Bu kadar mera varlığımız olmasına rağmen, biz bu meralardan ihtiyacımız olan seviyede kaba yem ihtiyacını karşılayamıyoruz” dedi. Süt üreticileri birliğinde basın mensuplarıyla bir araya gelen Suiçmez, Süt hayvancılığında kaba yem ihtiyacının önemli olduğunu vurgulayarak, meralardan yeterli verimi alamadıklarını söyledi.
Haber: Birol ÇAKAN
Gazetecilere açıklamalarda bulunan Suiçmez, “Örneğin; A köyünde 10 tane işletme var, 3 bin dönüm de mera var. O işletmelere bu meralar sınırlı tahsis edilebilir. Yani bir üreticiye; ‘Senin 50 tane hayvanın var. Ben sana 200 dekar merayı 10-15 yıllığına tahsis ediyorum. Yem bitkilerinin haricinde hiçbir şey üretmeyeceksin. Burasının sulamasını sen yapacaksın, karaçalısını sen bitireceksin, biçimini yapacaksın. Biz de bunu denetleyeceğiz. Eğer şartların dışına çıkarsan ceza keseceğiz.’ denilebilir” diye konuştu.
“OTLAR BİÇİLİP BALYA YAPILABİLİR”
Suiçmez,“Hayvancılığın temel taşlarından biri meralardır. Meralardan iyi verim alabilirsek kaba yem ihtiyacını buralardan karşılayabiliriz. Kaba yem de, özellikle süt hayvancılığının bir numaralı ihtiyacıdır. Sayın Valimizin Edirne’ye gelmesiyle ciddi bir bakış açısı geldi. Meralarda göletler yapılmaya başlandı. 15-20 tane bu yıl içerisinde meralara yapılan gölet var. Bu göletler sayesinde hem hayvanların su ihtiyacı karşılanıyor hem de çevresi daha yeşillik oluyor. Sayın Valimiz de birebir konuyla ilgileniyor. Önümüzdeki yıl da bu çalışmalar devam edecek. Edirne’de 580 bin dekar mera alanı var. Kullanılamayan mera alanlarını çıkardığımızda, yaklaşık 400 bin dekarın üzerinde iyi mera alanımız var. Bu kadar mera varlığımız olmasına rağmen, biz bu meralardan ihtiyacımız olan seviyede kaba yem ihtiyacını karşılayamıyoruz. Bunun birçok nedeni var. Yağmurlar kesildiğinde meraların üzerindeki ot bitkisi yanıyor; böyle olunca da hayvanlar istediği şekilde otu alamıyor. İkinci olarak da meralardan ot biçme alışkanlığımız yok, böyle bir planlama da yok. Sadece hayvanları meraya salıyoruz; otlayıp, geri geliyorlar. Oysa bu otlar biçilip balya yapılarak, köylerde bulunan üreticilere cüzi bir ücretle verilebilir.’dedi
“MERA VARLIKLARIMIZI MASAYA YATIRALIM”
Suiçmez,Tarım İl ve İlçe Müdürlüklerimiz belirli bir program çerçevesinde, Muhtarlıklarımızla beraber mera ıslah çalışmalarını yapıyorlar. Ama ıslah yapıldığında yalnızca sanayi gübresi atılıyor. Bu ıslah çalışmalarının sadece bir kalemidir. Bu gübre yıllar boyunca atıldığında meralar belli bir oranda zarar da veriyor. Bizim bu konudaki önerimizde; mevcut mera varlıklarımızı masaya yatıralım ve sulanabilir olanları sulayalım diyoruz. Haziran ayında yağışlar kesilip sıcaklıklar arttığında o meraları sulanabilir hale getirelim. Bu konuyla ilgili Bakanlığımıza yazı yazdık, Tarım İl Müdürlüğüyle görüşmeler yaptık, hatta önümüzdeki aylarda toplanacak Tarım Şurası’nda görüşülmek üzere önerilerimizi de sunduk. Mera konusunda en önemli ve can alıcı nokta, Tarım İl Müdürlükleri ve Muhtarlıklarla yapılan ıslah çalışmalarından ziyade; artık bu meralar müdürlüğün ve muhtarlıkların denetiminde işletme bazlı ıslah pozisyonuna geçilmesi gerekir” diye konuştu.
