Haber-Fotoğraf: Umut IŞIK
Edirne Belediyesi tarafından hayata geçirilen "Tohum Bankası" etkinliği kapsamında çoğaltılan ata mirası 17 çeşit buğday ve arpa tohumu, Karaağaç Mahallesi'ndeki Cumhuriyet Çiftliği'nde düzenlenen etkinlikle, geleneksel yöntemlerle toprakla buluşturuldu. Saygı duruşu ve istiklal marşının okunmasıyla başlayan etkinlikte Edirne belediyesi halk oyunları ekibi gösteri düzenledi. Halk oyunu gösterisinin ardından ekinlikte konuşan Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, “Dörtnala gelip uzak Asya’dan Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket bizim diyor nazım hikmet. Taşıyla toprağıyla deresiyle akarsuyuyla, böceğiyle, çiçeğiyle, insanıyla her şeyiyle bu memleket bizim. Bu memleketin her bir değerini korumak her bir değerini yaşatmak ve en önemlisi bizden sonra gelecek kuşaklara, çocuklarımıza aldığımızdan daha da güzel bir şekilde teslim etmek. Onların temiz bir çevrede, temiz bir ekosistemde sağlıklı gıdalarla Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi çağdaş, aydın, sağlıklı birer birey olarak yetişmelerini sağlamak bizim en önemli görevimiz. Edirne Belediyesi olarak geçen yıl başlattığımız yerli tohum etkinliklerimiz durmaksızın devam ediyor. Mart ayında yaptığımız yerli tohum takas şenliğini başta Karaağaçlılar olmak üzere bütün Edirneliler hatırlayacaktır. Annelerimizin, teyzelerimizin, büyüklerimizin bazen bir gazete kâğıdının içinde bazen bir tülbentin içinde evlerimizin köşelerine saklamış olduğu tohumları bulduk köylerde. Bu tohumların düzenlemesini yaptık ve Mart ayında Karaağaç’ta şehrimizin en bereketli topraklarının bulunduğu bu bölgede 120 çeşit yerli tohumu ücretsiz takas şenliğinde üreticilerimizle, halkımızla buluşturduk. Dağıttığımız, takas yaptığımız yerli tohumlardan elde edilen ürünlerden bu yıl Ekim ayında ilk yerli tohumlarımızı geri aldık. Bunları şimdi tohum bankamızda muhafaza ediyoruz. Önümüzdeki Ekim sezonunda yine bu yerli tohumlarla Edirnelilerle buluşmayı gerçekleştirecek ve yine ücretsiz yerli tohum takas şenliğimizi yapacağız. Geleneksel ürünümüz olan ama aynı zamanda da stratejik ürünümüz olan yerli buğday tohumlarını toprakla buluşturacağız.” Dedi.
“TÜRKİYE’Yİ DOYURACAK BİR EKİM DEĞİL”
Yapılan ekimin bütün Edirne’yi ya da bütün Türkiye’yi doyuracak bir ekim olmadığını söyleyen Gürkan, “Bu bizim görevimizde değil. Ama biz istiyoruz ki yerli tohumun değerinin öneminin stratejik anlamının herkes farkına varsın. 2006 yılında bir kanun çıktı. O kanunla hibrit tohum kullanma zorunluluğu getirildi. Bu kanunun şu tarafına itiraz etmek mümkün değil. Hızla artan nüfusun karnını doyurmak için o nüfusu beslemek için elbette verimin artması, üretimin artması gerekiyor. Bu anlaşılabilir bir durum. Çünkü dünya nüfusu da Türkiye nüfusu da her geçen gün bir öncekinden daha fazla bir artışa sahip. Burada bir taraftan bu kadar büyük bir nüfusun karnını doyurmak için hibrit tohumla geniş alanlarda ekimleri yapmak ama bizim yaptığımız gibi daha küçük alanlarda çocuklarımızın daha sağlıklı gıdalarla beslenmesini, çevreye ve geleceğe karşı sorumluluklarımızı da yerine getirmek adına, yerli ata tohumlarımızla sebzeden, meyveye, buğdaydan diğer ürünlere kadar her çeşit yerli tohumu koruyup geleceğe daha sağlam bir şekilde taşımamız gerekiyor. Edirne Belediyesi’nin anlayışı ve çabası budur. Belediye tarafından oluşturulan Cumhuriyet Çiftliğinde, Karakılçık ve Siyez buğdayı olmak üzere 17 çeşit buğday ve arpa toprakla buluşacak. Edirne’de tarımla, ziraatla, çiftçilikle uğraşan hemşerilerime seslenmek istiyorum.
