Eğitim İş Edirne Şube Başkanı Nedim Zobar, yaklaşık 450 bin ataması yapılmayan öğretmen varken ücretli öğretmenlik gibi geçici çözümlerle okullardaki öğretmen açığının kapatılmasının mümkün olmadığını belirterek, “Bakanlık, bu eğitim-öğretim yılında öğretmen açığını ücretli öğretmenlik ile kapatmaya çalışmaktadır. Okulların açılmasına az bir zaman kala hemen her ilde ilçe milli eğitim müdürlükleri internet sayfasından öğretmen açığını kapatmak için ücretli öğretmen aradıklarına ilişkin duyurular yayımlamaktadır” dedi.
Yeni eğitim ve öğretim yılı nedeniyle basın mensuplarıyla bir araya gelen Zobar, “Yetersiz MEB bütçesi nedeniyle her eğitim-öğretim döneminin başlangıç utancı olan ‘kayıt parası’ zorlaması, yeni dönem öncesinde yine ortaya çıkmıştır” dedi.
“ ‘KAYIT PARASI’ İSTEME KEYFİLİ”
Yetersiz MEB bütçesi nedeniyle her eğitim-öğretim döneminde kayıt parası zorlamasının yapıldığına değinen Zobar, “Yetersiz MEB bütçesi nedeniyle her eğitim-öğretim döneminin başlangıç utancı olan ‘kayıt parası’ zorlaması, yeni dönem öncesinde yine ortaya çıkmıştır. Devletin ücretsiz olarak sunmak zorunda olduğu ve bunun için yurttaşlardan vergiler aldığı eğitim hizmeti, yine iktidar tarafından seçilen okul yöneticilerinin ‘kayıt parası’ isteme keyfiliğiyle mahalle bakkalı hizmetine bürünmüştür.
“MÜDÜRLER TÜCCAR, ÖĞRENCİLER İSE MÜŞTERİ”
Her ne kadar Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, ‘Öğrenci velileri bağış yapmaya zorlanamaz’ şeklinde açıklama yapsa da okullara yeterli ödenek ayrılmaması nedeniyle harcamaların önemli bir kısmı çeşitli kalemler altında velilerden alınmakta, eğitimin yükü veliye yıkılmaktadır. Eğitime yeterli bütçe ayrılmaması sonucu, eğitim kurumları birer ‘ticarethaneye’, okul müdürleri ‘tüccara’, öğrenci velisi ise ‘müşteri’ durumuna düşürülmektedir” diye konuştu.
“AÇIK 2 KATINA ÇIKTI”
2016-2017 eğitim öğretim yılında, 45 bin 678 öğretmenin Olağanüstü Hal Kapsamında (OHAL) çıkarılan Kanunun Hükmünde Kararname (KHK) ile meslekten çıkarıldığına değinen Zobar, “15 Temmuz öncesinde 120 bin civarında olan MEB’deki öğretmen açığı, 15 Temmuz darbesinden sonra ilan edilen OHAL ve KHK’lerle açığa almalar ve ihraçlar sonucunda iki katına çıkmıştır. Bakanlık öğretmen açığı sorununun önemli bir bölümünü norm fazlası öğretmenlerle çözüleceğini belirtse de, norm fazlası öğretmenlerin büyük çoğunluğunun büyükşehirlerde çalışması nedeniyle bu yöntem hiçbir şekilde çözüm olamamıştır.
“450 BİN ATAMASI YAPILMAYAN ÖĞRETMEN VAR”
Kadrolu öğretmen atamasından vazgeçerek ‘doğrudan torpil’ anlamına gelen mülakata dayalı sözleşmeli öğretmen sistemini getiren Bakanlık, bu eğitim-öğretim yılında öğretmen açığını ücretli öğretmenlik ile kapatmaya çalışmaktadır.
Okulların açılmasına az bir zaman kala hemen her ilde ilçe milli eğitim müdürlükleri internet sayfasından öğretmen açığını kapatmak için ücretli öğretmen aradıklarına ilişkin duyurular yayımlamaktadır. Yaklaşık 450 bin ataması yapılmayan öğretmen varken ücretli öğretmenlik gibi geçici çözümlerle okullardaki öğretmen açığının kapatılması mümkün değildir” dedi.
