Çocukların gelişimine önemli katkılar sunmayı ve aynı zamanda eğitimcilere ve eğitim kurumlarına ışık tutmayı amaçlayan panel, Balkan Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. Trakya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Temel Eğitim Bölümü Başkanı Prof. Dr. Emine Ahmetoğlu moderatörlüğünde başlayan panelde CHAMPPS projesinin yürütücüleri Prof. Dr. Patricia Favazza ve Prof. Dr. Michaelene Ostrosky ile projenin koordinatörü ve Trakya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Okul Öncesi Eğitimi Ana Bilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Ezgi Akşin Yavuz panelist olarak yer aldı.
Prof. Dr. Emine Ahmetoğlu panelde yaptığı konuşmada, yapılan çok uluslu bir çalışmaya göre Türkiye’de her on çocuktan altısının (%61) bir günde ortalama 1 saat ya da daha az süre dışarıda oyun oynadığını ve bu sürenin yüksek güvenlikli hapishanelerdeki mahkumların, açık havada geçirdikleri sürenin altında olduğunu belirtti. Türkiye’de yaklaşık her yedi çocuktan birinin (%14) ortalama bir günde hiç dışarıda oyun oynamadığını vurgulayan Prof. Dr. Emine Ahmetoğlu, “Günümüzde çocuklar sokakta daha az oynamakta daha az vakit geçirmekte belki de çocuklukları boyunca hiç ağaca tırmanmamaktadırlar. Çocukların gönüllerince koşup hareket edebilecekleri alanlar bu denli kısıtlıyken okullarımızın onlara sunduğu olanaklar da bu anlamada yetersiz kalmaktadır. Bunları göz önünde bulundurarak çok geniş alanlara ihtiyaç duymadan sınıf ortamında ve bahçede öğretmenlerle birlikte yalnızca otuz dakika ayırarak gerçekleştirebilecekleri, temel hareket becerilerini geliştirebilecekleri hareketli etkinlikler, oyunlar, müziği içeren eğlenceli zaman geçirebilecekleri, özel gereksinimli çocukların akranları ve aileleriyle yapabilecekleri bütüncül etkinliklere ihtiyaç duyulmaktadır. Projede uygulanan programda, 2023 eğitim vizyonu doğrultusunda kapsayıcı eğitim anlayışına uygun olarak tasarlanan çalışmalarda sınıflarımızdaki özel gereksinimli çocuklar akranlarıyla birlikte eğitim sürecinde yer almış ve hareket içeren etkinliklerle gelişimleri desteklenmiştir. Programda aynı zamanda çocukların aileleri ile birlikte gerçekleştirdikleri çalışmalar da yer almaktadır. Ebeveynlerimiz de çocukları ile evde yapabilecekleri keyifli etkinliklerle programa katkı sağlamış, süreçten hem kendileri hem de çocukları faydalanmıştır.” dedi.
İlk panelist olarak söz alan Prof. Dr. Patrica Cronin Favazza yaptığı sunumunda çocuk üzerine yaptıkları araştırmalar hakkında bilgi vererek “Projemizin amacı, okul öncesi çocuklarımızın motor becerilerini geliştirmek ve çocuklarımız için hareketin ne kadar önemli olduğunun farkındalığını yaratmak, ayrıca çocukların fiziksel aktivitelerini desteklemek ve geliştirmektir. Buradan çıktığınızda belki de çocukların motor gelişimini destekleyecek yeni fikirleriniz oluşacak. Çocukken dışarıda oynadığımız oyunları düşündüğümüzde, bu oyunlar bizlere paylaşmayı, arkadaş edinmeyi ve öz güvenli olmayı sağlıyordu. Çocukların aile dışında karşılaştıkları ortam oyun alanındadır. Bu yüzden motor oyunlarının çocuklarımızı desteklemesi için tüm çocuklarımızı kapsayıcı olması oldukça önemlidir. Araştırmamızın çıkış noktası özel gereksinimli çocuklardır. O yüzden