“BUNA MECBURUZ”
Gelecek nesillere daha sağlıklı bir yaşam sunmak için Buna mecburuz diyen Gürkan, “Bunu önemseyin, buna değer verin, bu çalışmalara destek olun. Bunu yaparsak emin olun, çocuklarımız, torunlarımız, evlatlarımız daha sağlıklı bir yaşama kavuşacaklar ve onlarda bizden almış oldukları bu emaneti, kendinden sonraki kuşaklara daha özgür ve daha yaşabilir bir ülke adına daha güzel bir şekilde teslim edecekler. Çok uzak değil yakın geçmişin sebze ve meyve deposu olan değerli Karaağaçlılar, anımsayacaksınız 10-15 yıl önce haftada 50 kamyona yakın Ayşekadın Fasulyesini buradan hasat edip başka illere gönderirdik. Karaağaç’tan gelen sebze-meyveler tadıyla, kokusuyla bütün bölge coğrafyasının karnını doyurmaya yetip, artıyordu. Ama bugün topraklarımızın önemli bir kısmının ekilmediğini görüyoruz. Bugün düne göre ekim çeşitliliğinin gittikçe azaldığını görüyoruz. Elbette bunun çok çeşitli nedenleri var; maliyetler yükseldi, girdiler yükseldi. Ama bunların hiçbirisi geçerli bir mazeret, bahane değil. İnancımız gereği de topraktan geldik, toprağa döneceğiz. Ama emin olun nefes aldığımız sürece toprağa muhtaç ve bağımlıyız. O yüzden toprağı özüne dokunmadan, yapısını bozmadan, kirletmeden gelecek kuşaklara temiz ve sağlıklı bir şekilde gelecek kuşaklara teslim etme mecburiyetimiz var. Bu yüzden bu görevin en büyük sorumluluğu sevgili Karaağaçlılara düşüyor. Karaağaçlılar istemese de ben tekrar tarlalarımızın, topraklarımızın yeşille, sarıyla, kırmızıyla bütün renklere bezendiğini görmek istiyorum, birlikte de göreceğiz. Bunu sizlerle birlikte el ele, yürek yüreğe mücadele ile yapacağız.” Şeklinde konuştu.
“NİÇİN CUMHURİYET ÇİFTLİĞİ?”
Gürkan, “Çünkü biz her şeyimizi Cumhuriyet’e borçluyuz. Biz her şeyimizi Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmak için, Türk Milletini bu coğrafyada özgür ve bağımsız yaşatmak için canlarını, kanlarını gözünü kırpmadan feda eden Mustafa Kemal Atatürk ve Kurtuluş Savaşı şehitlerimize borçluyuz.” Dedi.
“TÜRKİYE BUĞDAYIN ANAVATINI KONUMUNDADIR”
Türkiye'nin zengin biyoçeşitliliği önemli bir gen merkezi olmasından kaynaklandığını dile getiren Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Adnan Tülek, “. Türkiye önemli gen merkezlerinden biri olup aynı zamanda buğdayın anavatanı konumundadır. Anadolu'da 10.000 yıllık bir tarihi olan buğdayın stratejik bir ürün olmasının yanı sıra kültürel bir mirastır. Ülkemiz için buğday; sosyal, kültürel ve tarihi değere sahiptir ve bereketin göstergesidir. Her zaman buğdaya manevi değer verilmiştir. Yerel buğday genellikle yerel bir isme sahip olan ve teşhis edilebilen değişken bir popülasyon olarak tanımlanabilir. Ülkemizde yerel buğdayların korunmasına yönelik önemli projeler yürütülmektedir. Bu kapsamda gerek yerel buğday çeşitleri ve gerekse diğer türlere ait tarımsal öneme haiz olan yerel çeşitlerimiz toplanarak tanımlanmakta, kalite, hastalık ve zararlılara mukavemet, soğuğa, kurağa dayanıklılık ve verim gibi özellikler açısından değerlendirilmektedir. Bu nedenle özellikle bitki genetik kaynaklarının toplama çalışmaları yapılarak hem yerinde (in situ koruma) hem de gen bankalarında (ex situ koruma) korunması ve devamlılığı açısından önemlidir. Yapılan bir çalışmada sonucunda, Türkiye'de yerel buğday popülasyonlarının hala dağlık ve tarımsal faaliyetlerin daha çok geleneksel sistemlerle yapıldığı alanlarda kendi ihtiyacını karşılamak amacı ile üretilmekte olduğu belirlenmiştir. Geleneksel tat ve lezzet ile hayvancılık faaliyetlerinin bu popülasyonun devam etmesindeki en önemli etkenler olduğu ortaya konulmuştur. Yerel buğday üreticilerinin %90'dan fazlasının elde ettiği buğdayı satmadığı sadece kendi ihtiyaçları için üretim yaptığı görülmektedir. Ayrıca yerel buğday üreticilerinin %85,52'si buğday samanını satmayıp kendi hayvanlarının yem ihtiyaçlarını karşılamak için kullanmaktadır. Buradan yerel buğday Üreticilerinin buğday tarımını geçimlik tarım sistemi içerisinde yaptığı, ticari bir kazancı düşünmediği sonucu çıkarılabilir.” Şeklinde konuştu.
