Haber: Arzu ÖZDEMİR
35 yaşında, evli ve bir çocuk annesi olan Nesibe Önder, 8 yıl boyunca diyalize girdi. Yaşadığı bu sağlık sürecinden önce farklı sektörlerde çalıştı fakat bu süreç onun çalışma hayatına bir daha dahil olamayacağına yönelik olumsuz düşüncelere kapılmasına sebep oldu. Önder’e, tedavi sürecinden sonra ‘Engelli’ raporu verildi. Bu rapor sadece sağlığı ile değil hayatı ile de arasına engel koydu.
Edirne Valiliği himayesinde, Türkiye İş Kurumu ile Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Merkezi (SODAM) iş birliğinde hazırlanan ‘Engelsiz Tatlar’ projesi kapsamında Edirne’de bir çok kadın istihdam edildi. Nesibe Önder de onlardan birisi.
2 YAŞINDA BEBEK BÖBREĞİ İLE YAŞIYOR
Önder, yaşadığı bu süreci gazetemize verdiği özel röportajla anlattı:
“Ben, böbrek nakli olmuş, evli ve 3 yaşında bir çocuk annesiyim. Sekiz yıl boyunca geçirdiğim diyaliz süreci, sonrasındaki evlilik hayatım, sosyal hayatla arama büyük bir mesafe koydu. Sonra SODAM’da uygulanacak ‘Engelsiz Tatlar Projesi’ kapsamında bana ulaşıldı. Projeye dahil olabilmem için yüzde 40 bedensel engelimin olması koşulu vardı. Benim engelim yüzde 70. İki yaşında bir bebeğin böbreği ile yaşıyorum. Proje kapsamında Aşçı Yardımcılığı eğitimi verileceğini ve sonrasında da işe yerleştirileceğimi öğrendim. Önce yapabileceğimden emin olamadım. Sahip olduğum engelim hem işletmeler hem de benim için bir dezavantajdı. Daha doğrusu çalışabileceğime inanmıyordum. Mülakat sürecinden sonra eğitime dahil oldum.
“ASIL ENGEL DÜŞÜNCELERİMİZDEYDİ”
Eğitimde, daha önce bir arada olmayı deneyimlemediğim farklı kültürden kadınlar ile birlikte oldum. Bu benim için müthiş bir deneyimdi. Biz orada önce insan, sonra kadın olma noktasında bir olduk. Ve şunu fark ettim. Asıl engel bedenimizde değildi, düşüncemizdeydi. Bunu fark etmemde, proje süresince almış olduğumuz psikolojik desteğin etkisi büyüktür. Önce kendimize, sonra çevremize karşı oluşturduğumuz ön yargının farkına vardık. Bir insanın hayatı farkında olarak yaşaması çok önemli.Benim bu proje ile kazandığım farkındalık, daha sağlıklı bir insan, eş ve anne olmamı sağladı
SODAM SAYESİNDE 1 BUÇUK YILDIR ÇALIŞIYOR
Beş buçuk ay boyunca aldığım eğitim sonunda, proje bitiminde, daha önce taahhüdü alınan bir Yemek Şirketine Aşçı Yardımcısı olarak işe yerleştirildim.1,5 yıldır aynı firmada çalışıyorum. SODAM’da bu eğitimi alırken, ‘Okulumda Besleniyorum Projesi’ kapsamında, dezavantajlı okulların ana sınıfına kahvaltı desteği için günde 1000 adet ürün yapıyorduk. Eğitim sürecinde bu şekilde perakende ürün yapmak, iş yaşamında benim için çok iyi bir avantaj oldu. Şu an bu fabrikada 3000 kişiye üretim yapıyoruz. SODAM’da kazandığım deneyim, iş yaşamımdaki başarıda çok önemli bir noktada duruyor. Eğitim sürecimde 3 yaşındaki oğlum, SODAM’ın kreş hizmetinden faydalandı. Böyle bir imkan olmasaydı, çocuğumu bırakabileceğim bir yer ve param olmadığı için eğitime dahil olamazdım. Bu benim için sunulan çok önemli ve büyük bir hizmet
BİR DAHA ÇALIŞAMAYACAK OLMAK DÜŞÜNCESİ…
Yaşadığım sağlık sürecinden önce çalışıyor olmak, çalışmanın insan hayatındaki önemini bilmek ve bir daha çalışamayacak olma düşüncesi ve buna dair inancımı yitirmem, dezavantajlı hissettiriyordu. Yaşım genç olmasına rağmen bu psikolojide olmak insanı mutsuz hissettiriyor. Şimdi tüm bunların engel olmadığını, düşünce engeli kalktıktan sonra her şeyin yapılabileceğini öğrendim. Yapabiliyorum ve mutluyum. Her şey için teşekkürler.” Dedi.
