TÜ Tıp Fakültesi önünde yapılan basın açıklamasına sağlık çalışanları bulaşıcı hastalıklardan vefat eden sağlık çalışanları için yakalarına siyah kurdele takarak Edirne Tabip Odası temsilcileri bulaşıcı hastalık nedeniyle hayatını kaybeden sağlık çalışanları için 1 dakikalık saygı duruşunda bulundu.
Edirne Tabip Odası adına basın açıklamasını okuyan Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gürcan Altun, KOVID-19 salgınının başlangıcından beri resmi rakamlara göre 7249 vatandaşın hayatını kaybettiğini, hayatını kaybedenlerin 92’nin sağlık çalışanı olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Altun, “Sadece hekimler ve sağlık çalışanları değil, babalarımız, annelerimiz, kardeşlerimiz ölüyor. Daha çok olduğunu bildiğimiz ama resmi olarak açıklanan rakamlarla dahi her gün 50 yurttaşımız, önlenebilir bir hastalık olan KOVID-19’dan hayatını kaybediyor. KOVID-19 Salgın sürecinin bilimsel yöntem, şeffaf veri ve ilgili tüm kesimlerin katılımı ile etkin ve koordineli bir anlayışla yönetilmesini istiyoruz. KOVID-19 salgın sürecinin bugüne kadar ki yönetiliş biçimini yetersiz ve kaygı verici buluyoruz. Ülkeyi yönetenler ve kurumlardan salgın tedbirleri, salgın bütçesi, salgın koordinasyonu, salgın planlaması konusunda acil, kapsayıcı ve inandırıcı program açıklamalarını bekliyoruz.” Diye konuştu.
“YÖNETEMİYORSUNUZ, TÜKENİYORUZ”
Prof. Dr. Altun, ülkenin en önemli ve gerçek gündeminin KOVID-19 salgını olduğunun kabul edilmesini ve tüm kişi ve kurumların bu gerçekliğe uygun tutum almasını istediklerini söyledi. Altun, “TBMM’ni açılmasını beklemeden bütün partilerin KOVID-19 salgını konusunda işbirliği ve koordinasyon sağlamak üzere bir araya gelmeleri için çağrı yapıyoruz. TTB olarak uzmanlık dernekleri ile birlikte KOVID izleme heyetimizin birikimini ve önerilerimizi paylaşabileceğimiz bir zeminin oluşmasını, ülkeyi yöneten hükümetin bu konuda çağrıcı olmasını istiyoruz. Sağlık Bakanlığı’nı başta TTB olmak üzere bütün sağlık meslek odaları, sağlık sendika ve dernekleri ile birlikte ‘KOVID-19 iş birliği ve ortak çalışma meclisi’ oluşturmasını talep ediyoruz” dedi.
“AKSAMA YAŞANMAMASININ SAĞLANMASINI İSTİYORUZ”
Prof. Dr. Altun, kamu eli ile temini ve onarımı ile ek sağlık personel ataması yapılmasını istediklerini söyledi. Altun, “Yıllardır dillendirdiğimiz ve ‘Sağlıkta Dönüşüm Programı’ ile cisimleşen; sağlıkta özelleştirme – performans sistemi ve kamu özel idaresi odaklı milyarlık kiralara neden olan ‘şehir hastanelerinin KOVID-19 salgını ile insanı değil sermayeyi ve karı öncelediği görülmüş oldu. İlk adım olarak birinci basamak sağlık hizmetlerinin kamusal bir perspektifle yeniden düzenlenmesini, Aile Sağlığı Merkezleri’nin varlığı ve çalışanları ile birlikte kamu sağlık merkezi olarak tanımlanmasını ve acil olarak tüm ASM binalarının kamu eli ile temini ve onarımı ile ek sağlık personel ataması yapılmasını istiyoruz. Salgının yaygınlaştığı ve uzun süreceğinin yadsınamaz hale geldiği bir dönemde hekimler ve sağlık çalışanlarının çalışma sürelerinin 6 saate indirilmesini, dinlenme yer ve zamanlarının pandemi göz önünde bulundurularak yapılandırılmasını ve yeterli sayıda kişisel koruyucu ekipman sağlanmasını, bu hususta hiçbir aksama yaşanmamasının sağlanmasını istiyoruz” dedi.