“SÜRGÜN KARARLARI İPTAL EDİLMELİ”
Muhalif öğretmenlerin sürgün edildiğini belirten Zobar, “OHAL’in suç aletleri gibi işleyen KHK’larla mesleğinden ihraç edilen birçok eğitimcinin sınıflarına tekrar kavuşması için verdiğimiz mücadele sürerken, karşımıza bu kez sürgün uygulaması çıkarılmıştır. Diyarbakır, Gaziantep, Urfa, Mardin, Tunceli illeri başta olmak üzere başlatılan sürgün dalgası, görev yaptığı yerlerde gericiliğe, haksızlığa, zulme dimdik duran 5 arkadaşımıza da vurmuştur. Bu sürgün uygulamasına gerekçe olarak ise 10 Ekim 2015’te Ankara Garı Katliamı’nın ardından öğretmenlerimizin iş bırakma eylemi yapması gösterilmiştir.
MEB’e çağrımız: hükümetin eğitim alanındaki özel yetkili savcısı gibi davranmayı bırakıp bir eğitim bakanlığı olduğunu hatırlamasıdır. Sürgün kararlarını iptal ederek, bu utançtan önce kendisini kurtarmasıdır” şeklinde konuştu.
“SİYASAL KADROLAŞMANIN SINIR TANIMADIĞI…”
Zobar sözlerinin devamında, “Çocuklarımızın öğrenmeye değil, sınavlara koşullandırıldığı, öğretmenlerin düşük ücretle, esnek ve güvencesiz çalışmaya zorlandığı, siyasal kadrolaşmanın sınır tanımadığı, okullardan bilim ve sanatın kapı dışarı edildiği, dini referans alan uygulamaların arttığı bir eğitim sistemiyle sağlıklı bireylerin yetiştirilmesi mümkün değildir.
“BU YOLDAN ASLA DÖNMEYİZ”
Biz Atatürk’ün öğretmenleri olarak tüm maddi ve manevi sorunlarımızı öğrencilerimize yansıtmadan parasız, bilimsel, demokratik ve laik eğitim mücadelemize, Atatürk’ü ve devrimlerini anlatmaya, haksızlığa, hukuksuzluğa maruz kalmış tüm eğitim çalışanlarının yanında olmaya devam edeceğiz. Yolumuz çağdaş uygarlık yoludur, yolumuz Cumhuriyet yoludur ve bu yoldan asla dönmeyiz” dedi.
DÜZELTME
16 Eylül Cumartesi “Gerçeği Gizleyemiyorlar” başlıklı haberde CHP Edirne İl Başkanı Fevzi Pekcanlı’nın “Çelik’in FETÖ ile bağlantılı olduğuna kesinlikle inanıyorum” sözlerini “Çelik’in FETÖ ile bağlantılı olduğuna kesinlikle inanmıyorum” şeklinde sehven düzelterek değerli okuyucularımızdan özür dileriz.
HABER Musa Çelik
Yeni eğitim ve öğretim yılı nedeniyle basın mensuplarıyla bir araya gelen Zobar, “Yetersiz MEB bütçesi nedeniyle her eğitim-öğretim döneminin başlangıç utancı olan ‘kayıt parası’ zorlaması, yeni dönem öncesinde yine ortaya çıkmıştır” dedi.
“ ‘KAYIT PARASI’ İSTEME KEYFİLİ”
Yetersiz MEB bütçesi nedeniyle her eğitim-öğretim döneminde kayıt parası zorlamasının yapıldığına değinen Zobar, “Yetersiz MEB bütçesi nedeniyle her eğitim-öğretim döneminin başlangıç utancı olan ‘kayıt parası’ zorlaması, yeni dönem öncesinde yine ortaya çıkmıştır. Devletin ücretsiz olarak sunmak zorunda olduğu ve bunun için yurttaşlardan vergiler aldığı eğitim hizmeti, yine iktidar tarafından seçilen okul yöneticilerinin ‘kayıt parası’ isteme keyfiliğiyle mahalle bakkalı hizmetine bürünmüştür.
“MÜDÜRLER TÜCCAR, ÖĞRENCİLER İSE MÜŞTERİ”
Her ne kadar Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, ‘Öğrenci velileri bağış yapmaya zorlanamaz’ şeklinde açıklama yapsa da okullara yeterli ödenek ayrılmaması nedeniyle harcamaların önemli bir kısmı çeşitli kalemler altında velilerden alınmakta, eğitimin yükü veliye yıkılmaktadır. Eğitime yeterli bütçe ayrılmaması sonucu, eğitim kurumları birer ‘ticarethaneye’, okul müdürleri ‘tüccara’, öğrenci velisi ise ‘müşteri’ durumuna düşürülmektedir” diye konuştu.
