Haber: Muttahhere Çağlı MİLON
Eğitimin niteliğinde yıllar içerisinde gerileme yaşandığını belirten Fırtına, okulların fiziki ve donanım eksiklikleri olduğunu belirtti. Kalabalık sınıflar ve ikili öğretimin öğrencilere olan zararlarından bahseden Fırtına şu ifadelere yer verdi:
“Taşımalı eğitim, çocukların dini cemaat ve vakıfların kreşlerine ve yurtlarına yönlendirilmesi, öğretmenlerin mesleki gelişimine yönelik piyasacı müdahaleler, çocukların barınmak zorunda bırakıldıkları yurtlarda taciz ve istismara uğraması, mülakata dayalı sözleşmeli öğretmenlik ve ücretli öğretmenlik uygulamasının sürmesi, ataması yapılmayan öğretmenler sorunu ve bunun gibi çok sayıda sorun eğitim sisteminin belli başlı sorunları olarak dikkat çekmektedir.”
“VELİLERİN YAPACAKLARI EĞİTİM HARCAMALARI ARTTI”
Son bir yıl içerisinde artan enflasyon rakamları sebebiyle halkın alım gücünün düştüğünü belirten Fırtına, Velilerin yapacakları eğitim harcamalarında da artış olduğunu belirtti.
Fırtına, “Türkiye’de son bir yıl içinde belirginleşen ekonomik kriz ve yüksek enflasyon nedeniyle halkın satın alım gücünün düşmesi nedeniyle 2019-2020 eğitim-öğretim yılında öğrenci velilerinin yapacakları eğitim harcamaları belirgin bir şekilde artmıştır. Eğitime ilk kez adım atacak olan pek çok öğrenci hangi şartlarda eğitime başlayacağının farkında olmasa da, okulların açılmasına sayılı günler kala öğrenci velilerini şimdiden çok sıkıntılı bir telaşın sardığını söylemek mümkündür. Her geçen yıl istikrarlı bir şekilde artan eğitim harcamaları, giderek bozulan gelir dağılımıyla birlikte öğrenci velilerinin bütçesini ciddi anlamda zorlar hale gelmiştir” dedi.
“ÖĞRENCİ VE VELİLER MÜŞTERİ HALİNE GETİRİLDİ”
Aynı okul içerisindeki sınıflar, aynı bölgedeki okulların birbiriyle rekabet halinde olduğunu söyleyen Fırtına, Öğrenci ve velilerin birer müşteri haline getirildiğini söyledi.
Fırtına, “Herkese eşit ve parasız eğitim ilkesi ve kamusal eğitim anlayışı terk edilerek benimsenen piyasacı eğitim politikaları, eğitim hizmetinin bedelinin hizmetten yararlananlar tarafından ödenmesini, öğrenci ve velilerin ‘müşteri’ haline getirilmesini hedefleyerek toplumdaki sınıf farklılıklarını daha da belirgin hale getirmektedir. Aynı okul içinde sınıflar, aynı bölgede okullar, farklı bölgeler birbirleriyle rekabet eder hale getirilerek eğitim hizmetleri büyük ölçüde piyasa kurallarına teslim edilmiştir. MEB eliyle ve bir devlet politikası olarak açık ilkokul/ortaöğretim uygulamaları yaygınlaştırılmıştır. Dünya genelinde istisnai bir durum olarak uygulanan engelli öğrenciler, örgün eğitime katılma imkânı olmayanlar vb. açıktan eğitimin yaygınlaştırılmasından kaynaklı yaşanan sorunların çözümü için bugüne kadar hiçbir somut adım atılmamıştır. Sadece son beş yılda açık öğretime giden öğrenci sayısı yüzde 65 artarak 1,5 milyonun üzerine çıkmıştır” diye konuştu.
“EĞİTİM SORUNU HALKIN EN TEMEL GÜNDEMİNİ OLUŞTURUYOR”
Eğitimde yaşanan ve yapısal hale gelen sorunların yıllardır görmezden gelindiğini söyleyen Fırtına, eğitim sorununun halkın en temel gündemini oluşturduğunun altını çizdi.
Fırtına, “Çocuklarımız eğitim hakkından eşit koşullarda yararlanamamakta, çocuk yaşta evlilikleri önlemeye yönelik adımlar atılmamaktadır. Yoksul, emekçi ailelerin çocukları başta olmak üzere, kız çocukları, kırsal kesimde yaşayan çocuklar; eğitim hakkından eşit koşullarda ve parasız olarak yararlanamamaktadır. Bölgesel, cinsel, sınıfsal vb. eşitsizlikler, anadilinde eğitim gibi en temel sorunlar, yeni eğitim öğretim yılına girilirken iktidarın ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) çözmek için hiçbir somut adım atmadığı temel sorun alanlarıdır” dedi.