“KYK YURTLARINA GÖTÜRÜLEN KİŞİ SAYISI 46’DIR”
Basın açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Altun, şunları kyadetti; “Meclis tatilde olmasına rağmen onlara; ‘Biran önce bir araya gelin, bunun önlenmesi için işbirliği yapın’ diyerek çağrıda bulunduk. Bizim birleşerek savaşacağımız şey KOVİD-19 virüsüdür, sağlık çalışanları değil. Sayın Bahçeli, bu savaşta cepheyi yanlış belirlemiş durumdadır. Edirne’de yerele ilişkin veri almakta zorlanıyoruz ama şunu biliyoruz yoğun bakımda yatak sorunumuz yok. Ülke genelinde yoğun bakım doluluk oranı yüzde 66, yatan hasta sayısı ise yüzde 56 civarlarında. Bu süreçte hastaların ciddi solunum sıkıntısı, nefes darlığı ya da ağızdan beslenememe gibi sorunları yoksa hepsi evde tedavi ediliyor. Buna rağmen var olan yatak doluluk oranları endişe verici. Test sonucu pozitif olana tedavi uygulanıyor. Problem şu ki; izolasyon evde yapılamaz. Testleri pozitif olup, dışarıda tespit edilen insanlar KYK’ ya götürülüyorlar. Süreç başladığından bugüne kolluk kuvvetlerinde yakalanıp, KYK yurtlarına götürülen kişi sayısı 46’dır” şeklinde konuştu. (Haber-Fotoğraf: Umut IŞIK)
Edirne Tabip Odası adına basın açıklamasını okuyan Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gürcan Altun, KOVID-19 salgınının başlangıcından beri resmi rakamlara göre 7249 vatandaşın hayatını kaybettiğini, hayatını kaybedenlerin 92’nin sağlık çalışanı olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Altun, “Sadece hekimler ve sağlık çalışanları değil, babalarımız, annelerimiz, kardeşlerimiz ölüyor. Daha çok olduğunu bildiğimiz ama resmi olarak açıklanan rakamlarla dahi her gün 50 yurttaşımız, önlenebilir bir hastalık olan KOVID-19’dan hayatını kaybediyor. KOVID-19 Salgın sürecinin bilimsel yöntem, şeffaf veri ve ilgili tüm kesimlerin katılımı ile etkin ve koordineli bir anlayışla yönetilmesini istiyoruz. KOVID-19 salgın sürecinin bugüne kadar ki yönetiliş biçimini yetersiz ve kaygı verici buluyoruz. Ülkeyi yönetenler ve kurumlardan salgın tedbirleri, salgın bütçesi, salgın koordinasyonu, salgın planlaması konusunda acil, kapsayıcı ve inandırıcı program açıklamalarını bekliyoruz.” Diye konuştu.
“YÖNETEMİYORSUNUZ, TÜKENİYORUZ”
Prof. Dr. Altun, ülkenin en önemli ve gerçek gündeminin KOVID-19 salgını olduğunun kabul edilmesini ve tüm kişi ve kurumların bu gerçekliğe uygun tutum almasını istediklerini söyledi. Altun, “TBMM’ni açılmasını beklemeden bütün partilerin KOVID-19 salgını konusunda işbirliği ve koordinasyon sağlamak üzere bir araya gelmeleri için çağrı yapıyoruz. TTB olarak uzmanlık dernekleri ile birlikte KOVID izleme heyetimizin birikimini ve önerilerimizi paylaşabileceğimiz bir zeminin oluşmasını, ülkeyi yöneten hükümetin bu konuda çağrıcı olmasını istiyoruz. Sağlık Bakanlığı’nı başta TTB olmak üzere bütün sağlık meslek odaları, sağlık sendika ve dernekleri ile birlikte ‘KOVID-19 iş birliği ve ortak çalışma meclisi’ oluşturmasını talep ediyoruz” dedi.
“AKSAMA YAŞANMAMASININ SAĞLANMASINI İSTİYORUZ”
Prof. Dr. Altun, kamu eli ile temini ve onarımı ile ek sağlık personel ataması yapılmasını istediklerini söyledi. Altun, “Yıllardır dillendirdiğimiz ve ‘Sağlıkta Dönüşüm Programı’ ile cisimleşen; sağlıkta özelleştirme – performans sistemi ve kamu özel idaresi odaklı milyarlık kiralara neden olan ‘şehir hastanelerinin KOVID-19 salgını ile insanı değil sermayeyi ve karı öncelediği görülmüş oldu. İlk adım olarak birinci basamak sağlık hizmetlerinin kamusal bir perspektifle yeniden düzenlenmesini, Aile Sağlığı Merkezleri’nin varlığı ve çalışanları ile birlikte kamu sağlık merkezi olarak tanımlanmasını ve acil olarak tüm ASM binalarının kamu eli ile temini ve onarımı ile ek sağlık personel ataması yapılmasını istiyoruz. Salgının yaygınlaştığı ve uzun süreceğinin yadsınamaz hale geldiği bir dönemde hekimler ve sağlık çalışanlarının çalışma sürelerinin 6 saate indirilmesini, dinlenme yer ve zamanlarının pandemi göz önünde bulundurularak yapılandırılmasını ve yeterli sayıda kişisel koruyucu ekipman sağlanmasını, bu hususta hiçbir aksama yaşanmamasının sağlanmasını istiyoruz” dedi.
“KYK YURTLARINA GÖTÜRÜLEN KİŞİ SAYISI 46’DIR”
Basın açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Altun, şunları kyadetti; “Meclis tatilde olmasına rağmen onlara; ‘Biran önce bir araya gelin, bunun önlenmesi için işbirliği yapın’ diyerek çağrıda bulunduk. Bizim birleşerek savaşacağımız şey KOVİD-19 virüsüdür, sağlık çalışanları değil. Sayın Bahçeli, bu savaşta cepheyi yanlış belirlemiş durumdadır. Edirne’de yerele ilişkin veri almakta zorlanıyoruz ama şunu biliyoruz yoğun bakımda yatak sorunumuz yok. Ülke genelinde yoğun bakım doluluk oranı yüzde 66, yatan hasta sayısı ise yüzde 56 civarlarında. Bu süreçte hastaların ciddi solunum sıkıntısı, nefes darlığı ya da ağızdan beslenememe gibi sorunları yoksa hepsi evde tedavi ediliyor. Buna rağmen var olan yatak doluluk oranları endişe verici. Test sonucu pozitif olana tedavi uygulanıyor. Problem şu ki; izolasyon evde yapılamaz. Testleri pozitif olup, dışarıda tespit edilen insanlar KYK’ ya götürülüyorlar. Süreç başladığından bugüne kolluk kuvvetlerinde yakalanıp, KYK yurtlarına götürülen kişi sayısı 46’dır” şeklinde konuştu. (Haber-Fotoğraf: Umut IŞIK)