daha kapsamlı bir ortam yaratmaktayız. Parktaki oyun ve okulda oynanan oyunlar çocukların özel gereksinimli çocuklarla kaynaştıkları ilk yerdir. Çocuklar motor becerilerini geliştirdikleri bu alanda aslında özel gereksinimli çocuklarla ilişkilerini geliştiriyor ve onları yakından tanımış oluyor. Çocuklar, motor gelişim, sosyal ve duyusal beceriler, bilgisel beceriler ve öğrenme yaklaşımı gibi beceriler yanında talimatlara uyma ve dikkati sürdürme becerilerini de geliştiriyor. Tüm çocukların motor becerilerini geliştirme süreci evrenseldir ve aynı zamanda olur. Çocukların motor becerilerini artırması fiziksel aktiviteyi de artırır. Tabi ki fiziksel aktivitelerde çok iyi olan bir çocuğun motor becerilerinin çok iyi olduğu anlamına gelmiyor. Bu motor gelişim süreci sürekli devam eden bir süreç. Çocuklarda motor becerilerinin gelişimi çok erken başlıyor. Doğumundan itibaren bir bebeğin annesini emdiğini görebiliriz. Daha sonrasında bebek yavaş yavaş biberon tutmasını öğreniyor ve sırayla yürümeyi ve konuşmayı öğreniyor. 7-11 yaş arası motor becerilerinin geliştiği dönemde çocuklar artık kurallı oyunlar oynamayı öğreniyorlar. Çocukların motor gelişimini engelleyen pek çok faktör de var. Birinci örnek özel gereksinimli çocuklar ve otizmli çocuklar motor planlaması sırasında zorluklar yaşayabilirler. Görsel yönlendirme ve ortak hareket etmede, odaklanmada ve problem çözmede zorluklar yaşayabilirler. Motor gelişimine engel olan diğer zorluklar ise sosyal becerilerde, sıra beklemekte ve paylaşmak konusunda görülebilmektedir. Yeni aktiviteler öğrenmekte zorlanabilir veya grup aktivitelerinde geri kalabilirler. Motor becerileri hem güçlü olduğumuz alanlarda hem de zorluk çektiğimiz alanlarda gelişmektedir. Bu durum ailelerle de alakalıdır. Bazı aileler çocuğun kendi kendine oynamasına izin verirken bazıları motor becerilerinin gelişmesinde yardımcı olacak oyunlar oynatır. Diğer bir faktör ise sağlıksız ortamda ve yoksulluk içinde büyüyen çocuklarda fiziksel, motor ve duyusal beceriler giderek gerilemektedir. Bu tür ortamlarda büyüyün çocuklar eğitim açısından da sürekliliği olmadığı için okul ortamındaki etkinliklerden yararlanamıyorlar. Sosyal becerilerini geliştirebilecek veya motor becerilerini geliştirebilecek destek sağlanmıyor. Bir diğer sorun da yapılandırılmamış müzik hareketleri. Sınıf ortamında yapılan müzikli eğlencelerde motor becerilerini geliştirmeye özen gösterilmiyor. Bu tür bilinçsiz yapılan hatalar hızla artan obeziteyi tetikliyor. Çocukların hareketsiz aktiviteler yapmaktan daha çok hoşlandıklarını gördük. Tüm araştırma ve gözlemlerimizi gözden geçirdik ve çocuklar hareket ediyor projesine başladık. Çocukların fiziksel aktivitelerini ve motor becerilerini destekleyecek evrensel dersler yapmaya başladık. Ayrıca bu proje farklı becerilere sahip çocukların becerilerini ortaya çıkartmaya yönelik bir proje. Daha zor öğrenemeye yönelik öğrencilerimiz için farklı kaynaklar sağlıyoruz. Bu projede ailelerle daha yakın çalışarak çocuklarımıza hem ev ortamında hem de okul ortamında yardımcı oluyoruz. Projede etkileşime ve harekete yönelik kitaplar ve videolar kullanıyoruz ve çocuklarımızın hem hareket hem de görsel algılama duyularını geliştiriyoruz.” dedi.
