 30-40 sene geriden ilerlerdik. Donanım ihtiyaçlarını bugünün ihtiyaçlarına göre yeniden ele almamız gerekiyor. Edirne’de de koşulları iyileştiriyoruz. 10 şart varsa onunu da iyileştirmeniz gerekir biri eksik olursa hiçbiri olmaz. İşleyişi de değiştirmezseniz istediğiniz noktaya gidemezsiniz. Yapısal değişimin yanında işleyişi de değiştirmeniz gerekir. Okullarımızda şuanda yeni bir sistemi ortaya koyuyoruz. Her okulu kendi başarıları içerisinde her hafta takip ediyoruz. Başarılını, ilerleyişlerini veya aşağıya doğru eğilimlerini takip edeceğiz. İzleyemezseniz siz üretemiyor olursunuz bu herkes için geçerli. İzlememiz, değerlendirebilmemiz de gereklidir. İnşallah diğer vilayetlerimizde de bu uygulamalar hayata geçirilecektir. Diğer taraftan bireysel dönüşüm de vardır. Kurumları, işleyişleri dönüştürseniz de bireysel anlamda dönüşüm yapamazsanız çok başarılı olmaz. Bunu da sağlamak zorundayız. Meslek hayatımda duyduğum en mükemmel cümle şuydu: “Biz meslek hayatımıza üniversite mezunu olarak başlarız ama ilkokul mezunu olarak emeli oluruz.” Çok çarpıcıydı. Yani, biz kendimizi yenilemediğimiz sürece unuturuz, ortaya çıkan bilgileri takip etmezsek geri kalırız. Bu söz öğretmenlik mesleği için de geçerlidir. Biz bireysel olarak kendimizi yenileme ihtiyacı hissetmiyorsak emin olun geçen her yıl geriye doğru gideriz. Bu etkinlik, geri gidişi tersine çevirecek etkinlikten birisidir. Bu kapıdan giren girdiği gibi çıkmayacak, mutlaka dönüşüme uğrayacaktır.” Şeklinde konuştu.
“UZUN VADEDE EĞİTİM SİSTEMİ DÜZENLEMELİYİZ”
Forumun Açılış konuşmasını gerçekleştiren EYUDER Genel Başkanı Dr. Adem Çilek, eğitimi bir memleket meselesi haline getirip uzun vadede eğitim sisteminin düzenlenmesi gerektiğini vurguladı. Çilek, “Türkiye’nin 81 ilinden ve Azerbaycan’dan misafirlerimizi ağırladığı için Sayın Valimize teşekkür ederim. Bizler de bu çalıştayın eğitim sistemine katkı sağlaması için elimizden geleni yapacağız. Buradan çıkan raporları icra makamında olanlara sunacağız. Bizim bir derdimiz var, bizim sloganımız net; ‘işimiz eğitim, gücümüz eğitim.’ Biz söylenmeyenleri söyler, yazılmayanları yazar, dile getiririz. Bizim bugün derdimiz eğitim. Eğitim seviyesi yükseldikçe sorun ve sıkıntılarımızdan daha çok bahsediyoruz. Fakat sorumluluğun bir kısmını biz STK’lar olarak üzerimize alıyoruz. Diyoruz ki; 13 yıldır 81 ilde,40 ülkede, 600 ilçede temsilcisi bulunan EYUDER olarak, artık elimizi taşlın altına koyabileceğimiz farklı modelleri sunmalıyız. Bu taşlardan bir tanesi de eğitimcilerin bir meslek odasının olmasıdır. Meslek odasında ayrışmadan sadece eğitimin sorunlarını ve çözümlerini masaya koyan ve sorumlulukları alan meslek kuruluşuna ihtiyacımız var. Türkiye’de en çok icra edilen meslek grubuyuz fakat bir meslek odamız yok. Bütün yakındığımız sorunlar, eleştirdiğimiz problemlerin çözümlerin kendiliğinden çözülecek bir sistemin getirme organizasyonunun meslek odalarından geçtiğini düşünüyorum. Dünya kovid ile mücadele ediyor bunun bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Çünkü eleştirilere rağmen Kovid sıfır noktasında buluştuğumuz bir yer oldu. Biz bu noktada artık ‘okullar açılmalı mı açılmamalı’ sorusundan ziyade, en az 30 yıllık vizyonumuzu ortaya kurup eğitimi bir memleket meselesi haline getirip uzun vadede eğitim sistemi düzenlemeliyiz. Bunun için biz eğitimciler olarak da sürekli bunları dile getireceğiz. Sahada da var gücümüzle çalışacağız” dedi.
“ORTAK İDEALİMİZ BAŞARILI VE ERDEMLİ ÇOCUKLAR YETİŞTİRMEK”
MEF Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Özcan, ideallerinin başarılı ve dürüst nesiller yetiştirmek olduğunu söyledi. Özcan, “Bizim derdimiz çocuklarımız ve çocuklarımızın iyi yetişmesidir. Hep iyi okulda okusun, mutlu olsun vs isteriz. Hatta dünyayla yarışsınlar isteriz. Millet olarak hayallerimiz büyük. Ama tek istediğimiz bu değil, çocuklarımız dürüst, iyi bir insan, vatansever olsun istiyoruz. Yani başarılı ve erdemli çocuklar istiyoruz ortak idealimiz bu. Fakat bu nasıl olacak? Öğrenecekler ve biz öğreteceğiz. Hem aileleri hem eğitimciler. Çocuklar 12 yıl okulda zaman geçiriyorlar. Bizler 12 yıl içinde onlara gerçekten başarılı ve erdemli olmaları için ne gerekiyorsa onları yapmamız gerekiyor. Aile çok önemli fakat aileler arasında da çok farklılıklar var. Ailelerin katkısı çok büyük fakat sorumluluğu onlara atamayız iş yine biz eğitimcilere düşüyor. Türkiye’de gerçekten öğretmenlerimiz çok çalışkan ve fedakarlar. İyi ki varlar teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu. (Haber-Fotoğraf: Ali KARAMAN)