Tahtakale’de toptancılık yaparak çalışmaya başladığını belirten Cevdet dede 64 yıl önce başladığı pazarcılık mesleği sayesinde bu kadar sağlıklı olduğunu dile getirdi. Sağlığın başı çalışmaktır, harekettir diyen Cevdet dede, bir gün bu işi yapmayı bırakmak zorunda kaldığında; “O gün geldiğinde artık kıspete elimizi vuracağız, buraları evlatlarıma, torunlarıma emanet edeceğim” dedi.
Haber: Hatice ÖZSOY
Eskiden pazarcılığın daha güzel bir meslek olduğunun altını çizen Cevdet dede, şimdilerde ise bu işi yapanların zararına satış yaptığını söyledi. Eskiden marketlerin olmadığını bu yüzden herkesin pazardan alışveriş yaptığını belirten Cevdet dede, şimdi vatandaşın elinde imkânların daha çok olduğunu söyleyerek pazarı kaçırdıklarında aynı ürünü marketlerden de bulduklarını belirtti.
Marketlerin Pazar olduğu gün bilerek indirim yaptıklarını söyleyen Cevdet Dolap, “Yerli ürün demek sağlıklı ürün taze ürün demek, pazardan kalitesiz bir şey almaları mümkün değil, marketlerden her zaman 3-4 adım öndeyiz bu konuda” diyerek halkı pazara davet etti.
“ÖMRÜMÜ PAZAR TEZGÂHLARINA ADADIM”
Dolap, kendinden ve 64 senelik pazarcılık hayatından bahsederken şu sözlere yer verdi:
“81 yaşındayım ve 64 senedir pazarcılık yapıyorum. Ömrümü Pazar tezgâhlarına adadım diyebilirim. Eskiden bütün Trakya pazarlarına gidiyordum. Şimdi sadece burada pazarcılık yapıyorum. Ben ürünlerimi kendim yetiştirmiyorum. Toptancıdan alıyorum pazarda satışını yapıyorum. 64 yıl önce Tahtakale o zamanlar haldi, orada çalıştım toptancılık yaptım. Sonrasında pazarcılığı yapmaya başladım, hiç ara vermeden bu yaşıma kadar çalıştım çalışmaya da devam ediyorum. Önceden pazarlar böyle değildi, pazarcılık böyle değildi. O zamanlar marketler yoktu, halk sadece pazardan alışveriş yapıyordu. Eğer Pazartesi pazarını kaçırdın mı bir dahaki haftayı beklenmen gerekirdi alışveriş yapabilmek için. Şimdi vatandaşın elinde imkân çok, bugün pazarı kaçırırsa yarın gider marketten alır. Market fiyatları pazardan daha pahalı olmasına rağmen marketi tercih edenler bile olabiliyor. Fakat bizim yerli halkımız pazarı hiç bırakmadı diyebiliriz. Burada en taze ve en ucun sebze meyveyi bulabileceklerini biliyorlar.”
“ÜRÜNLERİMİZİ SATMAYA YETİŞTİREMİYORDUK”
Pazarcı Dolap, “Yerli ürün demek sağlıklı ürün taze ürün demek, pazardan kalitesiz bir şey almaları mümkün değil, marketlerden her zaman 3-4 adım öndeyiz bu konuda. Önceden domates almak için sepet getirirlerdi, ellerinde fileler zembillerle gelirlerdi pazara. Şimdi paralı poşet olduktan sonra tabii biraz daha eskiye dönüş yaşanıyor. Elinde file olan ya da bez torba olanları görüyoruz. Eskiye dönüş gibi bir şey yaşanıyor. Fakat tabii ki hiçbir zaman eskisi gibi olmaz. Önceden paranın değeri vardı. Pazar alışverişinin tamamını çok küçük meblağlarda tamamlıyordu insanlar. Biz yetişemiyorduk ürünlerimizi satmaya. Şimdi öyle değil. Paranın değeri yok, Pazar pahalı geliyor bu yüzden insanlara. Buradaki bütün pazarcılar zararına satış yapıyorlar. Vatandaş elini eteğini pazardan çekmesin diye bütün fiyatları indirdik, bir kazanç istemiyoruz. Zaten mübarek Ramazan ayındayız, herkes istediğini alsın yesin istiyoruz, ekonomik açıdan biz Pazar esnafları halkımızı düşünerek hareket ettik hep, halada öyle yapıyoruz. Marketler pazarların olduğu günlerde bilerek indirim yapıyorlar, pazara gidecek müşteriyi çekmek için. Ben emekliyim, hala çalışıyorum. Fakat eğer çalışmasam bu işi yapmasam bu yaşıma kadar gelemezdim. Sağlıklı yaşam demek çalışmak demek benim için. İnsanı her zaman dinç tutar hareketli olmak. Yaş bizden geçti artık yaşlandık belki, ama burada kaç tane gence taş çıkartırım. Zamanında yerli ürünler tükettik hep, içinde katkı maddesi olmayan şeyler. Haliyle böyle sağlıklıyız. Enerjim yerinde ve bunun sebebi hala çalışıyor olmam. Bu pazardaki bütün esnaf benim çocuğum gibidir. En gencinden en yaşlısına kadar, hepsi beni tanırlar ve çocuklarımdan ayırmam. Bana hükümet diye seslenirler. Gerektiğinde bana yardımcı da olurlar. Bir aile gibiyiz burada biz, bende o ailenin en büyüğüyüm dedeleriyim. Mutlaka bir gün bu işi yapmamam gerekecek. Hep böyle dinç olmayacağım. O gün geldiğinde artık kıspete elimizi vuracağız, buraları evlatlarıma, torunlarıma emanet edeceğim” dedi.