İkinci panelist olarak bir sunum gerçekleştiren Prof. Dr. Michaelene M. Ostrosky konuşmasında, “Projeyi ders şeklinde yürütüyoruz ve kitap üzerinden dersleri uyguluyoruz. Kitapta yapılacak etkinlik, süresi ve amacı belirtilmektedir. Bu etkinlik sırasında çocukları gözlemliyoruz ve farklı becerileri olan veya yavaş kalan çocuklarımızı kolaylıkla ayırt edebiliyoruz. Etkinlik sırasında çocukların dikkatini sürdürebileceğimiz ve dikkatini çekebileceğimiz alanlar var. Kurallı oyunlara baktığımızda öğretmenlerin çocuklara farklı yöntemlerle yeni yollar gösterebilecekleri ve zayıf kalan çocukları yanlarına alarak yardım edebilecekleri yönergeler mevcut. Kitapta uygulanan etkinlikler koşma, zıplama, dengede durma, motor koordinasyon becerileri ve el göz koordinasyonu üzerine. Kitapta çocukların öğrenmesini istediğimiz kelimeler ile çocukların dil ve konuşma becerilerini geliştirecek aktiviteler de mevcut. Projenin bir amacı da ev ve okul arsındaki iş birliğini güçlendirmek. Bizler her hafta ailelere mektup gönderdik. Bu mektupta ısınma aktivitesi ve iki aktivite yazıyordu. Aileler ve öğretmenlerden istediğimiz şey bu aktivitelerde öncelikle elde bulunan imkânları kullanmalarıdır. Örneğin çorapları eşleştirip sepete atma. Kitabın bitiminde tüm çocuklara test yapıyoruz ve verileri gözden geçiriyoruz. Çocuklar hareket ediyor projesinde yer alan çocukların diğer çocuklardan daha iyi olduğunu gördük. Proje sırasında sınıfta öğretmenlerin ve evde ailelerin ne yaptığını görüyoruz. Çocuklar genellikle motor becerilerini geliştiren oyunlar oynuyor. Çocukların hem öğretmenleri ile aileleri arsındaki bağ, hem de çocuk ve okul arasındaki bağ güçleniyor.” dedi.
Panelde son olarak bir sunum gerçekleştiren Dr. Öğr. Üyesi Ezgi Akşin Yavuz, “Bu projeyle çocuklarımızın her türlü becerilerini geliştirdik. Kararlılık becerilerini, liderlik becerilerini, birlikte çalışma becerilerini... Gurup içerisinde hem lider oldular hem de lideri takip edebildiler. Kendi bedenlerini ve yapabileceklerini keşfettiler. Başta ben yapamam devam etmek istemiyorum diyen çok çocuğumuz olmuştu. Ancak süreç sonunda başardıklarını kendileri de gördüler. Program 7 ay sürdü her ay ayrı bir beceri uyguladık. Etkinlikleri çocuklarımızın yaş ortalamasına uygun olarak yaptık. Evrensel öğrenme tasarımına uygun hazırlanan projeyi ülkemizdeki okul programı için uygulamakta sorun yaşamadık. Çocuklarımıza öğretmek istediğimiz kavramlar ve kazandırmak istediğimiz nitelikler var. Bunları nasıl bir araya getireceğimiz ve sınıftaki çocukların gelişimine uygun olarak nasıl verebileceğimizi öğreten çok faydalı bir proje. Okul öncesi çocukların okula hazırlamasında ve çocukların özgüvenli birer birey olma yönünde ilerlemelerine büyük katkı sağlandı.” dedi. (Haber Merkezi)
Prof. Dr. Emine Ahmetoğlu panelde yaptığı konuşmada, yapılan çok uluslu bir çalışmaya göre Türkiye’de her on çocuktan altısının (%61) bir günde ortalama 1 saat ya da daha az süre dışarıda oyun oynadığını ve bu sürenin yüksek güvenlikli hapishanelerdeki mahkumların, açık havada geçirdikleri sürenin altında olduğunu belirtti. Türkiye’de yaklaşık her yedi çocuktan birinin (%14) ortalama bir günde hiç dışarıda oyun oynamadığını vurgulayan Prof. Dr. Emine Ahmetoğlu, “Günümüzde çocuklar sokakta daha az oynamakta daha az vakit geçirmekte belki de çocuklukları boyunca hiç ağaca tırmanmamaktadırlar. Çocukların gönüllerince koşup hareket edebilecekleri alanlar bu denli kısıtlıyken okullarımızın onlara sunduğu olanaklar da bu anlamada yetersiz kalmaktadır. Bunları göz önünde bulundurarak çok geniş alanlara ihtiyaç duymadan sınıf ortamında ve bahçede öğretmenlerle birlikte yalnızca otuz dakika ayırarak gerçekleştirebilecekleri, temel hareket becerilerini geliştirebilecekleri hareketli etkinlikler, oyunlar, müziği içeren eğlenceli zaman geçirebilecekleri, özel gereksinimli çocukların akranları ve aileleriyle yapabilecekleri bütüncül etkinliklere ihtiyaç duyulmaktadır. Projede uygulanan programda, 2023 eğitim vizyonu doğrultusunda kapsayıcı eğitim anlayışına uygun olarak tasarlanan çalışmalarda sınıflarımızdaki özel gereksinimli çocuklar akranlarıyla birlikte eğitim sürecinde yer almış ve hareket içeren etkinliklerle gelişimleri desteklenmiştir. Programda aynı zamanda çocukların aileleri ile birlikte gerçekleştirdikleri çalışmalar da yer almaktadır. Ebeveynlerimiz de çocukları ile evde yapabilecekleri keyifli etkinliklerle programa katkı sağlamış, süreçten hem kendileri hem de çocukları faydalanmıştır.” dedi.
