Edirne Çocuk Hakları Derneği 11 Ekim Dünya kız çocukları günü sebebiyle Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Gültaç Özbay, gazeteci Gönül Uyanıktır, Elektronik ve Haberleşme Mühendisi Işıl Güzey’in yer aldığı ‘ezber bozan hikayeler’ programında yer alarak hayat hikayelerini anlattılar. Konuşmacılar anlatımlarını gerçekleştirdikten sonra plaket takdimi gerçekleştirildi.
Dünya kız çocukları günü dünya çapında her yıl 11 Ekim’de kutlanıyor. Birleşmiş Milletlertarafından 2012 yılında alınan bir karar ile kız çocuklarının cinsiyetlerinden ötürü maruz kaldıkları eşitsizlik konusundaki farkındalığın artırılması amacıyla kutlanmaya başlandı.
Edirne Belediye Başkan Yardımcısı Edirne Çocuk Hakları Derneğinin üyesi Ertuğrul Tanrıkulu, böyle bir günün olmasından dolayı mutlu olduğunu dile getirdi. Tanrıkulu, salgın sebebiyle programı az kişi ile yaptıklarını sosyal medya ve diğer mecralardan etkinliği yaymak istedikleri ifade etti. Tanrıkulu, “Şuna inanıyorum ki dünyayı birlikte paylaştığımız kadın ve erkeklerin birlikte ve yönetimde ve her şeyde olmasını arzu ediyoruz.” Dedi.
Gazeteci Gönül Uyanıktır, En büyük destekçisinin annesinin olduğunu, “Bütün herkes benim kızım evlenecek derken annem benim kızım okuyacak diyordu.” Dedi. Lise yıllarında gazeteci olmaya kara verdiğini belirten Uyanıktır, “Edirne lisesinde okuduğum yıllarda nerden gazeteciliğe merak sardım. O yıllar karartma yılları, Kıbrıs Barış harekatının olduğu yıllar. Geceleri karanlıkta oturuyoruz. Herkes TRT’yi izliyor. O zaman ben Başbakan Ecevit’e hayranlık duymaya başladım. Bir de TRT’de spiker Çetin Çelik’e çok hayrandım. Tok bir ses ile haberleri okuyor. Ben de çok meraklı bir insanım orada ne oldu burada ne oldu adeta televizyona yapışıyorum. O dönemde ben karar verdim. Dedim ki ben gazeteci olacağım. Çünkü Ecevit gazeteci. Eve birkaç mecmua, gazete giriyor. Gazetelerin imzalarını gördükçe ölüyorum. Falanca Amerika’dan bildiriyor, o imzaları gördükçe ölüyorum. Benimde bir gün böyle imzalarım olacak diye diye İstanbul Üniversitesinden mezun oldum.1975 Yılında girdim.” Sözlerine yer verdi.
Okuldan mezun olduktan sonra iş gücün olmadığını Babı ali’deki Akşam gazetesine arkadaşları ile staj yapmak için gittiğini kendisine Eylül ayı için geldiğini ailesinin Edirne’de olduğunu gitmek zor olacağını ve gitmediğini belirtti. Uyanıktır, babasının Almanya’dan yük taşıdığını 15 günde bir Edirne’ye geldiğini Antalya’ya Kayseri’ye farklı şehirlere babası il e birlikte gittiğini belirtti.
Uyanıktır, Almanya’da üniversiteye kayıt olduğunu belirterek, En son babam seni Almanya’ya götüreyim dedi. Yaşım 18 geçti orada kalamam en fazla 3 ay kalabilirim. Üniversiteye yazıldım. Almancanın a’sını bilmeden hazırlık sınıfından dahil oldum.” Sözlerine yer verdi.
Okulda herkesin Türk olduğunu okurken Hürriyet gazetesine girdiğini belirten Uyanıktır, “Okulda 80 kişiyiz 2-3 kişi hariç hepsi Türk. Almanca öğrenmek ne mümkün. Sınıf arkadaşlarımdan biri bir gün Hürriyet gazetesini getirdi. Benim olduğum yerde Muhabir arıyor. Yazı yazıp gönderdim. 2 gün sonra Frankfurt yazı işleri Müdür Yılmaz Övünç, kabul ediyoruz sizi bir deneyelim sizi dediler. Daktiloda haber yazmaya başladım. Fotoğraf çekiyorum. Böyle 4 senem geçti. 3. Yıla gelmeden okulu da bıraktım. Çünkü orada da gazeteci olarak tanınmıştım. Toplantılara gidiyorum ama kardeşim hep yanımda tercüman, Almancayı öğrenmedim çünkü. 4 Yıl çalıştım hiç dönmek istemezdim ama babam bizi toparladı 1984 yılı sonunda Türkiye’ye getirdi. Babam siz almanlar ile mi evleneceksiniz çingene olsun Edirneli olsun dedi.” Sözlerine yer verdi.
Uyanıktır, Edirne’ye geldiklerin ’de Edirne gazetesinde çalışmaya başladığını Hürriyet Haber ajansında çalışmaya başladığını ifade etti.
