Özkal, “Kendini geliştirirler. Çağımız insanlarının maalesef o kadar boş şeyler ile zamanının değerlendiriyor ki. Bir internet ortamında telefonların bağımlılığı insanları aktivitelerden uzak tutuyor. Telefonların karşısında çok boş zaman var.” Diye konuştu.
Özlem Özkal Edirne’de geleceğin ressamlarını yetiştirecek. Özkal hem çevrim içi hem de de yüz yüze resim dersi vereceğini belirtti.
Özkal, Dilaverbey mahallesi Zindan sokakta yer tuttuğunu, resmi açılısın yakın zamanda yapacağını ifade etti. Özkal, sanat evinin iki bölümden oluştuğunu bir bölümde eserlerini yapacağını diğer bölümde yaptığı eserleri sergileyeceğini dile getirdi. Özkal, “Benim bulunduğum mekanı iki bölümden oluşuyor. Bir bölümünde sergilerim olacak. Diğer bölümde çalışma yapacağım. Hem tripot ile ders vereceğim hem de eserler ile çalışmaya devam edeceğim.
Çocukluğundan beri resime ilgili olan ressam Özlem Özkal, İranlı bir ressamdan yağlı boya teknikleri üzerine ders aldığını uzun zamandan beri resim yapmaya devam ettiğini söyledi.
Resim öğrenmek için öğrenciler gelirse ders vereceğini belirten Özkal, “Öğrenciler olursa ders vereceğim. Yağlı boya yapmamışlarsa onlara ilk başta akrilik ile başlatacağım. Çünkü akrilik çok çabuk kuruyan sıvı bazlı bir boya. Yağlı boya hem zor hem de kurtarması kolay değil.” Diye konuştu.
Özkal, insanların görerek ilgisin artabileceği için çalışma yaptığı bölümü biraz açık bıraktığını ifade etti.
Özkal, sergilediği eserlerin yanına ilk yaptığı eserleri de koyduğunu söyledi. Eski eserlerine baktıkça aradaki farkı gördüğünü belirten Özkal, “Ben ilk yaptığım çalışmalarımı da getirdim. Onlar benim ilk çalışmalarım. O zaman da bu zamana baktığımda çok yol kat ettiğimi görüyorum ben. Beğenmediğim kusurlu yönleri var ama düzeltmiyorum. Çünkü onlar o zaman için. Ben kendi değişimimi görüyorum. Bir resme bakarken perspektifi, ışığı ayarlamış mıyım? Hayır. Gelişimimi eskiye baktıkça görüyorum.” Dedi
‘RESİM EN GÜZEL REHABİLİTASYON
Beyaz tuval karşısında dünya oluşturmanın insanı rehabite ettiğini belirten Özkal, “Resim yapmak çok güzel bir şey. Bembeyaz bir tuvalin karşısına geçip orada oluşacak dünyayı sizin oluşturmanız çok güzel. Beyaz tuval renk değiştirerek aşama aşama sizi başka bir yere götürüyor. Bir an gece oluyor bir an gece olmuş. Resim en güzel rehabilitasyon. Hobi olarak bakılmamalı. Resim bir tutku. İnsanın hayatı onun ile bütünleşiyor. En büyük başarı insanın severek yaptığı şeydir. Hangi için yaparsanız yapın işi seviyorsanız başarılı olursunuz. Sevgi olmadan başarı elde edilmez. Resim yapmayı çok seviyorum.” Diye konuştu.
‘İNŞALLAH GÜZEL TALEBELER YETİŞİR’
Telefonlar karşısında çok boş zaman öldürüldüğünü belirten Özkal, “İnşallah güzel insanlar talebeler yetişir. Resim yapmayı severler. Kendini geliştirirler. Çağımız insanlarının maalesef o kadar boş şeyler ile zamanının değerlendiriyor ki. Bir internet ortamında telefonların bağımlılığı insanları aktivitelerden uzak tutuyor. Telefonların karşısında çok boş zaman var.” Sözlerine yer verdi.
Özkal, Bir şeyin ortaya konulmasının güzel bir şey olduğu iyi veya kötü bir şey üretmenin iyi bir şey olduğunu dile getirdi.