İlk panelist olarak söz alan Prof. Dr. Patrica Cronin Favazza yaptığı sunumunda çocuk üzerine yaptıkları araştırmalar hakkında bilgi vererek “Projemizin amacı, okul öncesi çocuklarımızın motor becerilerini geliştirmek ve çocuklarımız için hareketin ne kadar önemli olduğunun farkındalığını yaratmak, ayrıca çocukların fiziksel aktivitelerini desteklemek ve geliştirmektir. Buradan çıktığınızda belki de çocukların motor gelişimini destekleyecek yeni fikirleriniz oluşacak. Çocukken dışarıda oynadığımız oyunları düşündüğümüzde, bu oyunlar bizlere paylaşmayı, arkadaş edinmeyi ve öz güvenli olmayı sağlıyordu. Çocukların aile dışında karşılaştıkları ortam oyun alanındadır. Bu yüzden motor oyunlarının çocuklarımızı desteklemesi için tüm çocuklarımızı kapsayıcı olması oldukça önemlidir. Araştırmamızın çıkış noktası özel gereksinimli çocuklardır. O yüzden daha kapsamlı bir ortam yaratmaktayız. Parktaki oyun ve okulda oynanan oyunlar çocukların özel gereksinimli çocuklarla kaynaştıkları ilk yerdir. Çocuklar motor becerilerini geliştirdikleri bu alanda aslında özel gereksinimli çocuklarla ilişkilerini geliştiriyor ve onları yakından tanımış oluyor. Çocuklar, motor gelişim, sosyal ve duyusal beceriler, bilgisel beceriler ve öğrenme yaklaşımı gibi beceriler yanında talimatlara uyma ve dikkati sürdürme becerilerini de geliştiriyor. Tüm çocukların motor becerilerini geliştirme süreci evrenseldir ve aynı zamanda olur. Çocukların motor becerilerini artırması fiziksel aktiviteyi de artırır. Tabi ki fiziksel aktivitelerde çok iyi olan bir çocuğun motor becerilerinin çok iyi olduğu anlamına gelmiyor. Bu motor gelişim süreci sürekli devam eden bir süreç. Çocuklarda motor becerilerinin gelişimi çok erken başlıyor. Doğumundan itibaren bir bebeğin annesini emdiğini görebiliriz. Daha sonrasında bebek yavaş yavaş biberon tutmasını öğreniyor ve sırayla yürümeyi ve konuşmayı öğreniyor. 7-11 yaş arası motor becerilerinin geliştiği dönemde çocuklar artık kurallı oyunlar oynamayı öğreniyorlar. Çocukların motor gelişimini engelleyen pek çok faktör de var. Birinci örnek özel gereksinimli çocuklar ve otizmli çocuklar motor planlaması sırasında zorluklar yaşayabilirler. Görsel yönlendirme ve ortak hareket etmede, odaklanmada ve problem çözmede zorluklar yaşayabilirler. Motor gelişimine engel olan diğer zorluklar ise sosyal becerilerde, sıra beklemekte ve paylaşmak konusunda görülebilmektedir. Yeni aktiviteler öğrenmekte zorlanabilir veya grup aktivitelerinde geri kalabilirler. Motor becerileri hem güçlü olduğumuz alanlarda hem de zorluk çektiğimiz alanlarda gelişmektedir. Bu durum ailelerle de alakalıdır. Bazı aileler çocuğun kendi kendine oynamasına izin verirken bazıları motor becerilerinin gelişmesinde yardımcı olacak oyunlar oynatır. Diğer bir faktör ise sağlıksız ortamda ve yoksulluk içinde büyüyen çocuklarda fiziksel, motor ve duyusal beceriler giderek gerilemektedir. Bu tür ortamlarda büyüyün çocuklar eğitim açısından da sürekliliği olmadığı için okul ortamındaki etkinliklerden yararlanamıyorlar. Sosyal becerilerini geliştirebilecek veya motor becerilerini geliştirebilecek destek sağlanmıyor. Bir diğer sorun da yapılandırılmamış müzik hareketleri. Sınıf ortamında yapılan müzikli eğlencelerde motor becerilerini geliştirmeye özen gösterilmiyor. Bu tür bilinçsiz yapılan hatalar hızla artan obeziteyi tetikliyor. Çocukların hareketsiz aktiviteler yapmaktan daha çok hoşlandıklarını gördük. Tüm araştırma ve gözlemlerimizi gözden geçirdik ve çocuklar hareket ediyor projesine başladık. Çocukların fiziksel aktivitelerini ve motor becerilerini destekleyecek evrensel dersler yapmaya başladık. Ayrıca bu proje farklı becerilere sahip çocukların becerilerini ortaya çıkartmaya yönelik bir proje. Daha zor öğrenemeye yönelik öğrencilerimiz için farklı kaynaklar sağlıyoruz. Bu projede ailelerle daha yakın çalışarak çocuklarımıza hem ev ortamında hem de okul ortamında yardımcı oluyoruz. Projede etkileşime ve harekete yönelik kitaplar ve videolar kullanıyoruz ve çocuklarımızın hem hareket hem de görsel algılama duyularını geliştiriyoruz.” dedi.