GÜRKAN’A YERLİ TOHUMLA YETİŞEN KABAK HEDİYE EDİLDİ
Karaağaçlı üreticiler Başkan Gürkan’a Mart Ayında Edirne Belediyesi’nin düzenlediği Tohum
Takas Şenliği’nden aldıkları tohumla yetiştirdikleri balkabağını hediye etti.
Edirne Belediyesince hayata geçirilen "Tohum Bankası" projesi kapsamında çoğaltılan ata mirası 17 çeşit buğday ve arpa tohumu, Karaağaç Mahallesi'ndeki Cumhuriyet Çiftliği'nde düzenlenen etkinlikle, geleneksel yöntemlerle toprakla buluşturuldu. Daha sonra, Gürkan, Tülek ve katılımcılar, altı dönümlük tarlaya geleneksel siyez ve karakılçık buğdayı ve Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsünce geliştirilen yerli tohumları ekti.
Edirne Belediyesi tarafından hayata geçirilen "Tohum Bankası" etkinliği kapsamında çoğaltılan ata mirası 17 çeşit buğday ve arpa tohumu, Karaağaç Mahallesi'ndeki Cumhuriyet Çiftliği'nde düzenlenen etkinlikle, geleneksel yöntemlerle toprakla buluşturuldu. Saygı duruşu ve istiklal marşının okunmasıyla başlayan etkinlikte Edirne belediyesi halk oyunları ekibi gösteri düzenledi. Halk oyunu gösterisinin ardından ekinlikte konuşan Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, “Dörtnala gelip uzak Asya’dan Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket bizim diyor nazım hikmet. Taşıyla toprağıyla deresiyle akarsuyuyla, böceğiyle, çiçeğiyle, insanıyla her şeyiyle bu memleket bizim. Bu memleketin her bir değerini korumak her bir değerini yaşatmak ve en önemlisi bizden sonra gelecek kuşaklara, çocuklarımıza aldığımızdan daha da güzel bir şekilde teslim etmek. Onların temiz bir çevrede, temiz bir ekosistemde sağlıklı gıdalarla Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi çağdaş, aydın, sağlıklı birer birey olarak yetişmelerini sağlamak bizim en önemli görevimiz. Edirne Belediyesi olarak geçen yıl başlattığımız yerli tohum etkinliklerimiz durmaksızın devam ediyor. Mart ayında yaptığımız yerli tohum takas şenliğini başta Karaağaçlılar olmak üzere bütün Edirneliler hatırlayacaktır. Annelerimizin, teyzelerimizin, büyüklerimizin bazen bir gazete kâğıdının içinde bazen bir tülbentin içinde evlerimizin köşelerine saklamış olduğu tohumları bulduk köylerde. Bu tohumların düzenlemesini yaptık ve Mart ayında Karaağaç’ta şehrimizin en bereketli topraklarının bulunduğu bu bölgede 120 çeşit yerli tohumu ücretsiz takas şenliğinde üreticilerimizle, halkımızla buluşturduk. Dağıttığımız, takas yaptığımız yerli tohumlardan elde edilen ürünlerden bu yıl Ekim ayında ilk yerli tohumlarımızı geri aldık. Bunları şimdi tohum bankamızda muhafaza ediyoruz. Önümüzdeki Ekim sezonunda yine bu yerli tohumlarla Edirnelilerle buluşmayı gerçekleştirecek ve yine ücretsiz yerli tohum takas şenliğimizi yapacağız. Geleneksel ürünümüz olan ama aynı zamanda da stratejik ürünümüz olan yerli buğday tohumlarını toprakla buluşturacağız.” Dedi.
