Haber: Özge BAYKAL
Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nin acil bölümünde çalışan iki İntern Doktora hasta yakını tarafından fiziksel şiddet uygulanması nedeniyle bir araya geldiklerini belirten Edirne Tabip Odası Başkanı Dr. Mehmet Akbal, darp edilen iki hekime geçmiş olsun dileklerini ileterek konuyla ilgili şu ifadelere yer verdi:
“ Gelinen aşamada sağlıkta şiddet sağlık hizmet sunumunun hemen tüm aşamalarında yaygın ve ciddi bir sorun haline dönüşmüştür. Özellikle acil servisler şiddetin kol gezdiği, sağlık çalışanlarının kendilerini emniyette hissedemedikleri, sağlık hizmetini güvenli ortamlarda veremedikleri yerler haline gelmiştir. Ülkemizde sağlık alanında her gün yaşanan onlarca şiddet olgusuna rağmen, şiddetin nedenleri ve sonuçlarına dair yüzlerce sayfa rapor ve açıklamaya rağmen, engellenmesine yönelik önerilere rağmen çözüme yönelik etkili düzenlemeler yapılmamaktadır. Yasa yapanlar sağlıkta şiddeti ciddiye almamaktadırlar. TBMM raporu da dâhil birçok çalışma şiddetin kabul edilemez olduğunun açık biçimde göstermekte ve bu yönde kararlı, caydırıcı adımların atılmasının önemini vurgulamaktadır. Ne yazık ki Türkiye’de hiçbir düzeyde yetkili, sağlık alanında şiddetin önlenmesine yönelik kararlılık göstermemektedir.”
“ETKİLİ BİR DÜZENLEME İÇERMİYOR”
Dr. Akbal, “Sağlıkta şiddeti önlemeye yönelik hazırlandığı iddiası ile sunulan ve 5 Aralık’ta yürürlüğe giren ‘7151 sayılı torba yasa’ şiddetin önlenmesine yönelik etkili bir düzenleme içermemektedir’’ ifadelerinde bulunan Akbal, sağlıkta şiddeti doğuran yanlış politikalardan bir an önce vazgeçilmesini istedi. Diğer yandan da caydırıcı ceza düzenlemelerinin ve bunların etkili biçimde uygulanmasının bir an önce yaşama geçirilmesini beklediğini dile getirdi. Ardından sözlerine devam eden Akbal, “Türk Tabipler Birliği, uzun yıllardır sağlıkta yaşanan şiddetin nedenleri, şiddete karşı alınacak önlemler konusunda kamuoyunu bilgilendirmekte, yöneticileri şiddeti durdurmak için sorumluluk almaya davet etmektedir. Caydırıcılığı yüksek yasal düzenlemelerin yapılmaması, kararlılık ve titizlikle şiddet olaylarının üzerine gidilmemesi şiddetin tırmanmasına göz yummaktır.
Türk Tabipler Birliği, uzun yıllardır sağlıkta yaşanan şiddetin nedenleri, şiddete karşı alınacak önlemler konusunda kamuoyunu bilgilendirmekte, yöneticileri şiddeti durdurmak için sorumluluk almaya davet etmektedir. Bu sorun, bir yandan hekimlerin ve sağlık çalışanlarının can güvenliğini tehdit ederken aynı zamanda sağlık hizmeti sunumunu da engeller hale dönüşmüştür. Bu durum; sürdürülebilir, kabul edilebilir, katlanılabilir değildir” dedi.
“ÖNLEMLER YETERSİZ”
“Kamu idaresinin; sağlık kuruluşlarının ve sağlık çalışanlarının güvenliğini sağlamak için alması gereken özel önlemleri almıyor veya bunlar yetersiz kalıyor” ifadelerinde bulunan Akbal, Türk Tabipleri Birliği’nin birçok kez dile getirdiği sağlıkta şiddeti önleme yasasının bir an önce çıkarılarak şiddet uygulayanlara hapis cezasının yasalaşmasını talep etti.
Akbal, konuşmasının ardından şunları kaydetti:
“Bizler vatandaşımızın nitelikli sağlık hizmeti alması için aramızdaki başta şiddet ve güven olmak üzere tüm engellerin kaldırılmasını ve herkesin nitelikli sağlık hizmetine ulaşmasını istiyoruz. Sağlık kuruluşlarında meslektaşlarımızın güvenliğinin sağlanması için caydırıcı ve önleyici gerçekçi önlemlerin ivedilikle hayata geçirilmesini istiyoruz. Umarım bir farkındalık yaratarak vatandaşa sağlık hizmeti sunan bu topluluk arasında şiddetin yaşanmamasını sağlarız.”