‘RESİM ÇALIŞARAK ÖĞRENİLİR’
Resmin bakarak öğrenilemeyeceğini çalışılarak öğrenilebileceğini ifade eden Özkal, “Resim bakarak değil resim çalışarak öğrenilir. Bu kişinin öğrenebileceği bir şey. Her ne kadar bir öğretmen size ders verebilir ama siz tuvalin karşısına geçip onu denemeden öğrenemezsiniz. Sürekli sütünde durularak öğrenilecek bir şey. O yetenekte sizde yavaş yavaş gelişiyor.” Sözlerine yer verdi.
İstanbul’da bir sergide iki eserinin sergileneceğin belirten Özkal, “Yaptığım resimleri sergiliyorum. Hem sergiliyorum hem de çevrimiçi olarak satışını da yapıyorum. 29 Ekim’de özel bir galeride iki tane eserim sergilenecek. Serginin açılısına gideceğim. Türkiye’de 36 tane ressamın arasına girdim. Sergilenecek eserlerimden iki tanesinden biri Osmanlı granülü ondan 5 tane yaptım. Bir tanesinde Ayasofya gece çalışması yaptım. 29 Ekim’de sergiye katıldım inşallah onun katalogları da gelecek.” İfadelerine yer verdi.
Özkal, “Belediye başkanımız evime gelmişti, pandemi dolaysıyla biz sergi yapamadık. Eyüp sultan çalışmamdan belediye başkanına da hediye etmiştim. Sergide inşallah daha iyi şeylere imza atarız. “ Dedi.
‘BIKARAK YETER ARTIK YETER DEDİĞİM BİR ESERİM OLMADI’
Resim yaparken bir sınırlamaması olmadığını dile getiren Özkal, “Resim yapmak için zamanım yok. Gece’nin 3’ünde de resim yapabiliyorum. Bir sınır koymuyorum. Artık yeter demiyorum. Ne zaman yeter dediğim zamanlar bir resmin başına geçip yorulduğumu hissettiğim anda bugünlük yerer diyorum. Bıkarak yeter artık yeter dediğim bir eserim olmadı.” Şeklinde konuştu.
Resim yaparken ressamın bir dünya oluşturduğunu vurgulayan Özkal, “Resim yapmak çok güzel bir şey. Bembeyaz bir tuvalin karşısına geçip orada oluşacak dünyayı sizin oluşturmanız çok güzel. Beyaz tuval renk değiştirerek aşama aşama sizi başka bir yere götürüyor. Bir an gece oluyor bir an gece olmuş. Resim en güzel rehabilitasyon. Hobi olarak bakılmamalı. Resim bir tutku. İnsanın hayatı onun ile bütünleşiyor. En büyük başarı insanın severek yaptığı şeydir. Hangi için yaparsanız yapın p işi seviyorsanız başarılı olursunuz. Sevgi olmadan başarı elde edilmez. Resim yapmayı çok seviyorum.” Diye konuştu.
‘BAZI ESERLERDE GÜNDE 13 SAAT ÇALIŞIYORUM’
Özkal, yaptığı eserlerin süresini eserlerinin detayına göre değiştiğini söyledi. Ayasofya’nın içini yaptığı çalışmasının 10 günde bittiğini ifade eden Özkal, “Eserin bitme süresi esere bağlı. Eserlerde ben çalışmalara sınır koymuyorum. Bazı eserlerde günde 13 saat çalışıyorum. Eserin içindeki detaylara ve sizin çalışmanıza bağlı. Günde 2-3 saat çalışırsanız 1 ayda biter günde 12-13 saat çalışırsanız 10 gün içerisinde bitirebilirsiniz. Ayasofya’nın içinin yaptığım çalışma var onu biraz hızlandırıp ta yaptım. 10 günde 12 saat. O biraz ağır bir eserdi. Çünkü detayları çok fazla. Ayasofya’nın hat levhaları var. Müze detayları var bir de yağlı boya çabuk kurumuyor. Dokuyu yakalamanız için beklemeniz gerekiyor. O bölgeler kuruyana kadar diğer bölgeleri çalışıyorum.” Dedi. (Haber-Fotoğraf: Alp Togan BOLU)
Özlem Özkal Edirne’de geleceğin ressamlarını yetiştirecek. Özkal hem çevrim içi hem de de yüz yüze resim dersi vereceğini belirtti.
