Haber: Mutahhere Çağlı Milon
Çeltik meşakkatli ve su içinde yetişen bir ürün olduğuna dikkat çeken milletvekili Gaytancıoğlu, “Ciddi anlamda da kalitelidir. Hepsi tüketicinin istediği özellikte pirinçtir. Yerli pirinç en sevilen üründür. Bunun içine neden Amerikan, Mısır, Çin pirinci katıyorlar? Çünkü kaliteli bir ürün. Biz onu korumamız gerekirken tam tersine ithalat kapılarını sonuna kadar açıyoruz” şeklinde konuştu.
Ziyaret kapsamında gazetecilere konuşan Milletvekili Gaytancıoğlu, “Yeni başkan ve yönetime başarılar diliyoruz. İşleri zor ama her zaman yanlarındayız. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk 'Köylü milletin efendisidir' felsefesiyle ve Ziraat Odaları çiftçinin meslek örgütüdür. Daha güçlü olması, daha çok söz sahibi olması gerekiyor. Demokrasi sınavından başarıyla çıktıkları için kendilerine başarılar diliyor hayırlı olsun diyorum” dedi.
“DIŞA BAĞIMLI HALE GELDİK”
Çeltik ekimi, girdi maliyetleri konusunda konuşan Gaytancıoğlu, “Çeltikte Türkiye üretimin yüzde 60’ını Edirne karşılıyor. Sadece İpsala Türkiye üretiminin yüzde 20’sine sahip. Dışa bağımlı hale geldik. Çeltik meşakkatli ve su içinde yetişen bir ürün. Ciddi anlamda da kalitelidir. Hepsi tüketicinin istediği özellikte pirinçtir. Yerli pirinç en sevilen üründür. Bunun içine neden Amerikan, Mısır, Çin pirinci katıyorlar? Çünkü kaliteli bir ürün. Biz onu korumamız gerekirken tam tersine ithalat kapılarını sonuna kadar açıyoruz. Çeltikte koruma oranı yüzde 34’tür gümrük vergisi, pirinçte ise yüzde 45’tir. Bunları iktidar sıfırladı. Sıfırladığında ithal pirinç ülkeye girdiğinde buradaki üreticiye zarar veriyor. Büyük su masrafına giriyor, dünyanın en pahalı güresini, elektriğini kullanarak tarlasını hazırlıyor o suyun sürekli olmasını sağlıyor. Birden ithalat kararnamesi çıkartırsanız ve Toprak Mahsulleri Ofisi’ne 100 bin ton ithalat yetkisi verirseniz bunun da 30 bin tonu gelirse çiftçide şu anda tarlasına girecek gübre kullanacak. Gübre çok pahalı, ilaç kullanacak fiyat belli değil. Cumhuriyet Halk Partisi, ‘Fiyatı ben bir yıl önceden açıklayacağım’ diyor. Geçen yıl çeltikte hazırladığımız fiyat 3 Lira civarındaydı. Dolar sonradan yükseldi ama çeltik fiyatı yükselmedi” ifadelerini kullandı.
“EDİRNE 3 MİLYAR DOLARLIK BİR POTANSİYELE SAHİP”
İthal edilen bir üründe çiftçinin niye mağdur edildiğini kaydeden Gaytancıoğlu, “Bunu sürekli sorguluyoruz. Türkiye’nin bırakın çeltiği hiçbir ürün ithal edecek lüksü yoktur. Bu ithalat bedeli 8-9 milyar dolarlardan 13-14 milyar dolarlara kadar çıkıyor. Bu paranın Türk çiftçisinde kaldığını düşünürsek ve sadece 3 milyar dolarının Edirne’de kaldığını düşünürsek, 300 milyon dolar verip çeltik, 1,5 milyar dolar verip buğday, 2,5 milyar dolar verip ayçiçeği ithal ediyoruz. Edirne bizim yaptığımız hesaplara göre 3 milyar dolarlık bir potansiyele sahip. Edirne’nin kurtuluşu aslında tarım, turizm ve kültür. Bu Edirne ekonomisine ciddi bir katkı sağlamaz mı? Yani çiftçimiz 2 Lira’dan Lunasını Ronaldosunu satacağına 4 Lira’dan satsa ve markette de bunun fiyatı 5 Lira olsa.. Bunu nasıl yapabilirsiniz? Üreticiyi örgütlersiniz, Ziraat Odalarına yetki verirsiniz onlarda ilacını gübresini daha ucuza çünkü kâr amacı gütmüyor bu kuruluşlar meslek örgütü. Bu şekilde yaparsınız bakın neler oluyor? Aslında ne Türkiye ne de Türkiye tarımı iyi yönetiliyor” diye konuştu.
