Emine Erdoğan'ın himayelerinde yürütülen Türkiye Dokuma Atlası Projesi" kapsamında "Geçmişten geleceğe" temasıyla Türkiye Dokuma Atlası ilk sahne gösterimi Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirildi.
İlk sahne gösteriminde konuşan Emine Erdoğan, Türkiye Dokuma Atlası Projesi ile yok olmaya yüz tutan zengin dokuma kültürünü yeniden ihya etmeyi amaçladıklarını ifade etti. Erdoğan, farklı kültürlerin birbirini tanımasının ön yargıları azaltacağını ifade etti. Erdoğan, dokuma kültürünün, Türkiye'nin zengin kültürel ve coğrafi özelliklerini, farklı desen ve motifleriyle, etnik birikimi yansıttığını belirtti.
Dokuma kültürü için casusluk faaliyetlerinin zamanında yürütüldüğünü belirten Erdoğan” Evliya Çelebi Ankara Sofu’nu anlatmak ile bitiremez. Ankara Tiftik Keçisi uluslararası casusluğa da konu olmuştur. Edirne Kırmızısı sırını çözmek için batılı ülkeler ajanlar göndermiştir.” Sözlerine yer verdi.
Anadolu dokumasının özelliklerine vurgu yapan Erdoğan, "Dokuma sanatı, alelade bir kumaş üreticiliği değil, insanın hayatla ve doğayla etkileşiminin aynasıdır. Doğum, düğün ve cenaze gibi hayatın dönüm noktaları motiflere yansır. Henüz kelimelere aktarılamamış nice duygu ve düşünce, nakışlarla tercüme edilir. Her ilmek içinde hüzün ve sevinç gibi hayatın tüm tonlarını taşır" Şeklinde konuştu.
Erdoğan, dokumanın alelade bir kumaş olmadığını, kelimelere aktarılmayan duyguların nakışlara tercüme edildiğini, er ilmeğin içinde ayrı bir duygu olduğunu belirtti."
“DEĞERLERİN, YERYÜZÜNDEN SİLİNMESİNE İZİN VEREMEYİZ”
Değerlerin kaybolmasına izin vermeyeceklerini ifade eden Erdoğan, “Biz bu çabayı sadece yerel kültürümüzü korumak olarak da görmüyoruz. Küreselleşmenin tüm kültürleri tek tipleştirdiği bir çağda, insanlığın ortak birikimine hizmet olarak görüyoruz. Ülkemizdeki kültür varlıkları, coğrafyamızın olduğu kadar, tüm insanlığın ortak hazinesidir. Geleneksel sanatların ihyası, bugünün tasarım dünyası için de taze bir nefes demek. Hayata tutundurduğumuz her desen ya da renk, farklı disiplinlere de ilham olabilir. Mimariden teknolojiye kadar, her alanın, insanın soyut dünyasından beslenmeye ihtiyacı var. Tek tip bir dünya, insanlığın hayal dünyasına vurulan en büyük kettir. O nedenle, bu nadide değerlerin, yeryüzünden silinmesine izin veremeyiz." sözlerine yer verdi. (Haber: Alp Togan BOLU)