“ARTIK BİZİM İÇİN GÜVENİLİR YERLER DEĞİL”
Belediye Başkan Yardımcısı Dr. Ertuğrul Tanrıkulu, iki intern doktora yönelik fiziksel ve sözel yapılan şiddet ile ilgili konuşmasında şu bilgileri verdi:
“Bir önceki gün acil servise göğsünde ağrı şikâyeti olduğunu söyleyen bir hasta başvurdu. Kendisini ‘bana bir iğne vurun ben gideyim’ talebinde bulunuyor. Hiçbir hastanede bu şekilde bir uygulama olmaz. Göğüs ağrısı belli bir yaştan sonra çok önemli bir kalp krizinin belirtisi olabilir. Bu anlamda da oradaki intern arkadaşlar hastanın istediği şekilde hizmet verilemeyeceğini belirterek EKG çekilmesi ve gerekli tetkiklerin yapılması gerektiğini hastamıza ifade ediyorlar. Hastamız EKG çekildikten sonra hastaneden gitmeye çalıştığı için intern arkadaşlarımız bu şekilde gitmemesi gerektiğini anlatmaya çalışıyorlar. Biz hastalarımızın sağlığını onlardan daha çok düşünüyoruz. Kaba ve sözlü şiddet yaşandıktan sonra hastamız hastanemizden ayrılıyor. 2 saat sonra hastanın oğlu hastanemize gelerek ’’babama kim terbiyesizlik yaptı’’ ifadeleriyle arkadaşlarımıza saldırıyor. Araya girmeye çalışan arkadaşımızın gözünü morartıyor ve birçok hakaret ediyor. Bizim derdimiz halkın sağlığını korumak ve sağlığı halka ulaşılabilir bir şekilde nitelikli hale getirebilmek. Son yıllarda kışkırtılmış sağlık talebi yüzünden hekim, hemşire ve sağlık çalışanlarımız hasta ve hasta yakınları tarafından fiziksel, sözel şiddete uğruyor. Biz bunu istemiyoruz. Biz hekimler ve sağlık çalışanları olarak halkımızın sağlığını düşünerek hizmet veriyoruz. Artık yeter. Bu kaçıncı? Ve sadece bugün Türkiye’de beyaz kot sayısına baktığınızda ne kadar fazla olduğunu göreceksiniz. Biz sağlıkta şiddet yasasını istiyoruz. Kayda değer bir yasanın çıkmasını istiyoruz. Bu durum gencecik intern ve öğrenci arkadaşlarımızın darp edilmesine kadar geldi. Daha önce de Edirne Devlet Hastanesi yoğun bakım ünitesindeki bir kadına darp olayı yaşanmıştı. Artık yoğun bakımlar, aciller, poliklinikler, aile sağlığı merkezleri ve sağlık ocaklarımız bizim için güvenilir yerler değil. Bu çok tehlikeli ve kötü bir durum. Sağlıkta şiddete hayır diyoruz."
Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nin acil bölümünde çalışan iki İntern Doktora hasta yakını tarafından fiziksel şiddet uygulanması nedeniyle bir araya geldiklerini belirten Edirne Tabip Odası Başkanı Dr. Mehmet Akbal, darp edilen iki hekime geçmiş olsun dileklerini ileterek konuyla ilgili şu ifadelere yer verdi:
“ Gelinen aşamada sağlıkta şiddet sağlık hizmet sunumunun hemen tüm aşamalarında yaygın ve ciddi bir sorun haline dönüşmüştür. Özellikle acil servisler şiddetin kol gezdiği, sağlık çalışanlarının kendilerini emniyette hissedemedikleri, sağlık hizmetini güvenli ortamlarda veremedikleri yerler haline gelmiştir. Ülkemizde sağlık alanında her gün yaşanan onlarca şiddet olgusuna rağmen, şiddetin nedenleri ve sonuçlarına dair yüzlerce sayfa rapor ve açıklamaya rağmen, engellenmesine yönelik önerilere rağmen çözüme yönelik etkili düzenlemeler yapılmamaktadır. Yasa yapanlar sağlıkta şiddeti ciddiye almamaktadırlar. TBMM raporu da dâhil birçok çalışma şiddetin kabul edilemez olduğunun açık biçimde göstermekte ve bu yönde kararlı, caydırıcı adımların atılmasının önemini vurgulamaktadır. Ne yazık ki Türkiye’de hiçbir düzeyde yetkili, sağlık alanında şiddetin önlenmesine yönelik kararlılık göstermemektedir.”
“ETKİLİ BİR DÜZENLEME İÇERMİYOR”
Dr. Akbal, “Sağlıkta şiddeti önlemeye yönelik hazırlandığı iddiası ile sunulan ve 5 Aralık’ta yürürlüğe giren ‘7151 sayılı torba yasa’ şiddetin önlenmesine yönelik etkili bir düzenleme içermemektedir’’ ifadelerinde bulunan Akbal, sağlıkta şiddeti doğuran yanlış politikalardan bir an önce vazgeçilmesini istedi. Diğer yandan da caydırıcı ceza düzenlemelerinin ve bunların etkili biçimde uygulanmasının bir an önce yaşama geçirilmesini beklediğini dile getirdi. Ardından sözlerine devam eden Akbal, “Türk Tabipler Birliği, uzun yıllardır sağlıkta yaşanan şiddetin nedenleri, şiddete karşı alınacak önlemler konusunda kamuoyunu bilgilendirmekte, yöneticileri şiddeti durdurmak için sorumluluk almaya davet etmektedir. Caydırıcılığı yüksek yasal düzenlemelerin yapılmaması, kararlılık ve titizlikle şiddet olaylarının üzerine gidilmemesi şiddetin tırmanmasına göz yummaktır.