“TÜRKİYE’Yİ DOYURACAK BİR EKİM DEĞİL”
Yapılan ekimin bütün Edirne’yi ya da bütün Türkiye’yi doyuracak bir ekim olmadığını söyleyen Gürkan, “Bu bizim görevimizde değil. Ama biz istiyoruz ki yerli tohumun değerinin öneminin stratejik anlamının herkes farkına varsın. 2006 yılında bir kanun çıktı. O kanunla hibrit tohum kullanma zorunluluğu getirildi. Bu kanunun şu tarafına itiraz etmek mümkün değil. Hızla artan nüfusun karnını doyurmak için o nüfusu beslemek için elbette verimin artması, üretimin artması gerekiyor. Bu anlaşılabilir bir durum. Çünkü dünya nüfusu da Türkiye nüfusu da her geçen gün bir öncekinden daha fazla bir artışa sahip. Burada bir taraftan bu kadar büyük bir nüfusun karnını doyurmak için hibrit tohumla geniş alanlarda ekimleri yapmak ama bizim yaptığımız gibi daha küçük alanlarda çocuklarımızın daha sağlıklı gıdalarla beslenmesini, çevreye ve geleceğe karşı sorumluluklarımızı da yerine getirmek adına, yerli ata tohumlarımızla sebzeden, meyveye, buğdaydan diğer ürünlere kadar her çeşit yerli tohumu koruyup geleceğe daha sağlam bir şekilde taşımamız gerekiyor. Edirne Belediyesi’nin anlayışı ve çabası budur. Belediye tarafından oluşturulan Cumhuriyet Çiftliğinde, Karakılçık ve Siyez buğdayı olmak üzere 17 çeşit buğday ve arpa toprakla buluşacak. Edirne’de tarımla, ziraatla, çiftçilikle uğraşan hemşerilerime seslenmek istiyorum.
“BUNA MECBURUZ”
Gelecek nesillere daha sağlıklı bir yaşam sunmak için Buna mecburuz diyen Gürkan, “Bunu önemseyin, buna değer verin, bu çalışmalara destek olun. Bunu yaparsak emin olun, çocuklarımız, torunlarımız, evlatlarımız daha sağlıklı bir yaşama kavuşacaklar ve onlarda bizden almış oldukları bu emaneti, kendinden sonraki kuşaklara daha özgür ve daha yaşabilir bir ülke adına daha güzel bir şekilde teslim edecekler. Çok uzak değil yakın geçmişin sebze ve meyve deposu olan değerli Karaağaçlılar, anımsayacaksınız 10-15 yıl önce haftada 50 kamyona yakın Ayşekadın Fasulyesini buradan hasat edip başka illere gönderirdik. Karaağaç’tan gelen sebze-meyveler tadıyla, kokusuyla bütün bölge coğrafyasının karnını doyurmaya yetip, artıyordu. Ama bugün topraklarımızın önemli bir kısmının ekilmediğini görüyoruz. Bugün düne göre ekim çeşitliliğinin gittikçe azaldığını görüyoruz. Elbette bunun çok çeşitli nedenleri var; maliyetler yükseldi, girdiler yükseldi. Ama bunların hiçbirisi geçerli bir mazeret, bahane değil. İnancımız gereği de topraktan geldik, toprağa döneceğiz. Ama emin olun nefes aldığımız sürece toprağa muhtaç ve bağımlıyız. O yüzden toprağı özüne dokunmadan, yapısını bozmadan, kirletmeden gelecek kuşaklara temiz ve sağlıklı bir şekilde gelecek kuşaklara teslim etme mecburiyetimiz var. Bu yüzden bu görevin en büyük sorumluluğu sevgili Karaağaçlılara düşüyor. Karaağaçlılar istemese de ben tekrar tarlalarımızın, topraklarımızın yeşille, sarıyla, kırmızıyla bütün renklere bezendiğini görmek istiyorum, birlikte de göreceğiz. Bunu sizlerle birlikte el ele, yürek yüreğe mücadele ile yapacağız.” Şeklinde konuştu.
