Üzüm, “İnsanlarımız bu 3 ayları çok önemserler. Hatimler okurlar, dini bilgilerini tazelerler. Ailecek bu aylarda daha dikkatli olurlar. Ramazan’ı Şerif ayının gecesiyle gündüzüyle ibadet anlamı taşıyan aya hazırlanmış oluyoruz. Bu gerçekten büyük nimettir” dedi.
Haber-Fotoğraf: Hatice ÖZSOY
Müftü Üzüm, 3 aylarda yapılan ibadetin geleceğe yatırım olduğunu söyleyerek, Perşembe ve Pazartesi günleri tutulacak oruçlarla pekiştirilebileceğini söyledi.
Üzüm, “Bütün Dünya’yı etkileyen güzel zamanlardan biri olan 3 aylar Recep, Şaban ve Ramazan’a girdik. İnsanlara değer kazandıran, Cenab-ı hak indiğinde müminleri yanında değerli kılan ve vesile olan aylar geldi çok şükür. İnsanlık için inşallah hayır ve barışa vesile olur. 3 aylar deyince Recep ve Şaban ayı aslında Ramazan’a hazırlık olarak bilinir. Zaten Dünya hayatı da Cennete hazırlık olarak bilinir. İnsanlar Cenab-ı hakkın emir ve yasaklarına uydukları zaman hem mutlu olurlar hem de geleceğe yani ebedi hayata hazırlanmış olurlar. Bu hazırlığı nereden öğrenecekler. Tabii ki Kuran’dan ve efendimizin sünnetinden. Bizim geleneğimizde bu çok güçlüdür. İnsanlarımız bu 3 ayları çok önemserler. Hatimler okurlar, dini bilgilerini tazelerler. Ailecek bu aylarda daha dikkatli olurlar. Ramazan’ı Şerif ayının gecesiyle gündüzüyle ibadet anlamı taşıyan aya hazırlanmış oluyoruz. Bu gerçekten büyük nimettir. Bizler Recep ve Şaban ayını Perşembe ve Pazartesi oruçlarıyla, zaman zaman sahir günlerde de oruç tutarak hayır yaparak, hastaları ziyaret ederek, komşularımızın halini hatırını sorarak, insani ilişkilerimizi Ramazan’a kadar güzelleştirirsek gerçekten de Ramazan işin zirvesi oluyor. Geçmiş zaman geçiyor. Mühim olan bu günümüzü değerlendirmektir. Bu zamanlar bize hayatı öğretiyor günlük hayatımızın nasıl olması gerektiğini öğretiyor, bireysel hayatımız, sosyal hayatımız nasıl olmalı bize bunları öğretiyor. Dinimiz bize aslında mutlu olmanın yolunu gösteriyor. Güzel davranış ve ibadetlerle hem hayatımızı lezzetli kılıyoruz. Efendimizin emrine ve uygulamalarına rivayet etmek insanı her türlü kötülüklerden de uzaklaştırır. Ülke olarak Türk Milleti dendiği zaman Edirne dendiği zaman akla gelen şeyler, hayırseverliktir. Bunlar aynı zamanda insani değerlerdir. Dünya’yı etkileyen de bu değerlerdir. Peygamberler insanları böyle etkilemiştir. Kimse kendi kendine bu sonuçlara ulaşmamıştır. Bilimde ve teknolojide çok çok ileri giden insanlık bunu birbirine zulüm etmekte kullanıyor. Dolayısıyla dine ihtiyaç var. Aile mefhumu ortadan kalkıyor, hanımlar beyler şiddete uğruyor. Hanımlarımızın değerlerini Meryem annemizden, Fatıma annemizden, Aişe annemizden öğreniyoruz. Değer vermeyi biz Peygamber efendimizden öğrendik. Bizler bir dünya inşa etmeliyiz. Öyle bir dünya ki sevgi, saygı, barış olsun. İnanç olmayabilir fakat saygı duyulması lazım. Kuran’ı Kerim’i okuyanlar diyor ki gerçek saygıyı ben Kuran’da buldum. Ne kadar güzel değil mi? Bizler medeniyeti temsil ediyoruz” dedi.
“10 YAŞINA KADAR HER ÇOCUK DİNİ TEMEL BİLGİLERİ ÖĞRENMELİ”
Üzüm, her çocuğun dini temel eğitimi alarak büyütülmesi gerektiğini söyleyerek, “10 yaşına kadar dini temel bilgileri çocuklarımıza öğretmeliyiz. Çocuklarımız böylelikle çok daha başarılı olacak. Dualar 10 yaşına kadar öğrenilmeli, Kuran öğrenilmeli. Aileler bu temeller üzerinde sağlıklı bir biçimde kurulmalı. Çünkü insanlığın önünde ikinci bir hak yolu yok. Bütün Peygamberler Müslüman olarak gelmiştir. Ne mutlu bize ki Müslüman’ız. Güçlü geleneklere sahibiz. İnşallah bizde ecdadımıza layık oluruz. 3 ayların bize barış, sekinet ve huzur getirmesini diliyorum Edirne’de bu duyguyu yaşamak, 3 ayları yaşamak ayrıcalıktır” dedi.
