Eğitim-İş Edirne Şubesi Şube Başkanı Zobar, “Tüm dünyanın aksine biz bu ülkede öğretmenler gününde hala kavuşamadığımız temel haklarımızın peşindeyiz. Son yıllarda öğretmenlerimizin toplumsal statüleri, ekonomik, sosyal ve özlük hakları emek körü politikalar çerçevesinde her geçen gün biraz daha yok edilmektedir” dedi.
Eğitim-İş Edirne Şubesi tarafından 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde Saraçlar caddesinde basın açıklaması düzenlendi. Düzenlenen basın açıklamasında konuşan Eğitim-İş Edirne Şube Başkanı Nedim Zobar, Öğretmenlerin toplumsal statüleri, ekonomik, sosyal ve özlük hakları emek körü politikalar çerçevesinde her geçen gün yok edilmekte olduğunu söyledi.
Zobar, Bugün Öğretmenler Günü, biz eğitim emekçileri için sadece bir kutlama değil, sesimizi duyurmanın da günüdür. 39 yıldır ülkemizde Öğretmenler Günü olarak kutlanan bu tarihin aynı zamanda büyük önder Mustafa Kemal Atatürk'ün Millet Mektepleri'nin kendisine verdiği "Başöğretmen" ünvanını kabul etmesinin yıldönümü olması da bizlerde uyandırdığı hissiyatı büyütmektedir. Bir Ulus, öğretmenine ve eğitime verdiği değer ölçüsünde gelişir. Bir millet, aydınlığa ve refaha ancak ve ancak ilim-irfan ordusuyla ulaşabilir. Bugün 24 Kasım Öğretmenler Günü ve bizler maalesef her geçen gün eğitimin ve eğitimcinin örselendiği, itibarsızlaştırıldığı günler yaşamaktayız. Tüm dünyanın aksine biz bu ülkede öğretmenler gününde hala kavuşamadığımız temel haklarımızın peşindeyiz. Son yıllarda öğretmenlerimizin toplumsal statüleri, ekonomik, sosyal ve özlük hakları emek körü politikalar çerçevesinde her geçen gün biraz daha yok edilmektedir.” Dedi.
Bu karanlık tablonun aydınlığa kavuşması için maddeleri açıklayan Eğitim-İş Edirne Şube Başkanı Nedim Zobar, şunları kaydetti; Öğretmenlerin sosyo-ekonomik statülerini yükseltecek önlemler alınması, Eğitim çalışanları arasında ayrımcılık yaratacak uygulamalara son verilmesi, Gerici, ırkçı ve bölücü kadrolaşmanın önlenmesini, eğitim yöneticiliği için nesnel ölçütlerin geçerli kılınması, İş güvencesinden yoksun sözleşmeli ve ücretli öğretmen uygulamasına son verilmesi, Eğitim kurumlarımızın personel ihtiyacının, hükümetin ekonomi ve eğitimde din eksenli politikaları ile değil, gerçekçi bir biçimde belirlenmesini, yeterli sayıda öğretmen ve yardımcı personel istihdam edilmesi, Ülkemizin koşulları göz önünde bulundurularak, yeni bir öğretmen yetiştirme sistemi geliştirilmesi, Öğretmenlere ve eğitim çalışanlarına yönelik şiddetin önüne geçecek önlemler alınması, Eğitim çalışanları ve tüm kamu çalışanlarının örgütlenme haklarının önündeki bütün engellerin kaldırılıp, grevli toplu sözleşme hakkının tanınması şarttır!” dedi. (Haber-Fotoğraf: Umut IŞIK)
Eğitim-İş Edirne Şubesi tarafından 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde Saraçlar caddesinde basın açıklaması düzenlendi. Düzenlenen basın açıklamasında konuşan Eğitim-İş Edirne Şube Başkanı Nedim Zobar, Öğretmenlerin toplumsal statüleri, ekonomik, sosyal ve özlük hakları emek körü politikalar çerçevesinde her geçen gün yok edilmekte olduğunu söyledi.
Zobar, Bugün Öğretmenler Günü, biz eğitim emekçileri için sadece bir kutlama değil, sesimizi duyurmanın da günüdür. 39 yıldır ülkemizde Öğretmenler Günü olarak kutlanan bu tarihin aynı zamanda büyük önder Mustafa Kemal Atatürk'ün Millet Mektepleri'nin kendisine verdiği "Başöğretmen" ünvanını kabul etmesinin yıldönümü olması da bizlerde uyandırdığı hissiyatı büyütmektedir. Bir Ulus, öğretmenine ve eğitime verdiği değer ölçüsünde gelişir. Bir millet, aydınlığa ve refaha ancak ve ancak ilim-irfan ordusuyla ulaşabilir. Bugün 24 Kasım Öğretmenler Günü ve bizler maalesef her geçen gün eğitimin ve eğitimcinin örselendiği, itibarsızlaştırıldığı günler yaşamaktayız. Tüm dünyanın aksine biz bu ülkede öğretmenler gününde hala kavuşamadığımız temel haklarımızın peşindeyiz. Son yıllarda öğretmenlerimizin toplumsal statüleri, ekonomik, sosyal ve özlük hakları emek körü politikalar çerçevesinde her geçen gün biraz daha yok edilmektedir.” Dedi.
Bu karanlık tablonun aydınlığa kavuşması için maddeleri açıklayan Eğitim-İş Edirne Şube Başkanı Nedim Zobar, şunları kaydetti; Öğretmenlerin sosyo-ekonomik statülerini yükseltecek önlemler alınması, Eğitim çalışanları arasında ayrımcılık yaratacak uygulamalara son verilmesi, Gerici, ırkçı ve bölücü kadrolaşmanın önlenmesini, eğitim yöneticiliği için nesnel ölçütlerin geçerli kılınması, İş güvencesinden yoksun sözleşmeli ve ücretli öğretmen uygulamasına son verilmesi, Eğitim kurumlarımızın personel ihtiyacının, hükümetin ekonomi ve eğitimde din eksenli politikaları ile değil, gerçekçi bir biçimde belirlenmesini, yeterli sayıda öğretmen ve yardımcı personel istihdam edilmesi, Ülkemizin koşulları göz önünde bulundurularak, yeni bir öğretmen yetiştirme sistemi geliştirilmesi, Öğretmenlere ve eğitim çalışanlarına yönelik şiddetin önüne geçecek önlemler alınması, Eğitim çalışanları ve tüm kamu çalışanlarının örgütlenme haklarının önündeki bütün engellerin kaldırılıp, grevli toplu sözleşme hakkının tanınması şarttır!” dedi. (Haber-Fotoğraf: Umut IŞIK)