“DEZAVANTAJLI ÇOCUKLARIN EĞİTİME ULAŞMASI SORUNU ARTARAK DEVAM EDİYOR”
Her çocuğun eğitim hakkından eşit koşullarda faydalanması gerektiğini söyleyen Fırtına, Türkiye’de çeşitli nedenlerle eğitime erişme sorununun günden güne arttığını dile getirdi.
Fırtına, “Çocukların eğitim hakkından eşit koşullarda yararlanması için hiçbir somut adım atılmazken, ‘çocuk işçiliği’ sorununun sürmesi, okullarda, cemaat yurtlarında ve kurslarda çocuklara yönelik cinsel istismar ve şiddetin artışı eğitim sisteminde yaşanan sorunlardan ayrı değildir. Türkiye’de çeşitli nedenlerle eğitime erişimde, kız çocukları, mülteci çocuklar, anadili Türkçe olmayan çocuklar, engelli çocuklar ve geçici koruma altındaki çocukların dezavantajları günden güne artarak devam etmektedir.
Toplumsal yaşamın her alanında görülen cinsiyetçilik ve cinsiyetçi uygulamaların en yoğun görüldüğü alanların başında eğitim gelmektedir. Cinsiyetçi ve cins ayrımcı uygulamalar okullarda etkili şekilde üretilmeye devam etmekte, geleneksel cinsiyet rolleri aile, okul, hukuk, ahlak, din ve medya tarafından sistemli bir şekilde çocuklara aktarılmaya çalışılmaktadır. Bu durum ülkemizde giderek artan ‘kadına yönelik şiddetin’ en temel nedenlerinden birisidir. Türkiye’de milyonlarca çocuk ve gencin eğitim hakkından eşit koşullarda yararlanmasını engelleyen, eğitimi kendi siyasal-ideolojik hedefleri doğrultusunda alt-üst etmek için yıllardır uğraşanların ülkeyi ve eğitim sistemini getirdiği nokta içler acısıdır. İlimizde ise 80.Yıl Anadolu Lisesi ve İlhami Ertem Anadolu Lisesi tek bir binaya sıkıştırılarak Eğitim Öğretime başlamışlardır. Bu durum Eğitimin kalitesini olumsuz yönde etkileyecek ve çocuklarımızın bir yılı sıkıntılı bir öğretim ortamında geçecektir” dedi.
Eğitimin niteliğinde yıllar içerisinde gerileme yaşandığını belirten Fırtına, okulların fiziki ve donanım eksiklikleri olduğunu belirtti. Kalabalık sınıflar ve ikili öğretimin öğrencilere olan zararlarından bahseden Fırtına şu ifadelere yer verdi:
“Taşımalı eğitim, çocukların dini cemaat ve vakıfların kreşlerine ve yurtlarına yönlendirilmesi, öğretmenlerin mesleki gelişimine yönelik piyasacı müdahaleler, çocukların barınmak zorunda bırakıldıkları yurtlarda taciz ve istismara uğraması, mülakata dayalı sözleşmeli öğretmenlik ve ücretli öğretmenlik uygulamasının sürmesi, ataması yapılmayan öğretmenler sorunu ve bunun gibi çok sayıda sorun eğitim sisteminin belli başlı sorunları olarak dikkat çekmektedir.”
“VELİLERİN YAPACAKLARI EĞİTİM HARCAMALARI ARTTI”
Son bir yıl içerisinde artan enflasyon rakamları sebebiyle halkın alım gücünün düştüğünü belirten Fırtına, Velilerin yapacakları eğitim harcamalarında da artış olduğunu belirtti.
Fırtına, “Türkiye’de son bir yıl içinde belirginleşen ekonomik kriz ve yüksek enflasyon nedeniyle halkın satın alım gücünün düşmesi nedeniyle 2019-2020 eğitim-öğretim yılında öğrenci velilerinin yapacakları eğitim harcamaları belirgin bir şekilde artmıştır. Eğitime ilk kez adım atacak olan pek çok öğrenci hangi şartlarda eğitime başlayacağının farkında olmasa da, okulların açılmasına sayılı günler kala öğrenci velilerini şimdiden çok sıkıntılı bir telaşın sardığını söylemek mümkündür. Her geçen yıl istikrarlı bir şekilde artan eğitim harcamaları, giderek bozulan gelir dağılımıyla birlikte öğrenci velilerinin bütçesini ciddi anlamda zorlar hale gelmiştir” dedi.
“ÖĞRENCİ VE VELİLER MÜŞTERİ HALİNE GETİRİLDİ”
Aynı okul içerisindeki sınıflar, aynı bölgedeki okulların birbiriyle rekabet halinde olduğunu söyleyen Fırtına, Öğrenci ve velilerin birer müşteri haline getirildiğini söyledi.
