Tarihe not düşülen bilezik yazıları Edirne’de tarihi olayları cami sütunları, türbe ve şadırvanların bileziklerinde görmek mümkün Osmanlı İmparatorluğu’nun 92 yıl başkentliğini yapan Edirne’de ve İstanbul gibi illerde tarihe ‘’not düşme’’leri cami sütunları, türbe ve şadırvanların pirinç, tunç ile madenden yapılan bileziklerinde görülebiliyor.
Osmanlı tarihi konusunda eğitim görmüş uzmanlar, gazetemize yaptığı açıklamada, bu eslerimizin bileziklerinde nasihatleri, tarihte yaşanan önemli olayları, felaketleri, özlü sözleri görmenin mümkün olduğunu ifade etti.
Osmanlı döneminde iletişim ve haberleşmenin bu günkü kadar yaygın olmadığından tarihe not düşme, ahalinin haberdar olması açısından cami, türbe, şadırvan gibi yapılardaki tunç, pirinç, metal gibi yerlerin kullanıldığı ifade edildi. Metal bilezikler üzerine Edirne, İstanbul veya ülkenin her hangi bir yerinde ahaliyi yakından ilgilendiren felaket, sevinç, dua gibi önemli bir zatın vefatı, özlü sözler ve beyitleri görmek mümkün olduğu belirtildi.
Selimiye Cami’nin yanı sıra II. Beyazıt Camii’nin mermer sütunun bileziğinde ki metale tuğra yapıldığını hatırlatan Osmanlı konusunda uzman kişi şu ifadeleri söyledi;
‘’II. Beyazıt Camii’nin mermer sütunun bileziğinde tuğrada ‘Sultan Bayezid-i Veli sene hicri: 1081, m:1670’ yazmakta. Osmanlı İmparatorluğu'nun sekizinci padişahı Fatih Sultan Mehmet’in oğlu olan II. Bayezid veya II. Beyazıt’ın temelini attığı cami açıldıktan sonra bu tuğra yazılmış. II. Bayezid veya II. Beyazıt, Sultan Bayezid-i Veli olarak da bilenmektedir. Bilezikteki tuğra caminin onarımında mı yoksa ilk zamanlarda mı metale işlendiği bilinmemektedir.’’Tarihçesi II. Bayezid Camii, Edirne’de II. Bayezid Külliyesi içinde yer alan anıtsal camidir. Külliye birimlerinin merkezinde yer alan cami, kare şeklinde, sütunsuz ve kemersiz bir yapıdır. Mimarı, Mimar Hayrettin veya Yakup Şah Bin Sultan Şah’tır. Temeli 1484 yılında Osmanlı Sultanı II. Bayezid tarafından atılmış; 1488 yılında ibadete açılmıştır. Cümle kapısı üzerinde, iki satır halinde düzenlen ve altı kutucuktan oluşan inşa kitabesi Zembilli Ali Efendi tarafından yazılmıştır. Hattatı Şeyh Hamdullah’tır. Kapının sağ ve sol duvarlarında, mihrap biçimli nişlerin üstlerindeki beşer mısralık yazılar da Şeyh Hamdullah’a nispet edilir. Dört duvar üstüne oturtulmuş 22 metre çapındaki tek bir kubbesi vardır. 22 kubbeli bir revak tarafından çevrelenmiş avlusu ortasında üstü açık bir abdest şadırvanı yer alır. Caminin, 17 mermer sütun içinde yer alan hünkar mahfilinin Osmanlı cami mimarisinde yapılmış ilk mahfil olduğu kabul edilir. Türk ağaç işçiliğinin en güzel örneklerinden olan geçmeli cami kapıları Tunca Nehrinde meydana gelen taşkınlarda uzun süre su altında kaldığından dolayı zarar görmüş ve koruma amacıyla Edirne Müzesine kaldırılmıştır.” (Haber: Nadir ALP)