“KABA YEM AÇIĞI İYİCE MİNİMİZE OLUR”
Suiçmez, Örneğin; A köyünde 10 tane işletme var, 3 bin dönüm de mera var. O işletmelere bu meralar sınırlı tahsis edilebilir. Yani bir üreticiye; ‘Senin 50 tane hayvanın var. Ben sana 200 dekar merayı 10-15 yıllığına tahsis ediyorum. Yem bitkilerinin haricinde hiçbir şey üretmeyeceksin. Burasının sulamasını sen yapacaksın, karaçalısını sen bitireceksin, biçimini yapacaksın. Biz de bunu denetleyeceğiz. Eğer şartların dışına çıkarsan ceza keseceğiz.’ denilebilir. Böyle bir çalışma yapıldığı takdirde, birkaç yıl içerisinde kaba yem açığı iyice minimize olur. Eğer hayvancılığı üretici yapıyorsa, kendi çayırına özel gösterdiği kadar tahsis edilen meraya da özen gösterecek. Sorumlu, sınırlı, şartlı tahsis olduğunda üretici de üzerine düşeni yapacaktır. Bu uygulama hayvancılığın geleceğini teşkil edecek kadar önemli bir kriter. Hırvatistan’da bu sistem uygulanıyor; birebir gördüm. Bu program uygulamaya konulduğu takdirde, üreticinin büyük bir bölümünün kaba yem ihtiyacı kalmayacaktır. Dolayısıyla işletme bazlı mera ıslahı çok büyük önem teşkil ediyor. Meralar aile işletmelerine tahsis edildiğinde; hem meralar bakımlı ve sağlıklı hale gelecek hem de üreticinin maliyeti düşecek. Maliyetler düşünce, uzun vadede ufak çağlı aile işletmeleri üretimden kaçmayacak. Süt hayvancılığında kaliteli kaba yem yetiştirildiğinde maliyet çok fazla düşer. Tahsislerde öncelik ufak çaplı köylerde faaliyet gösteren işletmelere verilmeli. Çünkü bu insanları köylerde tutmamız gerekiyor. Tabii bu uygulama ancak Bakanlığımız tarafından yapılabilir. Bakanlığımıza da çeşitli yollarda bu durum aktarıldı; onlar da bu uygulamaya sıcak bakıyor. Önümüzdeki süreçte faaliyete geçmesini bekliyoruz.”dedi
Haber: Birol ÇAKAN
Gazetecilere açıklamalarda bulunan Suiçmez, “Örneğin; A köyünde 10 tane işletme var, 3 bin dönüm de mera var. O işletmelere bu meralar sınırlı tahsis edilebilir. Yani bir üreticiye; ‘Senin 50 tane hayvanın var. Ben sana 200 dekar merayı 10-15 yıllığına tahsis ediyorum. Yem bitkilerinin haricinde hiçbir şey üretmeyeceksin. Burasının sulamasını sen yapacaksın, karaçalısını sen bitireceksin, biçimini yapacaksın. Biz de bunu denetleyeceğiz. Eğer şartların dışına çıkarsan ceza keseceğiz.’ denilebilir” diye konuştu.