Fırtına, “Herkese eşit ve parasız eğitim ilkesi ve kamusal eğitim anlayışı terk edilerek benimsenen piyasacı eğitim politikaları, eğitim hizmetinin bedelinin hizmetten yararlananlar tarafından ödenmesini, öğrenci ve velilerin ‘müşteri’ haline getirilmesini hedefleyerek toplumdaki sınıf farklılıklarını daha da belirgin hale getirmektedir. Aynı okul içinde sınıflar, aynı bölgede okullar, farklı bölgeler birbirleriyle rekabet eder hale getirilerek eğitim hizmetleri büyük ölçüde piyasa kurallarına teslim edilmiştir. MEB eliyle ve bir devlet politikası olarak açık ilkokul/ortaöğretim uygulamaları yaygınlaştırılmıştır. Dünya genelinde istisnai bir durum olarak uygulanan engelli öğrenciler, örgün eğitime katılma imkânı olmayanlar vb. açıktan eğitimin yaygınlaştırılmasından kaynaklı yaşanan sorunların çözümü için bugüne kadar hiçbir somut adım atılmamıştır. Sadece son beş yılda açık öğretime giden öğrenci sayısı yüzde 65 artarak 1,5 milyonun üzerine çıkmıştır” diye konuştu.
“EĞİTİM SORUNU HALKIN EN TEMEL GÜNDEMİNİ OLUŞTURUYOR”
Eğitimde yaşanan ve yapısal hale gelen sorunların yıllardır görmezden gelindiğini söyleyen Fırtına, eğitim sorununun halkın en temel gündemini oluşturduğunun altını çizdi.
Fırtına, “Çocuklarımız eğitim hakkından eşit koşullarda yararlanamamakta, çocuk yaşta evlilikleri önlemeye yönelik adımlar atılmamaktadır. Yoksul, emekçi ailelerin çocukları başta olmak üzere, kız çocukları, kırsal kesimde yaşayan çocuklar; eğitim hakkından eşit koşullarda ve parasız olarak yararlanamamaktadır. Bölgesel, cinsel, sınıfsal vb. eşitsizlikler, anadilinde eğitim gibi en temel sorunlar, yeni eğitim öğretim yılına girilirken iktidarın ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) çözmek için hiçbir somut adım atmadığı temel sorun alanlarıdır” dedi.
“DEZAVANTAJLI ÇOCUKLARIN EĞİTİME ULAŞMASI SORUNU ARTARAK DEVAM EDİYOR”
Her çocuğun eğitim hakkından eşit koşullarda faydalanması gerektiğini söyleyen Fırtına, Türkiye’de çeşitli nedenlerle eğitime erişme sorununun günden güne arttığını dile getirdi.
Fırtına, “Çocukların eğitim hakkından eşit koşullarda yararlanması için hiçbir somut adım atılmazken, ‘çocuk işçiliği’ sorununun sürmesi, okullarda, cemaat yurtlarında ve kurslarda çocuklara yönelik cinsel istismar ve şiddetin artışı eğitim sisteminde yaşanan sorunlardan ayrı değildir. Türkiye’de çeşitli nedenlerle eğitime erişimde, kız çocukları, mülteci çocuklar, anadili Türkçe olmayan çocuklar, engelli çocuklar ve geçici koruma altındaki çocukların dezavantajları günden güne artarak devam etmektedir.
Toplumsal yaşamın her alanında görülen cinsiyetçilik ve cinsiyetçi uygulamaların en yoğun görüldüğü alanların başında eğitim gelmektedir. Cinsiyetçi ve cins ayrımcı uygulamalar okullarda etkili şekilde üretilmeye devam etmekte, geleneksel cinsiyet rolleri aile, okul, hukuk, ahlak, din ve medya tarafından sistemli bir şekilde çocuklara aktarılmaya çalışılmaktadır. Bu durum ülkemizde giderek artan ‘kadına yönelik şiddetin’ en temel nedenlerinden birisidir. Türkiye’de milyonlarca çocuk ve gencin eğitim hakkından eşit koşullarda yararlanmasını engelleyen, eğitimi kendi siyasal-ideolojik hedefleri doğrultusunda alt-üst etmek için yıllardır uğraşanların ülkeyi ve eğitim sistemini getirdiği nokta içler acısıdır. İlimizde ise 80.Yıl Anadolu Lisesi ve İlhami Ertem Anadolu Lisesi tek bir binaya sıkıştırılarak Eğitim Öğretime başlamışlardır. Bu durum Eğitimin kalitesini olumsuz yönde etkileyecek ve çocuklarımızın bir yılı sıkıntılı bir öğretim ortamında geçecektir” dedi.