Çeltik meşakkatli ve su içinde yetişen bir ürün olduğuna dikkat çeken milletvekili Gaytancıoğlu, “Ciddi anlamda da kalitelidir. Hepsi tüketicinin istediği özellikte pirinçtir. Yerli pirinç en sevilen üründür. Bunun içine neden Amerikan, Mısır, Çin pirinci katıyorlar? Çünkü kaliteli bir ürün. Biz onu korumamız gerekirken tam tersine ithalat kapılarını sonuna kadar açıyoruz” şeklinde konuştu.
Ziyaret kapsamında gazetecilere konuşan Milletvekili Gaytancıoğlu, “Yeni başkan ve yönetime başarılar diliyoruz. İşleri zor ama her zaman yanlarındayız. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk 'Köylü milletin efendisidir' felsefesiyle ve Ziraat Odaları çiftçinin meslek örgütüdür. Daha güçlü olması, daha çok söz sahibi olması gerekiyor. Demokrasi sınavından başarıyla çıktıkları için kendilerine başarılar diliyor hayırlı olsun diyorum” dedi.
“DIŞA BAĞIMLI HALE GELDİK”
Çeltik ekimi, girdi maliyetleri konusunda konuşan Gaytancıoğlu, “Çeltikte Türkiye üretimin yüzde 60’ını Edirne karşılıyor. Sadece İpsala Türkiye üretiminin yüzde 20’sine sahip. Dışa bağımlı hale geldik. Çeltik meşakkatli ve su içinde yetişen bir ürün. Ciddi anlamda da kalitelidir. Hepsi tüketicinin istediği özellikte pirinçtir. Yerli pirinç en sevilen üründür. Bunun içine neden Amerikan, Mısır, Çin pirinci katıyorlar? Çünkü kaliteli bir ürün. Biz onu korumamız gerekirken tam tersine ithalat kapılarını sonuna kadar açıyoruz. Çeltikte koruma oranı yüzde 34’tür gümrük vergisi, pirinçte ise yüzde 45’tir. Bunları iktidar sıfırladı. Sıfırladığında ithal pirinç ülkeye girdiğinde buradaki üreticiye zarar veriyor. Büyük su masrafına giriyor, dünyanın en pahalı güresini, elektriğini kullanarak tarlasını hazırlıyor o suyun sürekli olmasını sağlıyor. Birden ithalat kararnamesi çıkartırsanız ve Toprak Mahsulleri Ofisi’ne 100 bin ton ithalat yetkisi verirseniz bunun da 30 bin tonu gelirse çiftçide şu anda tarlasına girecek gübre kullanacak. Gübre çok pahalı, ilaç kullanacak fiyat belli değil. Cumhuriyet Halk Partisi, ‘Fiyatı ben bir yıl önceden açıklayacağım’ diyor. Geçen yıl çeltikte hazırladığımız fiyat 3 Lira civarındaydı. Dolar sonradan yükseldi ama çeltik fiyatı yükselmedi” ifadelerini kullandı.
“EDİRNE 3 MİLYAR DOLARLIK BİR POTANSİYELE SAHİP”
İthal edilen bir üründe çiftçinin niye mağdur edildiğini kaydeden Gaytancıoğlu, “Bunu sürekli sorguluyoruz. Türkiye’nin bırakın çeltiği hiçbir ürün ithal edecek lüksü yoktur. Bu ithalat bedeli 8-9 milyar dolarlardan 13-14 milyar dolarlara kadar çıkıyor. Bu paranın Türk çiftçisinde kaldığını düşünürsek ve sadece 3 milyar dolarının Edirne’de kaldığını düşünürsek, 300 milyon dolar verip çeltik, 1,5 milyar dolar verip buğday, 2,5 milyar dolar verip ayçiçeği ithal ediyoruz. Edirne bizim yaptığımız hesaplara göre 3 milyar dolarlık bir potansiyele sahip. Edirne’nin kurtuluşu aslında tarım, turizm ve kültür. Bu Edirne ekonomisine ciddi bir katkı sağlamaz mı? Yani çiftçimiz 2 Lira’dan Lunasını Ronaldosunu satacağına 4 Lira’dan satsa ve markette de bunun fiyatı 5 Lira olsa.. Bunu nasıl yapabilirsiniz? Üreticiyi örgütlersiniz, Ziraat Odalarına yetki verirsiniz onlarda ilacını gübresini daha ucuza çünkü kâr amacı gütmüyor bu kuruluşlar meslek örgütü. Bu şekilde yaparsınız bakın neler oluyor? Aslında ne Türkiye ne de Türkiye tarımı iyi yönetiliyor” diye konuştu.