İkinci panelist olarak bir sunum gerçekleştiren Prof. Dr. Michaelene M. Ostrosky konuşmasında, “Projeyi ders şeklinde yürütüyoruz ve kitap üzerinden dersleri uyguluyoruz. Kitapta yapılacak etkinlik, süresi ve amacı belirtilmektedir. Bu etkinlik sırasında çocukları gözlemliyoruz ve farklı becerileri olan veya yavaş kalan çocuklarımızı kolaylıkla ayırt edebiliyoruz. Etkinlik sırasında çocukların dikkatini sürdürebileceğimiz ve dikkatini çekebileceğimiz alanlar var. Kurallı oyunlara baktığımızda öğretmenlerin çocuklara farklı yöntemlerle yeni yollar gösterebilecekleri ve zayıf kalan çocukları yanlarına alarak yardım edebilecekleri yönergeler mevcut. Kitapta uygulanan etkinlikler koşma, zıplama, dengede durma, motor koordinasyon becerileri ve el göz koordinasyonu üzerine. Kitapta çocukların öğrenmesini istediğimiz kelimeler ile çocukların dil ve konuşma becerilerini geliştirecek aktiviteler de mevcut. Projenin bir amacı da ev ve okul arsındaki iş birliğini güçlendirmek. Bizler her hafta ailelere mektup gönderdik. Bu mektupta ısınma aktivitesi ve iki aktivite yazıyordu. Aileler ve öğretmenlerden istediğimiz şey bu aktivitelerde öncelikle elde bulunan imkânları kullanmalarıdır. Örneğin çorapları eşleştirip sepete atma. Kitabın bitiminde tüm çocuklara test yapıyoruz ve verileri gözden geçiriyoruz. Çocuklar hareket ediyor projesinde yer alan çocukların diğer çocuklardan daha iyi olduğunu gördük. Proje sırasında sınıfta öğretmenlerin ve evde ailelerin ne yaptığını görüyoruz. Çocuklar genellikle motor becerilerini geliştiren oyunlar oynuyor. Çocukların hem öğretmenleri ile aileleri arsındaki bağ, hem de çocuk ve okul arasındaki bağ güçleniyor.” dedi.
Panelde son olarak bir sunum gerçekleştiren Dr. Öğr. Üyesi Ezgi Akşin Yavuz, “Bu projeyle çocuklarımızın her türlü becerilerini geliştirdik. Kararlılık becerilerini, liderlik becerilerini, birlikte çalışma becerilerini... Gurup içerisinde hem lider oldular hem de lideri takip edebildiler. Kendi bedenlerini ve yapabileceklerini keşfettiler. Başta ben yapamam devam etmek istemiyorum diyen çok çocuğumuz olmuştu. Ancak süreç sonunda başardıklarını kendileri de gördüler. Program 7 ay sürdü her ay ayrı bir beceri uyguladık. Etkinlikleri çocuklarımızın yaş ortalamasına uygun olarak yaptık. Evrensel öğrenme tasarımına uygun hazırlanan projeyi ülkemizdeki okul programı için uygulamakta sorun yaşamadık. Çocuklarımıza öğretmek istediğimiz kavramlar ve kazandırmak istediğimiz nitelikler var. Bunları nasıl bir araya getireceğimiz ve sınıftaki çocukların gelişimine uygun olarak nasıl verebileceğimizi öğreten çok faydalı bir proje. Okul öncesi çocukların okula hazırlamasında ve çocukların özgüvenli birer birey olma yönünde ilerlemelerine büyük katkı sağlandı.” dedi. (Haber Merkezi)