Özkal, Dilaverbey mahallesi Zindan sokakta yer tuttuğunu, resmi açılısın yakın zamanda yapacağını ifade etti. Özkal, sanat evinin iki bölümden oluştuğunu bir bölümde eserlerini yapacağını diğer bölümde yaptığı eserleri sergileyeceğini dile getirdi. Özkal, “Benim bulunduğum mekanı iki bölümden oluşuyor. Bir bölümünde sergilerim olacak. Diğer bölümde çalışma yapacağım. Hem tripot ile ders vereceğim hem de eserler ile çalışmaya devam edeceğim.
Çocukluğundan beri resime ilgili olan ressam Özlem Özkal, İranlı bir ressamdan yağlı boya teknikleri üzerine ders aldığını uzun zamandan beri resim yapmaya devam ettiğini söyledi.
Resim öğrenmek için öğrenciler gelirse ders vereceğini belirten Özkal, “Öğrenciler olursa ders vereceğim. Yağlı boya yapmamışlarsa onlara ilk başta akrilik ile başlatacağım. Çünkü akrilik çok çabuk kuruyan sıvı bazlı bir boya. Yağlı boya hem zor hem de kurtarması kolay değil.” Diye konuştu.
Özkal, insanların görerek ilgisin artabileceği için çalışma yaptığı bölümü biraz açık bıraktığını ifade etti.
Özkal, sergilediği eserlerin yanına ilk yaptığı eserleri de koyduğunu söyledi. Eski eserlerine baktıkça aradaki farkı gördüğünü belirten Özkal, “Ben ilk yaptığım çalışmalarımı da getirdim. Onlar benim ilk çalışmalarım. O zaman da bu zamana baktığımda çok yol kat ettiğimi görüyorum ben. Beğenmediğim kusurlu yönleri var ama düzeltmiyorum. Çünkü onlar o zaman için. Ben kendi değişimimi görüyorum. Bir resme bakarken perspektifi, ışığı ayarlamış mıyım? Hayır. Gelişimimi eskiye baktıkça görüyorum.” Dedi
‘RESİM EN GÜZEL REHABİLİTASYON
Beyaz tuval karşısında dünya oluşturmanın insanı rehabite ettiğini belirten Özkal, “Resim yapmak çok güzel bir şey. Bembeyaz bir tuvalin karşısına geçip orada oluşacak dünyayı sizin oluşturmanız çok güzel. Beyaz tuval renk değiştirerek aşama aşama sizi başka bir yere götürüyor. Bir an gece oluyor bir an gece olmuş. Resim en güzel rehabilitasyon. Hobi olarak bakılmamalı. Resim bir tutku. İnsanın hayatı onun ile bütünleşiyor. En büyük başarı insanın severek yaptığı şeydir. Hangi için yaparsanız yapın işi seviyorsanız başarılı olursunuz. Sevgi olmadan başarı elde edilmez. Resim yapmayı çok seviyorum.” Diye konuştu.
‘İNŞALLAH GÜZEL TALEBELER YETİŞİR’
Telefonlar karşısında çok boş zaman öldürüldüğünü belirten Özkal, “İnşallah güzel insanlar talebeler yetişir. Resim yapmayı severler. Kendini geliştirirler. Çağımız insanlarının maalesef o kadar boş şeyler ile zamanının değerlendiriyor ki. Bir internet ortamında telefonların bağımlılığı insanları aktivitelerden uzak tutuyor. Telefonların karşısında çok boş zaman var.” Sözlerine yer verdi.
Özkal, Bir şeyin ortaya konulmasının güzel bir şey olduğu iyi veya kötü bir şey üretmenin iyi bir şey olduğunu dile getirdi.
