Eğitim-İş Edirne Şubesi geçtiğimiz gün İstanbul’da meydana gelen kadın öğretmene yönelik şiddet olayı ve bu olay gibi binlerce öğretmenlere yönelik şiddet konusunda basın açıklamasında bulundu. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in olayın ardından yaptığı kınama açıklamasının yeterli olmadığının belirtildiği açıklamada, “Siz kınamayın sayın bakan, biz kınarız! Kamuoyu kınar, ayıplar! Sizin göreviniz ise bu elim hadisenin adaletle sonuçlanmasına uğraşmak ve bir daha benzerlerinin yaşanmaması için derhal harekete geçmektir.”ifadeleri kullanıldı.
İstanbul’da geçtiğimiz günlerde kadın öğretmene yönelik şiddet olayı yaşanmıştı. Akran zorbalığı yapan bir öğrencisini uyaran öğretmen, öğrencinin şikayeti üzerine okula gelen babası tarafından darp edildi. Yaşanan olayın ardından yükselen tepkiler üzerine Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, olayı gerçekleştiren kişiye yönelik kınama açıklamasında bulundu. yapılan bu açıklamanın yetersiz olduğunu ve yaptırım olması gerektiğini belirten Eğitim-İş Edirne Şubesi Yönetimi, konu hakkında yazılı basın açıklamasında bulundu. Yapılan açıklamada, “ Yanlış sosyal ve kültürel politikalar ile cezasızlık nedeniyle toplumda kara bir tohum gibi filiz veren şiddet, iktidar tarafından eğitimin ve eğitim emekçisini değersizleştirme söylemi yüzünden kendisini okullarda da göstermeye başlamıştır. Eğitim-İş olarak Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e sesleniyoruz:
Siz kınamayın sayın bakan, biz kınarız! Kamuoyu kınar, ayıplar! Sizin göreviniz ise bu elim hadisenin adaletle sonuçlanmasına uğraşmak ve bir daha benzerlerinin yaşanmaması için derhal harekete geçmektir.” İfadeleri kullanıldı.
Yaşanan şiddet olayında failin bir tane, azmettiren ise çok sayıda olduğuna vurgu yapan Eğitim-İş Edirne Şubesi yapılan açıklamaya şu ifadeler ile devam etti:
“Öğretmenimize atılan o yumruklarda; Her fırsatta öğretmeni aşağılayan siyasilerin ve mülki amirlerin, bir meslek kanunu çıkarırken, müfredat değiştirirken, sınav sisteminde köklü değişiklikler yaparken bile öğretmene fikrini sormayan nobran zihniyetin, öğretmene maddi ve mesleki haklarını teslim etmemek için ‘öğretmenlerin işi çok kolay’ algısı yayarak ortaya çıkan haksız tantanayı arkasına yaslanarak izleyen iktidarın, bugüne kadar her şiddet olayının ardından “eğitimde şiddeti önleme”ye dair yasa ve yaptırım talep eden biz eğitim sendikalarına kulağını tıkayan Milli Eğitim Bakanlarının, bir çok sahneyi “Türk aile yapısına aykırı” notu düşüp yasaklarken, ekranı her bölümde onlarca insanın dövülüp öldürüldüğü şiddet temalı dizilerle dolduran RTÜK’ün, payı vardır.
Bir klişe söylemine sığınarak “Olayın takipçisi olacağını” söyleyen Milli Eğitim Bakanı, kendisinden başlayarak yukarıda yazdığımız azmettiriciler listesine bakabilir.
Tek başına bu elim olay bile sendika olarak yakın zamanda eğitimin durumu ve eğitim emekçisinin hakları için düzenlediğimiz sıralı eylemlere “Öğretmene Saygı” adını vermemizin haklılığının tescilidir. Eğitimin en büyük sorunlarından biri, eğitim emekçisinin sistematik olarak değersizleştirilmeye çalışılmasıdır.”
30 NİSAN GÜNÜNE ÇAĞRI
30 Nisan günü tüm sendikaları İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde birlik olmaya çağıran yönetim, “Dünyada başöğretmen unvanlı bir liderin kurduğu tek ülke olan Türkiye Cumhuriyeti’nde öğretmenlere, eğitim emekçisine reva görülen bu rezil tabloyu kabul etmiyor, tüm örgütlü gücümüzle itiraz örgütleyeceğimizin altını çiziyoruz! Eğitim ve bilim işkolunda örgütlü tüm sendikaları, 30 Nisan Salı günü, saat 15.00’da İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü önünde birlik olmaya çağırıyoruz.
Eğitim-İş olarak yaralı öğretmenimize acil şifalar diliyor, “Yalnız değilsiniz öğretmenim. Biz buradayız” diyoruz. Eğitimin ülke geleceğiyle birebir ilişkili bir alan olduğunu hatırlatıyor, eğitimde şiddete karşı çıkmak için tüm kamuoyunu daha yüksek tepki göstermeye çağırıyoruz.
Eğitim, ülkeyi parlak bir geleceğe götürecek yegane gemidir; kaptanı denize atılırken izleyici kalırsanız varacağınız yer artık umduğunuz liman olmayabilir! Bu yüzden hep birlikte “Öğretmene Saygı” diye haykırmanın tam vaktidir!”ifaderlerinde bulundu.(Haber Merkezi)