Haber-Fotoğraf: Hatice ÖZSOY
Müftü Üzüm, 3 aylarda yapılan ibadetin geleceğe yatırım olduğunu söyleyerek, Perşembe ve Pazartesi günleri tutulacak oruçlarla pekiştirilebileceğini söyledi.
Üzüm, “Bütün Dünya’yı etkileyen güzel zamanlardan biri olan 3 aylar Recep, Şaban ve Ramazan’a girdik. İnsanlara değer kazandıran, Cenab-ı hak indiğinde müminleri yanında değerli kılan ve vesile olan aylar geldi çok şükür. İnsanlık için inşallah hayır ve barışa vesile olur. 3 aylar deyince Recep ve Şaban ayı aslında Ramazan’a hazırlık olarak bilinir. Zaten Dünya hayatı da Cennete hazırlık olarak bilinir. İnsanlar Cenab-ı hakkın emir ve yasaklarına uydukları zaman hem mutlu olurlar hem de geleceğe yani ebedi hayata hazırlanmış olurlar. Bu hazırlığı nereden öğrenecekler. Tabii ki Kuran’dan ve efendimizin sünnetinden. Bizim geleneğimizde bu çok güçlüdür. İnsanlarımız bu 3 ayları çok önemserler. Hatimler okurlar, dini bilgilerini tazelerler. Ailecek bu aylarda daha dikkatli olurlar. Ramazan’ı Şerif ayının gecesiyle gündüzüyle ibadet anlamı taşıyan aya hazırlanmış oluyoruz. Bu gerçekten büyük nimettir. Bizler Recep ve Şaban ayını Perşembe ve Pazartesi oruçlarıyla, zaman zaman sahir günlerde de oruç tutarak hayır yaparak, hastaları ziyaret ederek, komşularımızın halini hatırını sorarak, insani ilişkilerimizi Ramazan’a kadar güzelleştirirsek gerçekten de Ramazan işin zirvesi oluyor. Geçmiş zaman geçiyor. Mühim olan bu günümüzü değerlendirmektir. Bu zamanlar bize hayatı öğretiyor günlük hayatımızın nasıl olması gerektiğini öğretiyor, bireysel hayatımız, sosyal hayatımız nasıl olmalı bize bunları öğretiyor. Dinimiz bize aslında mutlu olmanın yolunu gösteriyor. Güzel davranış ve ibadetlerle hem hayatımızı lezzetli kılıyoruz. Efendimizin emrine ve uygulamalarına rivayet etmek insanı her türlü kötülüklerden de uzaklaştırır. Ülke olarak Türk Milleti dendiği zaman Edirne dendiği zaman akla gelen şeyler, hayırseverliktir. Bunlar aynı zamanda insani değerlerdir. Dünya’yı etkileyen de bu değerlerdir. Peygamberler insanları böyle etkilemiştir. Kimse kendi kendine bu sonuçlara ulaşmamıştır. Bilimde ve teknolojide çok çok ileri giden insanlık bunu birbirine zulüm etmekte kullanıyor. Dolayısıyla dine ihtiyaç var. Aile mefhumu ortadan kalkıyor, hanımlar beyler şiddete uğruyor. Hanımlarımızın değerlerini Meryem annemizden, Fatıma annemizden, Aişe annemizden öğreniyoruz. Değer vermeyi biz Peygamber efendimizden öğrendik. Bizler bir dünya inşa etmeliyiz. Öyle bir dünya ki sevgi, saygı, barış olsun. İnanç olmayabilir fakat saygı duyulması lazım. Kuran’ı Kerim’i okuyanlar diyor ki gerçek saygıyı ben Kuran’da buldum. Ne kadar güzel değil mi? Bizler medeniyeti temsil ediyoruz” dedi.
“10 YAŞINA KADAR HER ÇOCUK DİNİ TEMEL BİLGİLERİ ÖĞRENMELİ”
Üzüm, her çocuğun dini temel eğitimi alarak büyütülmesi gerektiğini söyleyerek, “10 yaşına kadar dini temel bilgileri çocuklarımıza öğretmeliyiz. Çocuklarımız böylelikle çok daha başarılı olacak. Dualar 10 yaşına kadar öğrenilmeli, Kuran öğrenilmeli. Aileler bu temeller üzerinde sağlıklı bir biçimde kurulmalı. Çünkü insanlığın önünde ikinci bir hak yolu yok. Bütün Peygamberler Müslüman olarak gelmiştir. Ne mutlu bize ki Müslüman’ız. Güçlü geleneklere sahibiz. İnşallah bizde ecdadımıza layık oluruz. 3 ayların bize barış, sekinet ve huzur getirmesini diliyorum Edirne’de bu duyguyu yaşamak, 3 ayları yaşamak ayrıcalıktır” dedi.