‘RESİM ÇALIŞARAK ÖĞRENİLİR’
Resmin bakarak öğrenilemeyeceğini çalışılarak öğrenilebileceğini ifade eden Özkal, “Resim bakarak değil resim çalışarak öğrenilir. Bu kişinin öğrenebileceği bir şey. Her ne kadar bir öğretmen size ders verebilir ama siz tuvalin karşısına geçip onu denemeden öğrenemezsiniz. Sürekli sütünde durularak öğrenilecek bir şey. O yetenekte sizde yavaş yavaş gelişiyor.” Sözlerine yer verdi.
İstanbul’da bir sergide iki eserinin sergileneceğin belirten Özkal, “Yaptığım resimleri sergiliyorum. Hem sergiliyorum hem de çevrimiçi olarak satışını da yapıyorum. 29 Ekim’de özel bir galeride iki tane eserim sergilenecek. Serginin açılısına gideceğim. Türkiye’de 36 tane ressamın arasına girdim. Sergilenecek eserlerimden iki tanesinden biri Osmanlı granülü ondan 5 tane yaptım. Bir tanesinde Ayasofya gece çalışması yaptım. 29 Ekim’de sergiye katıldım inşallah onun katalogları da gelecek.” İfadelerine yer verdi.
Özkal, “Belediye başkanımız evime gelmişti, pandemi dolaysıyla biz sergi yapamadık. Eyüp sultan çalışmamdan belediye başkanına da hediye etmiştim. Sergide inşallah daha iyi şeylere imza atarız. “ Dedi.
‘BIKARAK YETER ARTIK YETER DEDİĞİM BİR ESERİM OLMADI’
Resim yaparken bir sınırlamaması olmadığını dile getiren Özkal, “Resim yapmak için zamanım yok. Gece’nin 3’ünde de resim yapabiliyorum. Bir sınır koymuyorum. Artık yeter demiyorum. Ne zaman yeter dediğim zamanlar bir resmin başına geçip yorulduğumu hissettiğim anda bugünlük yerer diyorum. Bıkarak yeter artık yeter dediğim bir eserim olmadı.” Şeklinde konuştu.
Resim yaparken ressamın bir dünya oluşturduğunu vurgulayan Özkal, “Resim yapmak çok güzel bir şey. Bembeyaz bir tuvalin karşısına geçip orada oluşacak dünyayı sizin oluşturmanız çok güzel. Beyaz tuval renk değiştirerek aşama aşama sizi başka bir yere götürüyor. Bir an gece oluyor bir an gece olmuş. Resim en güzel rehabilitasyon. Hobi olarak bakılmamalı. Resim bir tutku. İnsanın hayatı onun ile bütünleşiyor. En büyük başarı insanın severek yaptığı şeydir. Hangi için yaparsanız yapın p işi seviyorsanız başarılı olursunuz. Sevgi olmadan başarı elde edilmez. Resim yapmayı çok seviyorum.” Diye konuştu.
‘BAZI ESERLERDE GÜNDE 13 SAAT ÇALIŞIYORUM’
Özkal, yaptığı eserlerin süresini eserlerinin detayına göre değiştiğini söyledi. Ayasofya’nın içini yaptığı çalışmasının 10 günde bittiğini ifade eden Özkal, “Eserin bitme süresi esere bağlı. Eserlerde ben çalışmalara sınır koymuyorum. Bazı eserlerde günde 13 saat çalışıyorum. Eserin içindeki detaylara ve sizin çalışmanıza bağlı. Günde 2-3 saat çalışırsanız 1 ayda biter günde 12-13 saat çalışırsanız 10 gün içerisinde bitirebilirsiniz. Ayasofya’nın içinin yaptığım çalışma var onu biraz hızlandırıp ta yaptım. 10 günde 12 saat. O biraz ağır bir eserdi. Çünkü detayları çok fazla. Ayasofya’nın hat levhaları var. Müze detayları var bir de yağlı boya çabuk kurumuyor. Dokuyu yakalamanız için beklemeniz gerekiyor. O bölgeler kuruyana kadar diğer bölgeleri çalışıyorum.” Dedi. (Haber-Fotoğraf: Alp Togan BOLU)