“OTLAR BİÇİLİP BALYA YAPILABİLİR”
Suiçmez,“Hayvancılığın temel taşlarından biri meralardır. Meralardan iyi verim alabilirsek kaba yem ihtiyacını buralardan karşılayabiliriz. Kaba yem de, özellikle süt hayvancılığının bir numaralı ihtiyacıdır. Sayın Valimizin Edirne’ye gelmesiyle ciddi bir bakış açısı geldi. Meralarda göletler yapılmaya başlandı. 15-20 tane bu yıl içerisinde meralara yapılan gölet var. Bu göletler sayesinde hem hayvanların su ihtiyacı karşılanıyor hem de çevresi daha yeşillik oluyor. Sayın Valimiz de birebir konuyla ilgileniyor. Önümüzdeki yıl da bu çalışmalar devam edecek. Edirne’de 580 bin dekar mera alanı var. Kullanılamayan mera alanlarını çıkardığımızda, yaklaşık 400 bin dekarın üzerinde iyi mera alanımız var. Bu kadar mera varlığımız olmasına rağmen, biz bu meralardan ihtiyacımız olan seviyede kaba yem ihtiyacını karşılayamıyoruz. Bunun birçok nedeni var. Yağmurlar kesildiğinde meraların üzerindeki ot bitkisi yanıyor; böyle olunca da hayvanlar istediği şekilde otu alamıyor. İkinci olarak da meralardan ot biçme alışkanlığımız yok, böyle bir planlama da yok. Sadece hayvanları meraya salıyoruz; otlayıp, geri geliyorlar. Oysa bu otlar biçilip balya yapılarak, köylerde bulunan üreticilere cüzi bir ücretle verilebilir.’dedi
“MERA VARLIKLARIMIZI MASAYA YATIRALIM”
Suiçmez,Tarım İl ve İlçe Müdürlüklerimiz belirli bir program çerçevesinde, Muhtarlıklarımızla beraber mera ıslah çalışmalarını yapıyorlar. Ama ıslah yapıldığında yalnızca sanayi gübresi atılıyor. Bu ıslah çalışmalarının sadece bir kalemidir. Bu gübre yıllar boyunca atıldığında meralar belli bir oranda zarar da veriyor. Bizim bu konudaki önerimizde; mevcut mera varlıklarımızı masaya yatıralım ve sulanabilir olanları sulayalım diyoruz. Haziran ayında yağışlar kesilip sıcaklıklar arttığında o meraları sulanabilir hale getirelim. Bu konuyla ilgili Bakanlığımıza yazı yazdık, Tarım İl Müdürlüğüyle görüşmeler yaptık, hatta önümüzdeki aylarda toplanacak Tarım Şurası’nda görüşülmek üzere önerilerimizi de sunduk. Mera konusunda en önemli ve can alıcı nokta, Tarım İl Müdürlükleri ve Muhtarlıklarla yapılan ıslah çalışmalarından ziyade; artık bu meralar müdürlüğün ve muhtarlıkların denetiminde işletme bazlı ıslah pozisyonuna geçilmesi gerekir” diye konuştu.
“KABA YEM AÇIĞI İYİCE MİNİMİZE OLUR”
Suiçmez, Örneğin; A köyünde 10 tane işletme var, 3 bin dönüm de mera var. O işletmelere bu meralar sınırlı tahsis edilebilir. Yani bir üreticiye; ‘Senin 50 tane hayvanın var. Ben sana 200 dekar merayı 10-15 yıllığına tahsis ediyorum. Yem bitkilerinin haricinde hiçbir şey üretmeyeceksin. Burasının sulamasını sen yapacaksın, karaçalısını sen bitireceksin, biçimini yapacaksın. Biz de bunu denetleyeceğiz. Eğer şartların dışına çıkarsan ceza keseceğiz.’ denilebilir. Böyle bir çalışma yapıldığı takdirde, birkaç yıl içerisinde kaba yem açığı iyice minimize olur. Eğer hayvancılığı üretici yapıyorsa, kendi çayırına özel gösterdiği kadar tahsis edilen meraya da özen gösterecek. Sorumlu, sınırlı, şartlı tahsis olduğunda üretici de üzerine düşeni yapacaktır. Bu uygulama hayvancılığın geleceğini teşkil edecek kadar önemli bir kriter. Hırvatistan’da bu sistem uygulanıyor; birebir gördüm. Bu program uygulamaya konulduğu takdirde, üreticinin büyük bir bölümünün kaba yem ihtiyacı kalmayacaktır. Dolayısıyla işletme bazlı mera ıslahı çok büyük önem teşkil ediyor. Meralar aile işletmelerine tahsis edildiğinde; hem meralar bakımlı ve sağlıklı hale gelecek hem de üreticinin maliyeti düşecek. Maliyetler düşünce, uzun vadede ufak çağlı aile işletmeleri üretimden kaçmayacak. Süt hayvancılığında kaliteli kaba yem yetiştirildiğinde maliyet çok fazla düşer. Tahsislerde öncelik ufak çaplı köylerde faaliyet gösteren işletmelere verilmeli. Çünkü bu insanları köylerde tutmamız gerekiyor. Tabii bu uygulama ancak Bakanlığımız tarafından yapılabilir. Bakanlığımıza da çeşitli yollarda bu durum aktarıldı; onlar da bu uygulamaya sıcak bakıyor. Önümüzdeki süreçte faaliyete geçmesini bekliyoruz.”dedi