Trakya Bölge Veteriner Hekimler Odası Başkanı İlgü, tarım politikasının dümeni kırılmış bir gemi gibi olduğunu, nereye gittiği belli olmadığını rüzgarın ne taraftan eserse oraya gideceğini söyledi. İlgü, “Bir kişi Tarım Bakanlığı’nda danışmanlık yapıp bastırınca oraya gidiyor. Öbür grup bastırınca öbür tarafa gidiyor. Zamanında bir bakanımız demişti ki: Türkiye’de et için yetiştirilen hayvan sayımız yeterli. Ondan 10-15 gün sonra yetmiyor deyip ithalat yaptı. Kurbanlık hayvan ithal ettik” diye konuştu.
İlgü, “Trakya’da bir dönem küçük aile işletmeleri azalıyor, büyük çiftlikler artıyordu. Şimdi çiftliklerin çoğu kapandı. Yürütemediler. Yeni çiftlikler onların yerine geçtiler ama çiftliklerde de bir azalma var. Küçük aile işletmelerinde sayı olarak da bir azalma var. Bazılarında sayıları artıyor. Sığırlar sanki bir bölümde toplanmaya başladı. Küçük aile işletmelerinin de sayıları küçükten ortaya doğru büyümeye başladı. Türkiye’de bundan 20 yıl önce işletmelerin büyüklüklerine baktığımızda 10 baş ve altındaki hayvanı olan işletme sayısı toplam işletme sayısının yüzde 85’iydi. Bundan 10 yıl önce bu sayı yüzde 80’e düştü. Gitgide düşüyor” ifadelerini kullandı.
“10 BAŞ VE ALTINDA HAYVANLI OLAN AİLE İŞLETMELERİ SAYISI GİTTİKÇE AZALIYOR”
İlgü, “Küçük aile işletmeleri 10 baş ve altında hayvanlı olan aile işletmeleri sayısı gittikçe azalıyor. Ama büyük çiftliklerde bir dönem artmasına rağmen aslında çok da verimli olmaması ve çevreye zarar vermesi sürü yönetiminin de iyi olmaması nedeniyle başarısız oldu. Başarısız olmasının en büyük sebeplerinden birisi tarım politikasının doğru düzgün uzun vadeli bir politika olmamasıdır. Yıllardır söylüyorum. Tarım politikası dümeni kırılmış bir gemi gibi. Nereye gittiği belli değil. Rüzgar ne tarafa eserse oraya gidiyor. Bir kişi Tarım Bakanlığı’nda danışmanlık yapıp bastırınca oraya gidiyor. Öbür grup bastırınca öbür tarafa gidiyor. Zamanında bir bakanımız demişti ki: Türkiye’de et için yetiştirilen hayvan sayımız yeterli. Ondan 10-15 gün sonra yetmiyor deyip ithalat yaptı. Kurbanlık hayvan ithal ettik. Böyle bir bilgisiz, sahayla tepedeki bakanlığın kopuk olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Tarım politikamız yok. Tarım politikamız olmayınca da günübirlik kimi zaman iyi niyetli kimi zaman çıkarcı davranışlarla hayvancılık politikası hep kötüye gidiyor. Şu anda Trakya’daki hayvan sayısı artması gerekirken artmıyor. Bugün Edirne’de 150-160 bin hayvan var. Tekirdağ ve Kırklareli’nde toplasan 150 bin civarında hayvan var. Trakya’da toplam 450 bin civarında büyükbaş hayvan var. Balıkesir veya Bursa’ya baktığınız zaman Balıkesir’deki hayvan sayısı Trakya’nın toplamından daha fazla.” Diye konuştu.
“TRAKYA HALKI EN UFAK ZORLUKTA İŞİ BIRAKMA EĞİLİMİNDE BULUNUYORLAR”
Trakya’daki insanların en ufak zorlukta işi bırakma eğiliminde bulunduğunu kaydeden İlgü, “Biraz sebat edelim, direnelim demiyorlar. 25 yıldır Trakya’da hekimlik yapıyorum. Bunu öz eleştiri olarak değerlendirelim. En ufak zorlukta derhal bırakıyorlar. Zararına satıyorlar. En ufak bir para kazanma ışığı gördüklerinde derhal saldırıp almaya çalışıyorlar. Bu aslında fakirleşmeyi sağlıyor. Çünkü ucuzken satıyorsun, pahalıyken alıyorsun. Tam tersi olması gerekiyor. Bir işi yapıyorsanız, alternatifiniz yoksa o işi devam ettirmek zorundasınız. Maalesef devam ettirmiyorlar. Anadolu’nun özellikle Ege tarafı Balıkesir, Bursa, Aydın, İzmir oralar hiçbir zaman bu krizlerde hayvancılığı bırakmadılar. Tam tersi arttırdılar. Çünkü bunu yapacaksınız; başka işiniz yok. Köylünün köyde kalması o insanların demografik yapıyı değiştirmeden bu devlet politikası olmalı zaten. Demografik yapının değişmeden hiç kimsenin göç etmeden memleketinde kalıp geçimini sağlaması refahını arttırması için yaptığın işin büyümesi gerekiyor. Bunun için de 5 hayvan yerine 10, 10 hayvan yerine 30 tane olmalı. Bence en doğrusu 50-100 arası baş hayvan. Hatta bu bilimsel bir gerçek. Avrupa’da çok büyük işletmelerin sayısı azdır. Esas optimum işletme 50 baş ila 100 baş arası hayvanları olan işletmelerdir. Hem ailenin kendi kendine işini görebileceği, üstesinden gelebileceği tiptedir hem de çevreye zararı çok azdır veya yoktur. Bu açıdan o insanların refahını yükseltecek düzeyde bir işletme demektir. Ama daha büyük bir işletme olduğu zaman o işletmenin yürütülmesi, yönetilmesi çok daha büyük işletmelere ihtiyaç duyar. Çok daha fazla paraya, araziye, kirliliğe neden olur. Bu açıdan iyi değildir, zararlıdır.” Şeklinde konuştu. (Haber : Umut IŞIK)
İlgü, “Trakya’da bir dönem küçük aile işletmeleri azalıyor, büyük çiftlikler artıyordu. Şimdi çiftliklerin çoğu kapandı. Yürütemediler. Yeni çiftlikler onların yerine geçtiler ama çiftliklerde de bir azalma var. Küçük aile işletmelerinde sayı olarak da bir azalma var. Bazılarında sayıları artıyor. Sığırlar sanki bir bölümde toplanmaya başladı. Küçük aile işletmelerinin de sayıları küçükten ortaya doğru büyümeye başladı. Türkiye’de bundan 20 yıl önce işletmelerin büyüklüklerine baktığımızda 10 baş ve altındaki hayvanı olan işletme sayısı toplam işletme sayısının yüzde 85’iydi. Bundan 10 yıl önce bu sayı yüzde 80’e düştü. Gitgide düşüyor” ifadelerini kullandı.