“AÇIK 2 KATINA ÇIKTI”
2016-2017 eğitim öğretim yılında, 45 bin 678 öğretmenin Olağanüstü Hal Kapsamında (OHAL) çıkarılan Kanunun Hükmünde Kararname (KHK) ile meslekten çıkarıldığına değinen Zobar, “15 Temmuz öncesinde 120 bin civarında olan MEB’deki öğretmen açığı, 15 Temmuz darbesinden sonra ilan edilen OHAL ve KHK’lerle açığa almalar ve ihraçlar sonucunda iki katına çıkmıştır. Bakanlık öğretmen açığı sorununun önemli bir bölümünü norm fazlası öğretmenlerle çözüleceğini belirtse de, norm fazlası öğretmenlerin büyük çoğunluğunun büyükşehirlerde çalışması nedeniyle bu yöntem hiçbir şekilde çözüm olamamıştır.
“450 BİN ATAMASI YAPILMAYAN ÖĞRETMEN VAR”
Kadrolu öğretmen atamasından vazgeçerek ‘doğrudan torpil’ anlamına gelen mülakata dayalı sözleşmeli öğretmen sistemini getiren Bakanlık, bu eğitim-öğretim yılında öğretmen açığını ücretli öğretmenlik ile kapatmaya çalışmaktadır.
Okulların açılmasına az bir zaman kala hemen her ilde ilçe milli eğitim müdürlükleri internet sayfasından öğretmen açığını kapatmak için ücretli öğretmen aradıklarına ilişkin duyurular yayımlamaktadır. Yaklaşık 450 bin ataması yapılmayan öğretmen varken ücretli öğretmenlik gibi geçici çözümlerle okullardaki öğretmen açığının kapatılması mümkün değildir” dedi.
“SÜRGÜN KARARLARI İPTAL EDİLMELİ”
Muhalif öğretmenlerin sürgün edildiğini belirten Zobar, “OHAL’in suç aletleri gibi işleyen KHK’larla mesleğinden ihraç edilen birçok eğitimcinin sınıflarına tekrar kavuşması için verdiğimiz mücadele sürerken, karşımıza bu kez sürgün uygulaması çıkarılmıştır. Diyarbakır, Gaziantep, Urfa, Mardin, Tunceli illeri başta olmak üzere başlatılan sürgün dalgası, görev yaptığı yerlerde gericiliğe, haksızlığa, zulme dimdik duran 5 arkadaşımıza da vurmuştur. Bu sürgün uygulamasına gerekçe olarak ise 10 Ekim 2015’te Ankara Garı Katliamı’nın ardından öğretmenlerimizin iş bırakma eylemi yapması gösterilmiştir.
MEB’e çağrımız: hükümetin eğitim alanındaki özel yetkili savcısı gibi davranmayı bırakıp bir eğitim bakanlığı olduğunu hatırlamasıdır. Sürgün kararlarını iptal ederek, bu utançtan önce kendisini kurtarmasıdır” şeklinde konuştu.
“SİYASAL KADROLAŞMANIN SINIR TANIMADIĞI…”
Zobar sözlerinin devamında, “Çocuklarımızın öğrenmeye değil, sınavlara koşullandırıldığı, öğretmenlerin düşük ücretle, esnek ve güvencesiz çalışmaya zorlandığı, siyasal kadrolaşmanın sınır tanımadığı, okullardan bilim ve sanatın kapı dışarı edildiği, dini referans alan uygulamaların arttığı bir eğitim sistemiyle sağlıklı bireylerin yetiştirilmesi mümkün değildir.
“BU YOLDAN ASLA DÖNMEYİZ”
Biz Atatürk’ün öğretmenleri olarak tüm maddi ve manevi sorunlarımızı öğrencilerimize yansıtmadan parasız, bilimsel, demokratik ve laik eğitim mücadelemize, Atatürk’ü ve devrimlerini anlatmaya, haksızlığa, hukuksuzluğa maruz kalmış tüm eğitim çalışanlarının yanında olmaya devam edeceğiz. Yolumuz çağdaş uygarlık yoludur, yolumuz Cumhuriyet yoludur ve bu yoldan asla dönmeyiz” dedi.
DÜZELTME
16 Eylül Cumartesi “Gerçeği Gizleyemiyorlar” başlıklı haberde CHP Edirne İl Başkanı Fevzi Pekcanlı’nın “Çelik’in FETÖ ile bağlantılı olduğuna kesinlikle inanıyorum” sözlerini “Çelik’in FETÖ ile bağlantılı olduğuna kesinlikle inanmıyorum” şeklinde sehven düzelterek değerli okuyucularımızdan özür dileriz.
HABER Musa Çelik