Türkiye’nin kritik bir dönemeçte, kıskaçta ve hedefte olduğunu söyleyen Öz, 2010 yılında yaşanan badireleri hatırlattı.
Öz, “Öncesini tekrar etmeye gerek yok; 2010’larda yaşadıklarımız, ne kadar büyük badireler atlatarak Cumhuriyet’imizin 100. yılına doğru yürüdüğümüzü açıkça göstermektedir. BOP, demokratik açılım, çözüm süreci çerçevesinde, bir takım dış çevrelerle onların uzantıları tarafından İkinci İsrail Projesi’ne giden yollar döşenmeye çalışıldı. Ve nihayet 15 Temmuz’da, Türkiye’ye yöneltilen derin darbe operasyonuyla ‘ordu millet’ vasfını haiz Türk milleti, ağır bir tahribata maruz bırakıldı. Buna rağmen Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonlarını başarıyla yapan Silahlı Kuvvetlerimizi tebrik ederiz. Şimdi de sözde müttefik ABD’nin IŞİD ve DAEŞ sopasını göstererek semirttiği, destekleyip donattığı, gizlemek için SDG adını verdiği PKK’nın Suriye kolu PYD/YPG’nin Suriye’nin kuzey ve kuzeydoğu kesiminde oluşturduğu fiilî yapıyı ortadan kaldırmak için kararlı bir harekâta başladı” dedi.
“MİLLÎ DEVLET, ÜNİTER YAPI BİZİM KIRMIZIÇİZGİMİZDİR”
Türkiye’nin Suriyelilere kötü muamele eden bir ülke gibi gösterilmesiyle ilgili konuşan Öz, “Millî devlet, üniter yapı bizim kırmızıçizgimizdir” dedi.
Öz, “Türkiye’nin sosyal ve demografik yapısına dönük operasyona karşı çıkmak demek, savaş mağdurlarına ne hâliniz varsa görün demek değildir. Ancak, süreç uzadıkça hadisenin boyutları değişmekte ve haklı endişeler gündeme gelmektedir. Türk milleti ve Türk devleti büyük fedakârlıklar yapmıştır. Şimdi bazıları âdeta bunun Suriyeliler üzerindeki olumlu neticelerini ortadan kaldırmak için harekete geçmektedir. Türkiye, sanki Suriyelilere kötü muamele edilen bir ülke gibi gösterilmeye çalışılmaktadır. Bu kritik kavşakta içerideki politik yaklaşım ve görüşlerimiz ne olursa olsun Devletimizin ve Ordumuzun yanında olmak, millî bir görevdir. Demokratik siyaset içinde görüş farklarımız elbette devam edecek, yarın bir seçim olduğunda bunları tartışacağız. Ama böyle bir ortamda, siyasi liderlerin sağlığı üzerinden polemikler çıkarmamak, tescilli vatan hainlerinin iğvasına kapılmamak şarttır. Sözde müttefikin elçilik hesabından, MHP lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin sağlık durumunu bahane ederek habis beklentisini paylaşan bir müptezelin paylaşımının beğenilmesi, sehven yapılmış değildir; bilinçli bir mesajdır. Siyasi duruşumuz ne olursa olsun, iç işlerimize apaçık bir müdahale olan bu tavrın sebeplerini iyi düşünmek ve ona göre tavır takınmak zorundayız” dedi. (Haber Merkezi)
Öz, “Öncesini tekrar etmeye gerek yok; 2010’larda yaşadıklarımız, ne kadar büyük badireler atlatarak Cumhuriyet’imizin 100. yılına doğru yürüdüğümüzü açıkça göstermektedir. BOP, demokratik açılım, çözüm süreci çerçevesinde, bir takım dış çevrelerle onların uzantıları tarafından İkinci İsrail Projesi’ne giden yollar döşenmeye çalışıldı. Ve nihayet 15 Temmuz’da, Türkiye’ye yöneltilen derin darbe operasyonuyla ‘ordu millet’ vasfını haiz Türk milleti, ağır bir tahribata maruz bırakıldı. Buna rağmen Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonlarını başarıyla yapan Silahlı Kuvvetlerimizi tebrik ederiz. Şimdi de sözde müttefik ABD’nin IŞİD ve DAEŞ sopasını göstererek semirttiği, destekleyip donattığı, gizlemek için SDG adını verdiği PKK’nın Suriye kolu PYD/YPG’nin Suriye’nin kuzey ve kuzeydoğu kesiminde oluşturduğu fiilî yapıyı ortadan kaldırmak için kararlı bir harekâta başladı” dedi.
“MİLLÎ DEVLET, ÜNİTER YAPI BİZİM KIRMIZIÇİZGİMİZDİR”
Türkiye’nin Suriyelilere kötü muamele eden bir ülke gibi gösterilmesiyle ilgili konuşan Öz, “Millî devlet, üniter yapı bizim kırmızıçizgimizdir” dedi.
Öz, “Türkiye’nin sosyal ve demografik yapısına dönük operasyona karşı çıkmak demek, savaş mağdurlarına ne hâliniz varsa görün demek değildir. Ancak, süreç uzadıkça hadisenin boyutları değişmekte ve haklı endişeler gündeme gelmektedir. Türk milleti ve Türk devleti büyük fedakârlıklar yapmıştır. Şimdi bazıları âdeta bunun Suriyeliler üzerindeki olumlu neticelerini ortadan kaldırmak için harekete geçmektedir. Türkiye, sanki Suriyelilere kötü muamele edilen bir ülke gibi gösterilmeye çalışılmaktadır. Bu kritik kavşakta içerideki politik yaklaşım ve görüşlerimiz ne olursa olsun Devletimizin ve Ordumuzun yanında olmak, millî bir görevdir. Demokratik siyaset içinde görüş farklarımız elbette devam edecek, yarın bir seçim olduğunda bunları tartışacağız. Ama böyle bir ortamda, siyasi liderlerin sağlığı üzerinden polemikler çıkarmamak, tescilli vatan hainlerinin iğvasına kapılmamak şarttır. Sözde müttefikin elçilik hesabından, MHP lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin sağlık durumunu bahane ederek habis beklentisini paylaşan bir müptezelin paylaşımının beğenilmesi, sehven yapılmış değildir; bilinçli bir mesajdır. Siyasi duruşumuz ne olursa olsun, iç işlerimize apaçık bir müdahale olan bu tavrın sebeplerini iyi düşünmek ve ona göre tavır takınmak zorundayız” dedi. (Haber Merkezi)