Türk Tabipler Birliği, uzun yıllardır sağlıkta yaşanan şiddetin nedenleri, şiddete karşı alınacak önlemler konusunda kamuoyunu bilgilendirmekte, yöneticileri şiddeti durdurmak için sorumluluk almaya davet etmektedir. Bu sorun, bir yandan hekimlerin ve sağlık çalışanlarının can güvenliğini tehdit ederken aynı zamanda sağlık hizmeti sunumunu da engeller hale dönüşmüştür. Bu durum; sürdürülebilir, kabul edilebilir, katlanılabilir değildir” dedi.
“ÖNLEMLER YETERSİZ”
“Kamu idaresinin; sağlık kuruluşlarının ve sağlık çalışanlarının güvenliğini sağlamak için alması gereken özel önlemleri almıyor veya bunlar yetersiz kalıyor” ifadelerinde bulunan Akbal, Türk Tabipleri Birliği’nin birçok kez dile getirdiği sağlıkta şiddeti önleme yasasının bir an önce çıkarılarak şiddet uygulayanlara hapis cezasının yasalaşmasını talep etti.
Akbal, konuşmasının ardından şunları kaydetti:
“Bizler vatandaşımızın nitelikli sağlık hizmeti alması için aramızdaki başta şiddet ve güven olmak üzere tüm engellerin kaldırılmasını ve herkesin nitelikli sağlık hizmetine ulaşmasını istiyoruz. Sağlık kuruluşlarında meslektaşlarımızın güvenliğinin sağlanması için caydırıcı ve önleyici gerçekçi önlemlerin ivedilikle hayata geçirilmesini istiyoruz. Umarım bir farkındalık yaratarak vatandaşa sağlık hizmeti sunan bu topluluk arasında şiddetin yaşanmamasını sağlarız.”
“ARTIK BİZİM İÇİN GÜVENİLİR YERLER DEĞİL”
Belediye Başkan Yardımcısı Dr. Ertuğrul Tanrıkulu, iki intern doktora yönelik fiziksel ve sözel yapılan şiddet ile ilgili konuşmasında şu bilgileri verdi:
“Bir önceki gün acil servise göğsünde ağrı şikâyeti olduğunu söyleyen bir hasta başvurdu. Kendisini ‘bana bir iğne vurun ben gideyim’ talebinde bulunuyor. Hiçbir hastanede bu şekilde bir uygulama olmaz. Göğüs ağrısı belli bir yaştan sonra çok önemli bir kalp krizinin belirtisi olabilir. Bu anlamda da oradaki intern arkadaşlar hastanın istediği şekilde hizmet verilemeyeceğini belirterek EKG çekilmesi ve gerekli tetkiklerin yapılması gerektiğini hastamıza ifade ediyorlar. Hastamız EKG çekildikten sonra hastaneden gitmeye çalıştığı için intern arkadaşlarımız bu şekilde gitmemesi gerektiğini anlatmaya çalışıyorlar. Biz hastalarımızın sağlığını onlardan daha çok düşünüyoruz. Kaba ve sözlü şiddet yaşandıktan sonra hastamız hastanemizden ayrılıyor. 2 saat sonra hastanın oğlu hastanemize gelerek ’’babama kim terbiyesizlik yaptı’’ ifadeleriyle arkadaşlarımıza saldırıyor. Araya girmeye çalışan arkadaşımızın gözünü morartıyor ve birçok hakaret ediyor. Bizim derdimiz halkın sağlığını korumak ve sağlığı halka ulaşılabilir bir şekilde nitelikli hale getirebilmek. Son yıllarda kışkırtılmış sağlık talebi yüzünden hekim, hemşire ve sağlık çalışanlarımız hasta ve hasta yakınları tarafından fiziksel, sözel şiddete uğruyor. Biz bunu istemiyoruz. Biz hekimler ve sağlık çalışanları olarak halkımızın sağlığını düşünerek hizmet veriyoruz. Artık yeter. Bu kaçıncı? Ve sadece bugün Türkiye’de beyaz kot sayısına baktığınızda ne kadar fazla olduğunu göreceksiniz. Biz sağlıkta şiddet yasasını istiyoruz. Kayda değer bir yasanın çıkmasını istiyoruz. Bu durum gencecik intern ve öğrenci arkadaşlarımızın darp edilmesine kadar geldi. Daha önce de Edirne Devlet Hastanesi yoğun bakım ünitesindeki bir kadına darp olayı yaşanmıştı. Artık yoğun bakımlar, aciller, poliklinikler, aile sağlığı merkezleri ve sağlık ocaklarımız bizim için güvenilir yerler değil. Bu çok tehlikeli ve kötü bir durum. Sağlıkta şiddete hayır diyoruz."