Uyanıktır, Hürriyet’in el değiştirmesi ile birlikte 800 kişinin işten çıkarıldığını söyledi. 1994 yılı hayalinin sona erdiği er olduğunu belirten Uyanıktır, “Hürriyet haber ajansından Behiç beyin yanına gittim. Edirne gazetesinden ayrıl, ikisi bir arada yürümez dedi. Tamam dedim ayrıldım. 1994 yılına kadar böyle devam etti.1994 yılı onca hayalimin sona erdiği yerdir. 1992 yılında aynı büroda çalıştığım arkadaşım ile evlendim için 1994 ‘te işten atıldım. Hürriyet o zaman el değiştirdi. Erol Aksoy gazeteyi alınca çeşitli bürolarda 800 kişiyi birden işten attı. Büyük bir hayal kırıklığı ile bir ay dolaştım.” Diye konuştu.
‘MUHABİRLİK YAPAYIM DERKEN PATRONLUK İLE KARŞI KARŞIYA KALDIM’
Muhabirlik yapmak isterken patron olduğunu dile getiren Uyanıktır, “Hudut gazetesinin sahibi Doğan Şuta gazetesini devir etmek istiyor. Babam dedi ki bir konuşalım. Doğan Şuta ile konuştuk söyledi rakama evet dedik. Hürriyetten güzel bir tazminat almıştım. Ben birden Hudut gazetesinin sahibi oldum. Muhabirlik yapayım derken bilmediğim patronluk gibi acayip bir durum ile karşı karşıya kaldım.” İfadelerine yer verdi.
‘ERKEKLERİN TERCİH EDİLİYOR OLMASI MÜTHİŞ BİR HAKSIZLIK’
Uyanıktır, 27 yıldır gazetenin başında olduğunu zorlukları ve keyifli anları olduğunu dönüp baktığında düştüğünü hiç pes etmediğini dile getirdi.
Erkeklerin işlerde tercih ediliyor olmasının bir haksızlık olduğunu vurgulayan Uyanıktır, “. Kadın olduğum için üniversite mezunuydum çok iyi bir gazeteciydim onlarda biliyor buna rağmen eşimi tercih ettiler. Beni sepetlediler. Buna çok gıcık oldum. Erkeklerin tercih ediliyor olması müthiş bir haksızlık. Benim eşim çok iyi bir gazeteciydi. O ayrı bir konu ama kadın olduğum için böyle bir olaya maruz kaldığım için de çok kızgınım. 1994’ten bu yana 27 yıl geçti. Bunu hala hazmetmiş değilim.” Şeklinde konuştu. (Haber-Fotoğraf: Alp Togan BOLU)
Dünya kız çocukları günü dünya çapında her yıl 11 Ekim’de kutlanıyor. Birleşmiş Milletlertarafından 2012 yılında alınan bir karar ile kız çocuklarının cinsiyetlerinden ötürü maruz kaldıkları eşitsizlik konusundaki farkındalığın artırılması amacıyla kutlanmaya başlandı.
Edirne Belediye Başkan Yardımcısı Edirne Çocuk Hakları Derneğinin üyesi Ertuğrul Tanrıkulu, böyle bir günün olmasından dolayı mutlu olduğunu dile getirdi. Tanrıkulu, salgın sebebiyle programı az kişi ile yaptıklarını sosyal medya ve diğer mecralardan etkinliği yaymak istedikleri ifade etti. Tanrıkulu, “Şuna inanıyorum ki dünyayı birlikte paylaştığımız kadın ve erkeklerin birlikte ve yönetimde ve her şeyde olmasını arzu ediyoruz.” Dedi.
Gazeteci Gönül Uyanıktır, En büyük destekçisinin annesinin olduğunu, “Bütün herkes benim kızım evlenecek derken annem benim kızım okuyacak diyordu.” Dedi. Lise yıllarında gazeteci olmaya kara verdiğini belirten Uyanıktır, “Edirne lisesinde okuduğum yıllarda nerden gazeteciliğe merak sardım. O yıllar karartma yılları, Kıbrıs Barış harekatının olduğu yıllar. Geceleri karanlıkta oturuyoruz. Herkes TRT’yi izliyor. O zaman ben Başbakan Ecevit’e hayranlık duymaya başladım. Bir de TRT’de spiker Çetin Çelik’e çok hayrandım. Tok bir ses ile haberleri okuyor. Ben de çok meraklı bir insanım orada ne oldu burada ne oldu adeta televizyona yapışıyorum. O dönemde ben karar verdim. Dedim ki ben gazeteci olacağım. Çünkü Ecevit gazeteci. Eve birkaç mecmua, gazete giriyor. Gazetelerin imzalarını gördükçe ölüyorum. Falanca Amerika’dan bildiriyor, o imzaları gördükçe ölüyorum. Benimde bir gün böyle imzalarım olacak diye diye İstanbul Üniversitesinden mezun oldum.1975 Yılında girdim.” Sözlerine yer verdi.