35 yaşında, evli ve bir çocuk annesi olan Nesibe Önder, 8 yıl boyunca diyalize girdi. Yaşadığı bu sağlık sürecinden önce farklı sektörlerde çalıştı fakat bu süreç onun çalışma hayatına bir daha dahil olamayacağına yönelik olumsuz düşüncelere kapılmasına sebep oldu. Önder’e, tedavi sürecinden sonra ‘Engelli’ raporu verildi. Bu rapor sadece sağlığı ile değil hayatı ile de arasına engel koydu.
Edirne Valiliği himayesinde, Türkiye İş Kurumu ile Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Merkezi (SODAM) iş birliğinde hazırlanan ‘Engelsiz Tatlar’ projesi kapsamında Edirne’de bir çok kadın istihdam edildi. Nesibe Önder de onlardan birisi.
2 YAŞINDA BEBEK BÖBREĞİ İLE YAŞIYOR
Önder, yaşadığı bu süreci gazetemize verdiği özel röportajla anlattı:
“Ben, böbrek nakli olmuş, evli ve 3 yaşında bir çocuk annesiyim. Sekiz yıl boyunca geçirdiğim diyaliz süreci, sonrasındaki evlilik hayatım, sosyal hayatla arama büyük bir mesafe koydu. Sonra SODAM’da uygulanacak ‘Engelsiz Tatlar Projesi’ kapsamında bana ulaşıldı. Projeye dahil olabilmem için yüzde 40 bedensel engelimin olması koşulu vardı. Benim engelim yüzde 70. İki yaşında bir bebeğin böbreği ile yaşıyorum. Proje kapsamında Aşçı Yardımcılığı eğitimi verileceğini ve sonrasında da işe yerleştirileceğimi öğrendim. Önce yapabileceğimden emin olamadım. Sahip olduğum engelim hem işletmeler hem de benim için bir dezavantajdı. Daha doğrusu çalışabileceğime inanmıyordum. Mülakat sürecinden sonra eğitime dahil oldum.
“ASIL ENGEL DÜŞÜNCELERİMİZDEYDİ”
Eğitimde, daha önce bir arada olmayı deneyimlemediğim farklı kültürden kadınlar ile birlikte oldum. Bu benim için müthiş bir deneyimdi. Biz orada önce insan, sonra kadın olma noktasında bir olduk. Ve şunu fark ettim. Asıl engel bedenimizde değildi, düşüncemizdeydi. Bunu fark etmemde, proje süresince almış olduğumuz psikolojik desteğin etkisi büyüktür. Önce kendimize, sonra çevremize karşı oluşturduğumuz ön yargının farkına vardık. Bir insanın hayatı farkında olarak yaşaması çok önemli.Benim bu proje ile kazandığım farkındalık, daha sağlıklı bir insan, eş ve anne olmamı sağladı
SODAM SAYESİNDE 1 BUÇUK YILDIR ÇALIŞIYOR
Beş buçuk ay boyunca aldığım eğitim sonunda, proje bitiminde, daha önce taahhüdü alınan bir Yemek Şirketine Aşçı Yardımcısı olarak işe yerleştirildim.1,5 yıldır aynı firmada çalışıyorum. SODAM’da bu eğitimi alırken, ‘Okulumda Besleniyorum Projesi’ kapsamında, dezavantajlı okulların ana sınıfına kahvaltı desteği için günde 1000 adet ürün yapıyorduk. Eğitim sürecinde bu şekilde perakende ürün yapmak, iş yaşamında benim için çok iyi bir avantaj oldu. Şu an bu fabrikada 3000 kişiye üretim yapıyoruz. SODAM’da kazandığım deneyim, iş yaşamımdaki başarıda çok önemli bir noktada duruyor. Eğitim sürecimde 3 yaşındaki oğlum, SODAM’ın kreş hizmetinden faydalandı. Böyle bir imkan olmasaydı, çocuğumu bırakabileceğim bir yer ve param olmadığı için eğitime dahil olamazdım. Bu benim için sunulan çok önemli ve büyük bir hizmet
BİR DAHA ÇALIŞAMAYACAK OLMAK DÜŞÜNCESİ…
Yaşadığım sağlık sürecinden önce çalışıyor olmak, çalışmanın insan hayatındaki önemini bilmek ve bir daha çalışamayacak olma düşüncesi ve buna dair inancımı yitirmem, dezavantajlı hissettiriyordu. Yaşım genç olmasına rağmen bu psikolojide olmak insanı mutsuz hissettiriyor. Şimdi tüm bunların engel olmadığını, düşünce engeli kalktıktan sonra her şeyin yapılabileceğini öğrendim. Yapabiliyorum ve mutluyum. Her şey için teşekkürler.” Dedi.