26 Ağustos 1922’de büyük dikkat ve titizlikle hazırlanan büyük taarruz planının uygulamaya koyulduğunu söyleyen Özcan, 26-30 Ağustos tarihleri arasında yapılan Büyük Taarruzun Türk Harbi’nin son safhası olduğunu belirtti.
Özcan, “30 Ağustos günü “Büyük Zafer” ile bir gün içinde Yunan ordusunun en önemli bölümü etkisiz hale getirildi. Böylece kesin sonuç beş gün içinde elde edilmiş ve hazırlanan plan tam bir başarıyla uygulanmış oldu. 31 Ağustos günü Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, Genelkurmay Başkanı Fevzi (Çakmak), Batı Cephesi Komutanı İsmet (İnönü) Ordu komutanları Yakup Şevki (Subaşı) ve Nurettin Paşa’ları karargahını kurduğu Çalköy’de toplayarak, kaçabilen Yunan kuvvetlerinin hızla takip edilmesini ve İzmir ile dolaylarındaki kuvvetleriyle birleşmemesi için üç koldan Ege’ye doğru ilerlenmesini doğru bulduğunu belirtti. 1 Eylül’de Başkomutan Mustafa Kemal Paşa ordulara bir bildiri yayımlayarak şu tarihi emrini verdi: “Bütün arkadaşlarımın Anadolu’da daha başka meydan muharebeleri verileceğini göz önüne alarak ilerlemesini ve herkesin akıl gücünü, yiğitlik ve yurtseverlik kaynaklarını yarışırcasına esirgemeden vermeye devam eylemesini isterim. Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!”. Böylece düşmanın akıbeti de belirlenmiş oldu. Çalköy’de verilen bu tarihi emir üzerine İzmir’de ‘Akdeniz’i, Mudanya’da ‘Marmara’yı görmek için 8-9 günlük bir zaman yeterli olacaktı. 31 Ağustos’ta başlayan amansız takip sonunda Türk kuvvetleri 2 Eylül’de yıkıntılar haline gelmiş Uşak’a girdi. Burada Yunan Ordusu Başkomutanı General Trikopis tutsak edildi. 9 Eylül günü 1. Kolordu Kemalpaşa’ya, 2. Kolordu Manisa’ya, 4. Kolordu Turgutlu’ya ulaştı. Kuzeyde Kazancıbayırı’nda Yunan mevzilerine taarruz eden 3. Kolordumuz düşmanı atarak Bursa’ya ilerledi. Türk süvarileri üç yılı aşkın süredir yas çeken İzmir halkının sevinç gözyaşları arasında İzmir’e girdi.
Böylece, 26 Ağustos 1922 de Türk Ulusu’nun varını, yoğunu ve canını ortaya koyduğu bir ölüm kalım savaşı başlamış, 30 Ağustosta Dumlupınar’da yapılan Başkumandanlık Meydan Muharebesi ile Yunan Ordusu’nun ana kuvvetleri yok edilmiş ve esir alınmıştı. 9 Eylül 1922’de Türk ordusu İzmir’e girmiş ve Başkomutanın verdiği ilk hedefe, Akdeniz’e ulaşmıştı. 17 Eylül’de son Yunan askerleri de Bandırma’dan gemilere binerek Anadolu’dan ‘geldikleri gibi gitmişlerdi.’ Mustafa Kemal Atatürk’ün Nutuk’ta söylediği gibi: ‘Her evresi ile düşünülmüş, hazırlanmış, yönetilmiş olan bu savaşlar, Türk Ordusu’nun, Türk subaylarının ve komutanlarının yüksek güçlerini ve yiğitliklerini tarihte bir daha saptayan ulu bir yapıttır. Bu yapıt Türk ulusunun özgürlük ve bağımsızlık düşüncesinin ölümsüz anıtıdır.’ Ulusal Bağımsızlık Savaşımız emperyalizme karşı verilen ve dünyadaki tüm mazlum halklara örnek olan kutsal bir direniştir. Zafer sonrasında başlatılan ‘Anadolu Aydınlanması’ ve yeni bilim, ekonomi zaferleri ile çağdaş bir devlet ve toplum yapısının oluşturulmasına çalışılmıştır.