Okuldan mezun olduktan sonra iş gücün olmadığını Babı ali’deki Akşam gazetesine arkadaşları ile staj yapmak için gittiğini kendisine Eylül ayı için geldiğini ailesinin Edirne’de olduğunu gitmek zor olacağını ve gitmediğini belirtti. Uyanıktır, babasının Almanya’dan yük taşıdığını 15 günde bir Edirne’ye geldiğini Antalya’ya Kayseri’ye farklı şehirlere babası il e birlikte gittiğini belirtti.
Uyanıktır, Almanya’da üniversiteye kayıt olduğunu belirterek, En son babam seni Almanya’ya götüreyim dedi. Yaşım 18 geçti orada kalamam en fazla 3 ay kalabilirim. Üniversiteye yazıldım. Almancanın a’sını bilmeden hazırlık sınıfından dahil oldum.” Sözlerine yer verdi.
Okulda herkesin Türk olduğunu okurken Hürriyet gazetesine girdiğini belirten Uyanıktır, “Okulda 80 kişiyiz 2-3 kişi hariç hepsi Türk. Almanca öğrenmek ne mümkün. Sınıf arkadaşlarımdan biri bir gün Hürriyet gazetesini getirdi. Benim olduğum yerde Muhabir arıyor. Yazı yazıp gönderdim. 2 gün sonra Frankfurt yazı işleri Müdür Yılmaz Övünç, kabul ediyoruz sizi bir deneyelim sizi dediler. Daktiloda haber yazmaya başladım. Fotoğraf çekiyorum. Böyle 4 senem geçti. 3. Yıla gelmeden okulu da bıraktım. Çünkü orada da gazeteci olarak tanınmıştım. Toplantılara gidiyorum ama kardeşim hep yanımda tercüman, Almancayı öğrenmedim çünkü. 4 Yıl çalıştım hiç dönmek istemezdim ama babam bizi toparladı 1984 yılı sonunda Türkiye’ye getirdi. Babam siz almanlar ile mi evleneceksiniz çingene olsun Edirneli olsun dedi.” Sözlerine yer verdi.
Uyanıktır, Edirne’ye geldiklerin ’de Edirne gazetesinde çalışmaya başladığını Hürriyet Haber ajansında çalışmaya başladığını ifade etti.
Uyanıktır, Hürriyet’in el değiştirmesi ile birlikte 800 kişinin işten çıkarıldığını söyledi. 1994 yılı hayalinin sona erdiği er olduğunu belirten Uyanıktır, “Hürriyet haber ajansından Behiç beyin yanına gittim. Edirne gazetesinden ayrıl, ikisi bir arada yürümez dedi. Tamam dedim ayrıldım. 1994 yılına kadar böyle devam etti.1994 yılı onca hayalimin sona erdiği yerdir. 1992 yılında aynı büroda çalıştığım arkadaşım ile evlendim için 1994 ‘te işten atıldım. Hürriyet o zaman el değiştirdi. Erol Aksoy gazeteyi alınca çeşitli bürolarda 800 kişiyi birden işten attı. Büyük bir hayal kırıklığı ile bir ay dolaştım.” Diye konuştu.
‘MUHABİRLİK YAPAYIM DERKEN PATRONLUK İLE KARŞI KARŞIYA KALDIM’
Muhabirlik yapmak isterken patron olduğunu dile getiren Uyanıktır, “Hudut gazetesinin sahibi Doğan Şuta gazetesini devir etmek istiyor. Babam dedi ki bir konuşalım. Doğan Şuta ile konuştuk söyledi rakama evet dedik. Hürriyetten güzel bir tazminat almıştım. Ben birden Hudut gazetesinin sahibi oldum. Muhabirlik yapayım derken bilmediğim patronluk gibi acayip bir durum ile karşı karşıya kaldım.” İfadelerine yer verdi.
‘ERKEKLERİN TERCİH EDİLİYOR OLMASI MÜTHİŞ BİR HAKSIZLIK’
Uyanıktır, 27 yıldır gazetenin başında olduğunu zorlukları ve keyifli anları olduğunu dönüp baktığında düştüğünü hiç pes etmediğini dile getirdi.
Erkeklerin işlerde tercih ediliyor olmasının bir haksızlık olduğunu vurgulayan Uyanıktır, “. Kadın olduğum için üniversite mezunuydum çok iyi bir gazeteciydim onlarda biliyor buna rağmen eşimi tercih ettiler. Beni sepetlediler. Buna çok gıcık oldum. Erkeklerin tercih ediliyor olması müthiş bir haksızlık. Benim eşim çok iyi bir gazeteciydi. O ayrı bir konu ama kadın olduğum için böyle bir olaya maruz kaldığım için de çok kızgınım. 1994’ten bu yana 27 yıl geçti. Bunu hala hazmetmiş değilim.” Şeklinde konuştu. (Haber-Fotoğraf: Alp Togan BOLU)