“10 BAŞ VE ALTINDA HAYVANLI OLAN AİLE İŞLETMELERİ SAYISI GİTTİKÇE AZALIYOR”
İlgü, “Küçük aile işletmeleri 10 baş ve altında hayvanlı olan aile işletmeleri sayısı gittikçe azalıyor. Ama büyük çiftliklerde bir dönem artmasına rağmen aslında çok da verimli olmaması ve çevreye zarar vermesi sürü yönetiminin de iyi olmaması nedeniyle başarısız oldu. Başarısız olmasının en büyük sebeplerinden birisi tarım politikasının doğru düzgün uzun vadeli bir politika olmamasıdır. Yıllardır söylüyorum. Tarım politikası dümeni kırılmış bir gemi gibi. Nereye gittiği belli değil. Rüzgar ne tarafa eserse oraya gidiyor. Bir kişi Tarım Bakanlığı’nda danışmanlık yapıp bastırınca oraya gidiyor. Öbür grup bastırınca öbür tarafa gidiyor. Zamanında bir bakanımız demişti ki: Türkiye’de et için yetiştirilen hayvan sayımız yeterli. Ondan 10-15 gün sonra yetmiyor deyip ithalat yaptı. Kurbanlık hayvan ithal ettik. Böyle bir bilgisiz, sahayla tepedeki bakanlığın kopuk olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Tarım politikamız yok. Tarım politikamız olmayınca da günübirlik kimi zaman iyi niyetli kimi zaman çıkarcı davranışlarla hayvancılık politikası hep kötüye gidiyor. Şu anda Trakya’daki hayvan sayısı artması gerekirken artmıyor. Bugün Edirne’de 150-160 bin hayvan var. Tekirdağ ve Kırklareli’nde toplasan 150 bin civarında hayvan var. Trakya’da toplam 450 bin civarında büyükbaş hayvan var. Balıkesir veya Bursa’ya baktığınız zaman Balıkesir’deki hayvan sayısı Trakya’nın toplamından daha fazla.” Diye konuştu.
“TRAKYA HALKI EN UFAK ZORLUKTA İŞİ BIRAKMA EĞİLİMİNDE BULUNUYORLAR”
Trakya’daki insanların en ufak zorlukta işi bırakma eğiliminde bulunduğunu kaydeden İlgü, “Biraz sebat edelim, direnelim demiyorlar. 25 yıldır Trakya’da hekimlik yapıyorum. Bunu öz eleştiri olarak değerlendirelim. En ufak zorlukta derhal bırakıyorlar. Zararına satıyorlar. En ufak bir para kazanma ışığı gördüklerinde derhal saldırıp almaya çalışıyorlar. Bu aslında fakirleşmeyi sağlıyor. Çünkü ucuzken satıyorsun, pahalıyken alıyorsun. Tam tersi olması gerekiyor. Bir işi yapıyorsanız, alternatifiniz yoksa o işi devam ettirmek zorundasınız. Maalesef devam ettirmiyorlar. Anadolu’nun özellikle Ege tarafı Balıkesir, Bursa, Aydın, İzmir oralar hiçbir zaman bu krizlerde hayvancılığı bırakmadılar. Tam tersi arttırdılar. Çünkü bunu yapacaksınız; başka işiniz yok. Köylünün köyde kalması o insanların demografik yapıyı değiştirmeden bu devlet politikası olmalı zaten. Demografik yapının değişmeden hiç kimsenin göç etmeden memleketinde kalıp geçimini sağlaması refahını arttırması için yaptığın işin büyümesi gerekiyor. Bunun için de 5 hayvan yerine 10, 10 hayvan yerine 30 tane olmalı. Bence en doğrusu 50-100 arası baş hayvan. Hatta bu bilimsel bir gerçek. Avrupa’da çok büyük işletmelerin sayısı azdır. Esas optimum işletme 50 baş ila 100 baş arası hayvanları olan işletmelerdir. Hem ailenin kendi kendine işini görebileceği, üstesinden gelebileceği tiptedir hem de çevreye zararı çok azdır veya yoktur. Bu açıdan o insanların refahını yükseltecek düzeyde bir işletme demektir. Ama daha büyük bir işletme olduğu zaman o işletmenin yürütülmesi, yönetilmesi çok daha büyük işletmelere ihtiyaç duyar. Çok daha fazla paraya, araziye, kirliliğe neden olur. Bu açıdan iyi değildir, zararlıdır.” Şeklinde konuştu. (Haber : Umut IŞIK)