Atatürkçü Düşünce Derneği Edirne Şubesi Yönetim Kurulu olarak; İzmir’in Kurtuluşunun ve Büyük Zafer’in 97. yıldönümünde, yarınlar için umutsuzluğa düşmeden Mustafa Kemal’in sözlerini yineliyoruz: ‘Bugün kutlamak değerbilirliğinde bulunduğumuz büyük zafer özellikle Türk Ordusu’nundur. Türk Ordusu ve Türk Milleti var olsun!” ifadelerine yer verdi. (Haber Merkezi)
Özcan, “30 Ağustos günü “Büyük Zafer” ile bir gün içinde Yunan ordusunun en önemli bölümü etkisiz hale getirildi. Böylece kesin sonuç beş gün içinde elde edilmiş ve hazırlanan plan tam bir başarıyla uygulanmış oldu. 31 Ağustos günü Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, Genelkurmay Başkanı Fevzi (Çakmak), Batı Cephesi Komutanı İsmet (İnönü) Ordu komutanları Yakup Şevki (Subaşı) ve Nurettin Paşa’ları karargahını kurduğu Çalköy’de toplayarak, kaçabilen Yunan kuvvetlerinin hızla takip edilmesini ve İzmir ile dolaylarındaki kuvvetleriyle birleşmemesi için üç koldan Ege’ye doğru ilerlenmesini doğru bulduğunu belirtti. 1 Eylül’de Başkomutan Mustafa Kemal Paşa ordulara bir bildiri yayımlayarak şu tarihi emrini verdi: “Bütün arkadaşlarımın Anadolu’da daha başka meydan muharebeleri verileceğini göz önüne alarak ilerlemesini ve herkesin akıl gücünü, yiğitlik ve yurtseverlik kaynaklarını yarışırcasına esirgemeden vermeye devam eylemesini isterim. Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!”. Böylece düşmanın akıbeti de belirlenmiş oldu. Çalköy’de verilen bu tarihi emir üzerine İzmir’de ‘Akdeniz’i, Mudanya’da ‘Marmara’yı görmek için 8-9 günlük bir zaman yeterli olacaktı. 31 Ağustos’ta başlayan amansız takip sonunda Türk kuvvetleri 2 Eylül’de yıkıntılar haline gelmiş Uşak’a girdi. Burada Yunan Ordusu Başkomutanı General Trikopis tutsak edildi. 9 Eylül günü 1. Kolordu Kemalpaşa’ya, 2. Kolordu Manisa’ya, 4. Kolordu Turgutlu’ya ulaştı. Kuzeyde Kazancıbayırı’nda Yunan mevzilerine taarruz eden 3. Kolordumuz düşmanı atarak Bursa’ya ilerledi. Türk süvarileri üç yılı aşkın süredir yas çeken İzmir halkının sevinç gözyaşları arasında İzmir’e girdi.
Böylece, 26 Ağustos 1922 de Türk Ulusu’nun varını, yoğunu ve canını ortaya koyduğu bir ölüm kalım savaşı başlamış, 30 Ağustosta Dumlupınar’da yapılan Başkumandanlık Meydan Muharebesi ile Yunan Ordusu’nun ana kuvvetleri yok edilmiş ve esir alınmıştı. 9 Eylül 1922’de Türk ordusu İzmir’e girmiş ve Başkomutanın verdiği ilk hedefe, Akdeniz’e ulaşmıştı. 17 Eylül’de son Yunan askerleri de Bandırma’dan gemilere binerek Anadolu’dan ‘geldikleri gibi gitmişlerdi.’ Mustafa Kemal Atatürk’ün Nutuk’ta söylediği gibi: ‘Her evresi ile düşünülmüş, hazırlanmış, yönetilmiş olan bu savaşlar, Türk Ordusu’nun, Türk subaylarının ve komutanlarının yüksek güçlerini ve yiğitliklerini tarihte bir daha saptayan ulu bir yapıttır. Bu yapıt Türk ulusunun özgürlük ve bağımsızlık düşüncesinin ölümsüz anıtıdır.’ Ulusal Bağımsızlık Savaşımız emperyalizme karşı verilen ve dünyadaki tüm mazlum halklara örnek olan kutsal bir direniştir. Zafer sonrasında başlatılan ‘Anadolu Aydınlanması’ ve yeni bilim, ekonomi zaferleri ile çağdaş bir devlet ve toplum yapısının oluşturulmasına çalışılmıştır.
Atatürkçü Düşünce Derneği Edirne Şubesi Yönetim Kurulu olarak; İzmir’in Kurtuluşunun ve Büyük Zafer’in 97. yıldönümünde, yarınlar için umutsuzluğa düşmeden Mustafa Kemal’in sözlerini yineliyoruz: ‘Bugün kutlamak değerbilirliğinde bulunduğumuz büyük zafer özellikle Türk Ordusu’nundur. Türk Ordusu ve Türk Milleti var olsun!” ifadelerine yer verdi. (Haber Merkezi)