“NİÇİN CUMHURİYET ÇİFTLİĞİ?”
Gürkan, “Çünkü biz her şeyimizi Cumhuriyet’e borçluyuz. Biz her şeyimizi Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmak için, Türk Milletini bu coğrafyada özgür ve bağımsız yaşatmak için canlarını, kanlarını gözünü kırpmadan feda eden Mustafa Kemal Atatürk ve Kurtuluş Savaşı şehitlerimize borçluyuz.” Dedi.
“TÜRKİYE BUĞDAYIN ANAVATINI KONUMUNDADIR”
Türkiye'nin zengin biyoçeşitliliği önemli bir gen merkezi olmasından kaynaklandığını dile getiren Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Adnan Tülek, “. Türkiye önemli gen merkezlerinden biri olup aynı zamanda buğdayın anavatanı konumundadır. Anadolu'da 10.000 yıllık bir tarihi olan buğdayın stratejik bir ürün olmasının yanı sıra kültürel bir mirastır. Ülkemiz için buğday; sosyal, kültürel ve tarihi değere sahiptir ve bereketin göstergesidir. Her zaman buğdaya manevi değer verilmiştir. Yerel buğday genellikle yerel bir isme sahip olan ve teşhis edilebilen değişken bir popülasyon olarak tanımlanabilir. Ülkemizde yerel buğdayların korunmasına yönelik önemli projeler yürütülmektedir. Bu kapsamda gerek yerel buğday çeşitleri ve gerekse diğer türlere ait tarımsal öneme haiz olan yerel çeşitlerimiz toplanarak tanımlanmakta, kalite, hastalık ve zararlılara mukavemet, soğuğa, kurağa dayanıklılık ve verim gibi özellikler açısından değerlendirilmektedir. Bu nedenle özellikle bitki genetik kaynaklarının toplama çalışmaları yapılarak hem yerinde (in situ koruma) hem de gen bankalarında (ex situ koruma) korunması ve devamlılığı açısından önemlidir. Yapılan bir çalışmada sonucunda, Türkiye'de yerel buğday popülasyonlarının hala dağlık ve tarımsal faaliyetlerin daha çok geleneksel sistemlerle yapıldığı alanlarda kendi ihtiyacını karşılamak amacı ile üretilmekte olduğu belirlenmiştir. Geleneksel tat ve lezzet ile hayvancılık faaliyetlerinin bu popülasyonun devam etmesindeki en önemli etkenler olduğu ortaya konulmuştur. Yerel buğday üreticilerinin %90'dan fazlasının elde ettiği buğdayı satmadığı sadece kendi ihtiyaçları için üretim yaptığı görülmektedir. Ayrıca yerel buğday üreticilerinin %85,52'si buğday samanını satmayıp kendi hayvanlarının yem ihtiyaçlarını karşılamak için kullanmaktadır. Buradan yerel buğday Üreticilerinin buğday tarımını geçimlik tarım sistemi içerisinde yaptığı, ticari bir kazancı düşünmediği sonucu çıkarılabilir.” Şeklinde konuştu.
GÜRKAN’A YERLİ TOHUMLA YETİŞEN KABAK HEDİYE EDİLDİ
Karaağaçlı üreticiler Başkan Gürkan’a Mart Ayında Edirne Belediyesi’nin düzenlediği Tohum
Takas Şenliği’nden aldıkları tohumla yetiştirdikleri balkabağını hediye etti.
Edirne Belediyesince hayata geçirilen "Tohum Bankası" projesi kapsamında çoğaltılan ata mirası 17 çeşit buğday ve arpa tohumu, Karaağaç Mahallesi'ndeki Cumhuriyet Çiftliği'nde düzenlenen etkinlikle, geleneksel yöntemlerle toprakla buluşturuldu. Daha sonra, Gürkan, Tülek ve katılımcılar, altı dönümlük tarlaya geleneksel siyez ve karakılçık buğdayı ve Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsünce geliştirilen yerli tohumları ekti.